Akalın, Birleşmiş Milletler'de katıldıkları programların ardından New York'ta AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle BM'de düzenlenen etkinliklerde Suriye'deki iç savaş nedeniyle kadın ve çocukların yaşadıkları mağduriyetleri anlattıklarını kaydetti.
Ailelerin dağıldığını kadın ve çocukların Türkiye'ye sığındığını ifade eden Akalın, TÜRGEV olarak BM'de kadınlara ilişkin toplantılarda Suriyeli kadınların trajedisini gözler önüne sermeye çalıştıklarını kaydederek, hem Türkiye'nin devlet olarak hem de sivil toplum kuruluşlarının yaptığı yardımların her kesimden takdir gördüğünü anlattı.
Suriyelilerin barındığı kamplara yaptıkları ziyaretlerde karşılaştıkları hikayeleri muhataplarına aktardıklarını dile getiren Akalın, "Biz BM'nin ve onun dışındaki uluslararası örgütlerin de kuruluşların da bu konuya dair çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyoruz. Hem bu sorunun dünyada daha fazla konuşulması hem de bir taraftan eğitimi yarıda kalan çocuklara, perişan haldeki kadınlar ve sakat kalanlara yardım edilmesi gerekir" dedi.
Akalın, toplantılarda BM'den çözüme dair çok daha etkin uygulamalar duymayı umduklarını ancak hayal kırıklığına uğradıklarını da ifade ederek, " 'Bu noktada çalışmaların yapılması planlanmaktadır BM tarafından' denildi. Ancak savaş beşinci senesine giriyor. Dolayısıyla planlama noktasını çoktan geçmiş olmamız gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Akalın, BM'deki sunumların ardından dünyanın birçok köşesinden gelen katılımcının sorunu somut olarak anlatmaları dolayısıyla kendisine teşekkür ettiğini dile getirerek, "Bazıları orada çektiğimiz görüntüleri izlerken gözyaşlarını tutamadıklarını söylediler. Bu da şunu gösteriyor. Konunun bu tip ortamlarda somut örnekler üzerinden giderek anlatılması gerekiyor" ifadesini kullandı.
- "Erdoğan'a dua ediyoruz" -
Arzu Akalın, kamplarda yaşayan kadınların sorunlarına da değinerek, kadınların en büyük sorunlarının çocuklarının geleceğini ve onların ihtiyaçlarının karşılanmasını nasıl temin edecekleri konusu olduğunu söyledi.
Kamplardaki yetişkinlerin çok az Türkçe bildiklerini anlatan Akalın, "Her biri bildikleri az sayıdaki Türkçe kelimelerle 'Erdoğan'a dua ediyoruz' dediler. Bu bizi çok etkiledi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin onlarının yanında olduğunu ve her manada kucakladığını hissettiren cümlelerdi bunlar" dedi.
Kamplarda çocuklarla oyunlar oynadıklarını ve onları biraz olsun mutlu etmeye çalıştıklarını kaydeden Akalın, ancak onların geleceğini ve eğitimlerini düşününce ciddi üzüntü duyduğunu da dile getirdi.
- "60 Suriyeli kız öğrenci misafirimiz" -
Akalın, TÜRGEV olarak Suriyelilere verdikleri desteklere ilişkin de bilgi verdi. Çeşitli illerde ortaöğretim ve yükseköğretimde kız öğrencileri barındırdıklarını ifade eden Akalın, "60 tane Suriyeli kızımız Edirne'de olsun, İstanbul ya da Konya'daki yurtlarımızda misafirler. Onlar bir taraftan bizim yurtlarımızda kalıyorlar, bir taraftan da burs noktasında da bu kardeşlerimizi destekliyoruz" şeklinde konuştu.
Gaziantep ve Şanlıurfa'daki kamplara 10 bin civarında yardım paketi ulaştırdıklarını belirten Akalın, kız öğrencilerin kendi elleriyle hazırladıkları örgüler ve patikleri de kamp ziyaretleri sırasında çocuklara hediye ettiklerini söyledi.
Öğrencilerle yaptıkları kamp ziyaretleri sırasında eksikleri de tespit ederek dönüşte harekete geçtiklerini anlatan Akalın, "Öğrenciler kendi olanaklarıyla yurt bünyesinde kermesler düzenleyerek para biriktirip 10 akülü sandalye aldılar ve iki hafta önce teslim ettiler" diye konuştu.
- "Elini uzatan tek ülke Türkiye oldu" -
Arzu Akalın, BM'de yaptığı konuşmada da uluslararası toplumun ilgisizliğinden yakındı. Suriyeli kadınların yaşadıkları şiddet sarmalına Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hiçbir uluslararası örgütün gereken tavrı göstermediğini kaydeden Akalın, "Demokrasisini oturtmuş ve hukuk devleti oluşumunu tamamlamış güçlü devletler, Suriye'deki çocuk, kadın, insan hakları ihlallerini önlemek için etkin bir çaba göstermedi" dedi.
Türkiye'nin faaliyetlerini de anlatan Akalın, "Gururla söylemeliyim ki dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmaksızın Suriyeli mazlumlara elini uzatan tek ülke Türkiye oldu. Gerek devlet, gerek sivil toplum kuruluşları, gerekse halk olarak mültecileri kucakladık. Onların zor yaşam koşullarını iyileştirmek, yaralarını bir nebze de olsun sarmak, yarınlara inanmalarını sağlamak için elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
