Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki kanser hastası çocukların babalarıyla günlerini geçiren Serhat Aytan, kan ve trombosit ordusu kurmasına neden olan gelişmeleri şöyle anlattı:
"Beni hastanelere taşıyan olay, kanser hastası bir arkadaşımın ilik nakli olmasıydı. Arkadaşımın ailesi İstanbul'daydı ve İzmir'de ona birinin bakması gerekiyordu. O dönemde çalıştığım lokantadan ayrıldım ve 6 ay boyunca arkadaşıma baktım. O zaman kan ve özellikle trombosite olan ihtiyacı fark ettim. Trombosit pek bulunmuyordu ve aileler çok zorlanıyordu. Arkadaşımın kan ve trombosit ihtiyacını tedarik ettikten sonra serviste yatan diğer hastalar için mücadele etmeye başladım."
Tanıştığı herkese kan grubunu sormaya başladığını dile getiren Aytan, gruplara göre bir bağışçı listesi oluşturduğunu ifade etti.
- "Kan Amca" adını verdiler
İhtiyaç halinde bağışçıları telefonla aradığını söyleyen Serhat Aytan, "Kan ya da trombosit verenler, durumu bana bildiriyor. 'Değerlerim düşük çıktı, bağışta bulunamadım' diyen de beni arıyor. O zaman yeni bir bağışçı buluyoruz. Bağışta bulunduğunu bildirenler de var. Kan ve trombosit hiç bizim elimize geçmiyor, biz aracı oluyoruz. Ancak ihtiyacı olan ailelerin bana kişisel olarak ulaşması şart. Çünkü kan ve trombositin yanlış yere gitmediğinden emin olmamız gerekiyor" dedi.
Onkoloji servisindeki çocukların kendisine "Kan Amca" ismini verdiğini anlatan Aytan, "Daha önce çok ihtiyacı olan hastalara para karşılığı kan satanlar oluyormuş, artık olmuyor. Çünkü hem ben hem de hasta çocukların babaları kan, trombosit ve diğer ihtiyaçları karşılamak için mücadele ediyoruz" diye konuştu.
Yaklaşık 4 yıldır hiçbir maddi çıkar sağlamaksızın, büyük çoğunluğunu çocukların oluşturduğu yaklaşık 300 kişinin sağlığına kavuşmasına aracı olduğunu ifade eden Aytan, hastanelerde bekleyen kanser hastası babaların da başka ailelerin çocuklarına kan ve trombosit sağlamak için çalışmaya başladığını söyledi.
- "İnsanlar iyilik yapmak istiyorlar"
Sonradan kurdukları internet sayfasında örgütlendiklerini ve "Silahsız tek ordu" adı altında ihtiyaç sahiplerine destek verdiklerini ifade eden Serhat Aytan, yüzlerce kişinin çalışmalarına destek verdiğini, bazı taraftar gruplarının da kan ve trombosit anonslarını paylaştığını aktardı.
Gittikçe büyüyen bir iyilik hareketine dönüştüklerini anlatan Aytan, şunları söyledi:
"İnsanlar iyilik yapmak istiyorlar ama nasıl yapacaklarını bilmiyorlar ya da işe yaradığından emin olmak istiyorlar. Ben 4 yıldır aracı olmaya çalışıyorum. Sadece kan ve trombosit için değil, odalardaki buzdolabı ihtiyacı için de lösemi hastası çocukların okuyacağı kitaplar için de bize başvuruyorlar. Artık babalar da benim gibi çalışıyorlar. Bana 'deli' diyen, inanmayan, simsar olduğumu düşünen çok oldu. Yaptıklarımızı görünce çok destek veren oldu."
Serhat Aytan, kendisini en çok sevindiren şeyin "iyileşen bir çocuğun taburcu edildiğini görmek" olduğunu, vefat eden çocukların da en büyük üzüntü kaynağını teşkil ettiğini sözlerine ekledi.