Şimşek, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Dolar kuruna ilişkin bir soru üzerine Şimşek, dün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da ifade ettiği gibi bunun sadece Türkiye'ye özgü bir dalgalanma, volatilite olmadığını, aşağı yukarı bütün gelişmekte olan ülkelerde son 8 ayda doların reel olarak neredeyse yüzde 17 yükseldiğini belirtti.
Şimşek, bunun çok travmatik bir yükseliş olduğunu en net bir şekilde avroya karşı değer kazanmasını gösterilebileceğini ifade ederek, "Şunun altını tekrar çizmek istiyorum; Türkiye'nin temelleri sağlam. Sorunlu alanlarımız var ama bunları çözmek için irade, reform programı, siyasi istikrar var. Dolayısıyla o kadar kötümser değilim. Bu dalgalanmaların sonunda, şu anda hani zaman zaman ortalık toz duman, eninde sonunda bunlar yatışacak. Tekrar dönüp bir ülkenin temellerine bakılacak" diye konuştu.
- "Tartışmalar da geri de kaldı zaten"
Türkiye'nin temellerine bakılması gerektiğine işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:
"Maliye politikasında bir sorun var mı? Borçların sürdürülmesine ilişkin bir sorun var mı? Peki bu kur hareketi cari açığı olumlu mu olumsuz yönde mi etkiliyor? Dolayısıyla yani nereden bakarsanız bakın tabii ki yani kısa dönemli bu kur hareketinin etkisi olacak ama şuna inanıyorum; seçimden hemen sonra bu güçlü reform programıyla, siyasi istikrarla, Türkiye'nin de sağlam temelleriyle Türkiye tekrar yüksek büyüme patikasına oturacak ve bu kur hareketlerine karşı tabii ki bizim direncimiz de çok daha güçlü olacak. Tartışmalar da geri de kaldı zaten gereken açıklamalar yapıldı, benim ilave edecek bir şeyim yok."
Türkiye'nin önüne bakacağını kaydeden Şimşek, küresel krizden en az etkilenecek şekilde süreci götürdükleri gibi bu doğrultuda yönetim sergileyeceklerini anlattı. Şimşek, "Gelişmekte olan ülkeler için petrol fiyatının düşüşü ve doların çıkışı olumsuz bir gelişmedir ama Türkiye için yarı olumlu yarı olumsuzdur. Dolayısıyla bu avantajımız eninde sonunda görülecektir" ifadesini kullandı.
Bir gazeteci, Şimşek'e, "Tartışmalar geride kaldı derken, Merkez Bankasına dönük sert eleştirilerin sona erdiği sonucunu çıkarabilir miyiz?" sorusunu yöneltti. Şimşek bu soruya, "Arkadaşlar çok açık ve net. Tüm bu açıklamalar, en net, açık bir şekilde gereken söylendi. Dolayısıyla bu anlamda tartışmalar tabii ki geride kaldı. Herkes, yani hepimiz tabii ki ülkemizin daha da güçlenmesi, güçlü bir şekilde yoluna devam etmesi için çalışıyoruz" yanıtını verdi.
- "Reform olmazsa olmazımızdır"
Şimşek, "Zirvedeki konuşmanızda 4 yıllık bir seçimsiz atmosferden bahsettiniz, olumlu da bir tablo çizdiniz ama olası bir başkanlık sisteminin gündeme gelmesinde senaryo nasıl olacak?" sorusu üzerine, varsayımsal birtakım senaryolar üzerine yorum yapmasının zor olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin yol haritasının belli olduğunu, şu anki kamuoyu yoklamalarının Türkiye'de siyasi istikrarın devam edeceğini gösterdiğini vurgulayan Şimşek, şunları dile getirdi:
"Allah korusun Türkiye'de bir siyasi istikrarsızlık olursa bir düşünsenize yani yanı başımızda olup bitenlere şöyle bir bakın. Şu küresel konjonktüre bir bakın. Onun için inanıyorum ki vatandaşımız siyasi istikrara sahip çıkacak, siyasi istikrar devam ettiği müddetçe çok güçlü bir reform programı var, yol haritamız var. Dolayısıyla inanıyorum ki bu günler yani bu böyle nispeten inişli çıkışlı günler, yerini Türkiye'nin daha güçlü büyüme patikasına oturduğu bir döneme bırakacak. Başkanlık sistemi, eğer böyle bir ortam oluşursa o zaman değerlendirilir. Başkanlık sistemin yönetimde istikrar anlamında tabii ki katkıları olduğu ortada ama hiçbir sistem yapısal sorunları reform olmadan çözemez. Yani ben, sunumum niye iyimser gibi geldi size? Çünkü ben reform programından bahsettim de ondan Günübirlik piyasa hareketlerine yorum yapmadım, günübirlik, kısa vadeli değerlendirmelerden çok orta uzun vadeli reform programından bahsettim. Yani hiçbir sistem tek başına reformsuz Türkiye'nin sorunlarını çözmez. Türkiye'yi birinci lige yükseltmez. Türkiye'nin birinci lige yükselmesi, tabii ki siyasi istikrarla birlikte ki bu başkanlık sistemi bunu sağlayabilir ve aynı zamanda reformla olur. Dolayısıyla reform olacak. Reform olmazsa olmazımızdır."
- "Model değişikliğinin en açık ve net ifadesi"
İş adamlarının, yeni bir ekonomi programı olması gerektiği yönündeki görüşlerinin hatırlatılması üzerine Şimşek, yeni bir ekonomik programın zaten olduğunu belirtti. Şimşek, şunları kaydetti:
"Ekonomi programı sürekli yenilendi, yenileniyor. Yani hep söylemişimdir geçmişte de. Ekonomiler canlı organizma gibidir, yerinizde duramazsınız. Sürekli bir şekilde, yani makro ihtiyati çerçeve 2002'de mi vardı? Örnek olarak söylüyorum. Dolayısıyla sürekli bir şekilde zaten reform yapılıyor. Bireysel diyelim ki emeklilik fonları, biz bu kadar teşvik vermeseydik fon büyüklüğü bugün neredeyse 37-40 milyar liraya ulaşmasaydı, borsadaki hareketlilik, borsanın aşağı yönlü yönü, daha doğrusu bu son dalgalanmada bu kadar sınırlı mı olacaktı? Yani ekonomi programı sürekli yenileniyor. Enerjide model değişikliği var, gösterdik, sonuçları bile var. Tasarruflarda model değişikliği var, sonuçları ortada. Birçok konuda yaklaşımımız, insan, beşeri sermayeden tutun birçok diğer alana kadar. Dolayısıyla evet bu reform programı aslında model değişikliğinin en açık ve net ifadesidir."
- "Soru işaretlerini giderecek şekilde başlıklandırmamız gerekecek"
Şimşek, bir soru üzerine aslında bu reform programını 5, hatta 4 başlık altında toplayabileceklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Çünkü başlıklardan bir tanesi, yani 4-5 alan, birçok alanla kesişen reform programları. Diğer reform programları aslında belli. Sürdürülebilir büyüme, bunun alt başlığı nedir? Verimlilikten tutun birçok diğer konu. Sürdürülebilir çevre, yaşam kalitesi ve saire. Yani keşke zamanımız olsa, çünkü bu apayrı bir alan. Bakın Türkiye'nin aslında bu reform programı, çok açık ve net olarak aslında 4-5 alanda odaklanmış. Yüksek büyüme, tekrar Türkiye'yi yüksek büyümeye oturtmak. Bu birçok alanda çalışmayı gerektirir. Sürdürülebilir çevre, birçok alanda çalışmayı gerektiriyor. Bunlar çok temel alanlardır. Beşeri sermaye bunun önemli bileşeni. Bugünkü sunumda da söyledim, kaynak, odaklanma açısından en büyük önceliğimiz eğitim. Başlıklar itibarıyla çok kapsamlı bir programı birkaç toplantıyla Sayın Başbakanımız sundular. Belki bizim oturup biraz daha onu o anlamda, kafalardaki soru işaretlerini giderecek şekilde başlıklandırmamız gerekecek, onun farkındayım. Onu da yapacağız."
- "Ondan dolayı not değişikliği olmaz"
Bakan Şimşek, "Kredi ajanslarının reyting ajanslarıyla değerlendirmesi olacak önümüzdeki hafta Türkiye ekonomisine ilişkin. Son 6 ayda hem bölgede, hem ülkede ciddi bir değişim yaşandı. Siz bir değişim bekliyor musunuz veya değişim olması için bir neden görüyor musunuz?" şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Sırf piyasalardaki dalgalanmalar ki birçok ülkede yaşandı. Ondan dolayı not değişikliği olmaz. Jeopolitik riskler, geçen seneden daha mı kötü? Geçen sene bir DAEŞ olayı çıktı ve neredeyse Suriye ve Irak'ın önemli bir kısmını ele geçirdi. Bu sene şu anda öyle mi? En azından şuanda Irak'ta zemin kaybediyor. Suriye'de ona, terör örgütüne karşı çok ciddi bir kampanya var. Dolayısıyla geçen seneye göre jeopolitik gerginlikler, jeopolitik arka planın daha kötü olduğuna ben inanmıyorum. AB toparlanıyor, bizim için olumlu. Türkiye'deki tartışmalar önemli ölçüde iç tartışmalardır ve ben şuna inanıyorum esas patikada, yani politika duruşunda ve yol haritasına ilişkin bir değişiklik yok. Türkiye, eskiden olduğu gibi de pragmatik bir şekilde, rasyonel bir zeminde politikalarını uygulamaya devam edecektir. Tartışmalar, her yerde olur ama sırf tartışmalar var diye siz, not değişikliğine gitmezsiniz. AB'de de bunlar yaşandı başka yerlerde de yaşanıyor. Dolayısıyla onları o şekilde görmek lazım. O anlamda sırf bu sebeplerden dolayı bir not değişikliğinin pek anlamlı olmayacağı kanısındayım. Tabii kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarını bizim öngörmemiz, o yönde bir tahmin yapmamız zordur. Her zaman rasyonel bir zeminde karar vermediklerini siz de biliyorsunuz. Yani 3A notu verdiği ülkeler, şirketler 2008-2009'da battı. Çok düşük not verdiği Türkiye yıldızlaştı ve yükselen bir ekonomi olarak büyük bir başarı ortaya koydu."