Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Etyen Mahçupyan, 'çözüm süreci' açıklamasına son noktayı koydu!

Etyen Mahçupyan, 'çözüm süreci'nde gelinen noktayı ve ortak açıklamanın perde arkasını masaya yatırdı...

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-10 02:32:52

Etyen Mahçupyan, 'çözüm süreci' açıklamasına son noktayı koydu!

Akşam Gazetesi yazarı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, bugünkü "Nasıl oldu da barışa dönüldü?" başlıklı yazısında 'çözüm süreci'nde tarafların ortak açıklamasıyla kamuoyunda oluşan soruları, kaygıları ve barışa dair tarafların geçmişteki ve şimdiki tutumu arasında değerlendirmelerde bulundu. Mahçupyan, tarafların bir anda uzlaşmada vites yükselterek, sadece kendi kesimlerini tatmin etme gerekçesinden uzak bir yere getirerek bütün toplumu kucaklayan koşullar sağlama isteğinden doğmuş olduğunu belirtti.


İşte Etyen Mahçupyan'ın yazısından bir bölüm:

O halde soru bu kısır döngüden nasıl çıkıldığıdır. Çatışma her iki tarafın da lehine olmasına rağmen acaba niçin barışa doğru yüründü? Bu noktada çatışmanın taşınması zor toplumsal maliyetinden söz edilebilir. Ama bunu fazla abartmamak gerekir, çünkü iki taraf da statükoya razı olduğunda bu toplumsal maliyeti çok düşük tutarak da çatışma halini sürdürmek mümkün. Örneğin geçici ateş kesler, karşılıklı taciz ve tehditler büyük bir kapışmaya meydan vermeden söz konusu çatışma halinin çok uzun süre devam etmesini garanti edebilir. Buna Türkiye toplumunun da otoriter zihniyete yatkınlığı nedeniyle çatışmayı yadırgamayacağını ekleyelim. Diğer bir deyişle arada sırada insanlar ölse bile, yaşananlar ‘normaldi’ ve her iki tarafın takipçileri açısından da herhangi bir alternatif gözükmüyordu. Her iki taraf da diğerinin otoriter tutumunu veri alıyor, buna ancak yine otoriter bir tarzla cevap verilebileceğini düşünüyor ve bu görüş tabanda doğal bir kabulle karşılanıyordu.

Yani söz konusu soru hâlâ önümüzde duruyor: Acaba nasıl oldu da Kürt meselesinde çözüme giden bir kapı açılmakla kalmadı, taraflar da belirli oranda o kapıdan geçme iradesi gösterebildiler. Ütopik olarak bakıldığında taraflardan birinin demokrat zihniyet yönünde bir ‘sıçrama’ yaşaması ve bu konumunda ısrarlı olması mümkün. Ama gerçek hayatta böyle örnekler son derece az… Taraflardan biri daha demokrat davranmaya çalışsa bile, karşısındakinin yerleşik otoriter zihniyeti karşısında ‘pes edip’ yeniden eski tarzına dönme ihtimali çok yüksek. Sonuçta ‘ilişkinin zihniyeti’ eski niteliğini korurken, aktörleri belirleme ve yeniden üretme etkisini sürdürebiliyor.


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara