Aynı zamanda CHP milletvekili olan MİT müşteşarı kimdi?
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü köşe yazısında muhalefetin başlattığı 'MİT siyasallaştı' tartışmasına tek parti döneminden örnekler vererek kıyaslamalar yapıyor. ''Fidan olayı ilk olabilir ama MİT ve daha önceki MAH döneminde farklı örnekler var'' şeklinde yazan Selvi, CHP'yi köşeye sıkıştıracak bir örnek de veriyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-03-11 12:26:51
Selvi'nin Yeni Şafak'taki o yazısı;
Aynı zamanda CHP milletvekili olan MİT müşteşarı kimdi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan ziyareti dönüşünde, ”Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Madem öyle, ayrılırken de, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla tabii ki kırgınım” demesi üzerine süreç başlıyor.
O ana kadar aktif siyaset yapma kararını koruyan Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı’nın ikinci kez kırgınlığını ifade etmesi üzerine, kararını gözden geçiriyor.
Ama o sırada Başbakan Ahmet Davutoğlu Amerika’da. Cumartesi günü Ankara’ya inen Davutoğlu’nun görüştüğü ilk isimlerden birisi Hakan Fidan oluyor.
Hakan Fidan adaylıktan çekilme kararını Davutoğlu ile konuşuyor. Fidan adaylığını açıkladığında en güçlü destek Başbakan’dan gelmişti. Ancak Cumhurbaşkanı’nın tavrı nedeniyle bunun sürdürülemez olduğunu da en iyi gören iki isim Davutoğlu ile Fidan’dı.
Başbakan, Fidan’ın bu kararını Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı ile görüşüyor. Erdoğan, kararın isabetli olduğunu söylüyor ve Hakan Fidan’ın hiç zaman kaybetmeden MİT’in başına dönmesini istiyor. Böylece Fidan’a kırgın olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Fidan’ın hemen değerlendirilmesini istiyor. Başbakan, istişare ile alınan kararı Fidan’a ilettikten sonra yeniden atanması için prosedürün başlatılması talimatını orada veriyor. Yani Bakanlar Kurulu toplantısına girmeden önce.
Peki, Bakanlar Kurulu’nda bu durum kabine üyeleriyle paylaşılıyor mu? Birkaç bakanın süreçten önceden haberi olduğu için ne olup bittiğini fark ediyorlar ama bakanlar kurulu üyeleriyle paylaşılmıyor.
Sadece Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, aynı zamanda hükümet sözcüsü olduğu için bilgilendiriliyor.
Hakan Fidan dün itibariyle de MİT’teki görevine döndü.
Arzu edilmemesine rağmen devlet yönetiminde bu tür sorunlar yaşanabiliyor. Ama asıl önemli olan bunların bir krize dönüşmeden çözülebilecek mekanizmaların olması. AK Parti, Başbakan değişiminden, cumhurbaşkanlığı seçimine, aday tespitinden üç dönemlikler konusuna kadar siyaseten deve dişi gibi sorunları hep bu mekanizma sayesinde aştı. Yoksa bunların her biri Türkiye’nin köklü partilerinde bölünmelere yol açan sorunlardı.
Necdet Menzir İstanbul Emniyet Müdürüydü. DYP-CHP koalisyon hükümeti işbaşındaydı. Deniz Baykal, CHP Milletvekilleri hakkında, ”Vatan hainleri” ifadesini kullandığı için Menzir’in görevden alınmasında ısrarcı oldu. Çiller ise direndi. Netice itibariyle koalisyon ortakları hükümeti yürütemediler, erken seçim kararı almak zorunda kaldılar.
Hakeza MHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olduğu için Sadi Somuncuoğlu’nu azletmek, Kemal Derviş’le girdiği mücadeleden dolayı Enis Öksüz’ü istifa ettirmek ve Abdulhaluk Çay’ı benzer sorunlar nedeniyle azletmek durumunda kaldı.
Hep koalisyon hükümetlerinden örnekler verdiğim söylenebilir ama ne yapayım, Türkiye’yi uzun süre koalisyon hükümetleri yönetti.
Hadi tek parti hükümetinden de örnek vereyim.
ANAP’ta Semra Özal’ın adaylığına karşı sarf ettiği sözlerden dolayı Özal, Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan’ın, azlini istemişti.
Hakeza Enerji Bakanı Fahrettin Kurt, Meclis kulisinde benim de aralarında yer aldığım bir grup gazeteciye yaptığı açıklamadan dolayı Başbakan Akbulut tarafından istifaya davet edilmişti.
AK Parti iktidarları süresince de bu sorunlar oldu. Ama sorunlar yönetim krizine dönüşmeden çözüldü.
Hakan Fidan tekrar MİT’in başına dönerken, “Hakan Fidan Başbakan olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi danışıklı döğüş “ yorumları yapan muhalefetin bir kez daha süreci okuma konusunda ne kadar basiretsiz olduğu ortaya çıktı.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara