Kocaeli Sanayi Odası'nın mart ayı meclis toplantısında "Elektrikli Araçlar Gerçekten Çevreci mi?" başlıklı bir sunum gerçekleştiren Yenigün, bir aracın tamamen elektrikli, sadece elektrifikasyon yapılmış, hibrit, iki tane motorlu veya şarj edilebilir hibrit şeklinde üretilebileceğini belirtti.
Şu anda kullanılan araçların ortalama 120-250 gram arasında karbondioksit ürettiğini, büyük protokol araçlarına bakıldığında ise bu rakamın 300 gramın da üzerine çıktığını vurgulayan Yenigün, "Şu andaki araçlar ya dizel ya benzinli. Yakıt olarak elektriği kullandığınız zaman elektrik de dünyada doğal olarak bulunan bir madde değil, üretmeniz gerekiyor. Benzini petrolden dönüştürdüğünüz gibi, elektriği de bir yerlerden dönüştürmeniz lazım" diye konuştu.
Yenigün, her ülkenin sahip olduğu kaynaklarla elektrik ürettiğini kaydederek, büyük akarsuları olan Brezilya'nın HES'lerle Çin'in de çevre kirliliğine neden olsa da daha çok kömürle elektrik ürettiğini anlattı.
Kaynaklara göre, bir kilovatsaat elektrik üretmek için açığa çıkan karbondioksit miktarlarını kıyaslayan Yenigün, şunları söyledi:
"Hidroelektrikte yok gibi bir şey. Rüzgarda 12, nükleerde 16, solar termalde 22, doğalgazda 469 gram karbondioksit salınıyor. En uç noktada bin gramla kömür var. Solar termal yöntem bile hidroelektrikten 10 kat farklı, çünkü bunların üretim proseslerinde gerekli olan işlemleri yapmak için proses yapmak lazım. Örneğin solar panel yapmak için bir üretim tesisine ihtiyaç var. Elektriğin üretilmesinde de elektrikli aracın kullanılmasında da vurgulamak istediğim şey bu. Aracı kullanırken hiçbir şey salmıyorsunuz ama o aracı üretirken kullandığınız yakıtı kullandığınız noktada ise belli salınımlar yapıyorsunuz. Economist'te yayımlanan bir makalenin yazarı, 'elektrikli araçta kullandığınız elektriği eğer kömürden üretiyorsanız bırakın sakın üretmeyin, lütfen petrol kullanın çünkü 3 misli daha az kirlilik yaratıyorsunuz petrolde' diyor."
- "Sektör olarak doğrudan bir dönüşüm yapamıyoruz"
Yenigün, dünyada 2013'te 200 bin elektrikli araç satıldığına işaret ederek, bu rakamların çok iştah açıcı olmadığını, bu yüzden sektör olarak elektrikli araçlara doğrudan bir dönüşüm yapamadıklarını ifade etti.
Araçların elektrifikasyonu anlamında, sektör olarak belli bir yol kat etmeleri gerektiğini vurgulayan Yenigün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elektrikli araç teknolojileri, o araçlarda kullanılacak aküler, o araçlara yön verecek olan sürücüler bunların hepsi bir bütün. O eskiden alıştığımız 3 litre, 4 litre, 5 litre motorlar artık yerlerini çok daha küçük çok daha performanslı ve bir o kadar çevreci motorlara bırakmak zorunda. Elektrikli araçlar, yakın dönemde çok da yollarda göreceğimiz araçlar olmayacak. Sunulan devlet teşviki sadece ÖTV'nin yüzde 3'e düşürülmesiydi ki tarif edilmek istenen teşvikler bu teşvikler değil, çok daha farklı teşvikler. Çünkü maliyetler çok yüksek. Bu döneme kadar, yakın vadede yapmamız gereken şey ise bizim konvansiyonel motorları küçültüp, bunları şarj edilebilir araçların içine ikinci motor olarak koyup, hem elektrikli hem konvansiyonel motorlu araçlarla önümüzdeki 10-15 yılı teknolojinin gelişip, akülerin ve elektrik motorlarının daha ucuzlayacağı günlere gelene kadar çevreyi rahatsız etmeden üretime devam etmek."