Londra Polis Teşkilatı Başkanı Sir Bernard Hogan-Howe, Londra Polis Teşkilatı Başkan Yardımcısı Mark Rowley, geçen ay Suriye'ye gittiği iddia edilen 15 yaşındaki Shamima Begum'un ablası Sahima Begum, 15 yaşındaki Amira Abase'nin babası Hüseyin Abase ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana'nın kuzeni Fahmida Aziz, İngiltere Parlamentosu İçişleri Komisyonunda düzenlenen oturuma katılarak, soruları yanıtladı.
Terörle Mücadele Oturumunda komisyon üyelerinin sorularını cevaplayan Howe, "Ailelere karşı bu konuda üzgünüz. Ailelerin kızlarını korkunç bir şekilde kaybetmiş olmaları çok kötü. Ailelere ulaştırmayı istediğimiz mektubun kendilerine ulaşmamasından dolayı üzgünüm" dedi.
DAİŞ'e katılmak için Suriye'ye gittikleri iddia edilen genç kızların aileleri, daha önce İngiliz polisini önemli bir mektubu doğrudan kendilerine iletmedikleri için ihmalkarlık ve işini iyi yapmamakla suçlamıştı. Polisin kızlara ebeveynlerine iletmek üzere verdiği mektupta, kızların Suriye'ye aralık ayında giden yakın bir arkadaşlarıyla ilgili ifadelerini almak için izin istenmişti. Ancak kızların mektubu ailelerine hiç iletmediği ortaya çıkmıştı.
Howe, aralık ayında Suriye'ye giden kızın ailesinin gizlilik talebi üzerine konunun diğer ailelerle paylaşılmadığını belirterek, "Polisin insanları uyarmakla, endişelendirmek arasındaki dengeyi koruması gerekiyor" dedi.
Türkiye'deki güvenlik güçleri ile yakın işbirliği içerisinde olduklarını belirten Howe, "Şunu söylemeliyim ki, Türkiye'deki polis ve güvenlik güçleri ile iyi ve profesyonel bir ilişkimiz var. Birlikte çok iş yapıyoruz. Önceliğimiz terörün önlenmesi sağlamak. İnsanların genel olarak Suriye'ye ve Irak'a giderek teröre karışmasını önlemeye çalışıyoruz" dedi.
Howe, şimdiye kadar İngiltere'den en az 700 kişinin DAİŞ'e katıldığını belirterek, geçen yıl ülkeden ayrılanlardan 26'sının kadın olduğunu söyledi. Londra Polis Teşkilatı Başkanı ayrıca, ülkeden ayrılan İngiliz vatandaşlarına ilişkin güvenlik güçlerine geçen yıl boyunca 87 ailenin bildirimde bulunduğu ifade edildi.
Londra Polis Teşkilatı Başkan Yardımcısı Mark Rowley ise Suriye'ye giden üç kızın İngiltere'ye dönebileceklerini belirterek, "Eğer Suriye'den dönerlerse terörist olarak döneceklerine dair bir korkumuz yok. Terörizme bulaştıklarına ilişkin herhangi kanıt bulunmuyor" dedi.
Rowley, üç genç kızın ailelerinin mücevherlerini sattıklarını tahmin ettiklerini belirterek, İngiltere'deki yerel bir seyahat acentesinden yaklaşık bin sterlin karşılığında nakit ödeme yaparak uçak biletlerini aldıklarını söyledi.
- "Polisin uygulaması beni hayal kırıklığına uğrattı"-
Türkiye üzerinden geçen ay Suriye'ye gittikleri iddia edilen üç İngiliz kızın aileleri ise kızların ortadan kaybolmadan önce davranışlarında herhangi bir değişiklik fark etmediklerini ifade derek, kızlarının bir arkadaşlarının geçen yıl aralık ayında Suriye'ye gitmesinin ardından, polisin kızlarını daha yakından takip edememekle eleştirdiler.
Shamima Begum'un ablası Sahima Begum kardeşinin radikalleştiğini düşünmediğini belirterek, "Benim kardeşim normal bir genç kızdı. Yaşıtları gibi normal şeyleri yapan, izleyen bir kızdı" dedi.
Begum, polisin kızların yakın arkadaşı olan diğer genç kızın DAİŞ'e katılmak üzere Suriye'ye gitmesinin ardından üç genç kızın ifadesine başvurulmasına ilişkin olarak ise, eğer o kızın kayıp olduğundan haberdar olsalardı, kardeşinin gidişinin önleyebileceğini savundu. Begum, "Shamima'nın neler yaptığının gözetim altında tutulması için ailemiz elinden geleni yaptı. Aileler, Suriye'ye giden diğer kız ve polis soruşturmasından haberdar edilmeliydi. Polisin uygulaması beni hayal kırıklığına uğrattı" ifadelerini kullandı.
- "Kızlarımız geri dönsün"-
Polis tarafından kızlara verilen mektubun kendilerine doğrudan ulaştırılamamasını eleştiren Amira Abase'nin babası Hüseyin Abase de, kızının Suriye'ye neden gitmiş olabileceğinin sorulması üzerine, "Ben kızımı tanıyorum ve neden gittiğini bilmiyorum. Benim kızım hava karardığında 'baba beni gel al' diye arayan bir kızdı. Neden gitmiş olabileceğini tahmin etmek zor. Biz de bu bilinmezin ortasında kalakaldık. Şimdi sadece kızımızın evine geri dönmesine yardımcı olmaya odaklandık" diye konuştu.
Khadija Sultana'nın kuzeni Fahmida Aziz de, Khadija'nın mutlu bir genç kız olarak okuluna gittiğini söyledi ve kızın Suriye'ye gitme amacına ilişkin ailenin dikkatini çeken birşeyin olmadığını bildirdi.
Aileleri temsilen oturumda bulunan avukat Tasnime Akunjee ise, soruşturmaya bakan polisi ihmalkarlıkla suçlayarak, "Polisin tek yapması gereken bir zarf kullanmaktı. Böylece bazı durumlar önlenebilirdi" dedi.
Akunjee, 15 yaşındaki bir kişinin kafasında neler olduğunu anlamanın zor olduğuna dikkat çekerek, doğrudan ailelere ulaştırılmayan mektubun kızların Suriye'ye gidiş sebepleri arasında olabileceğini ancak kızların gidişinin arkasında yatan asıl sebebin bilinmediğini söyledi.
İngiliz polisinin Shamima, Amira ve Kadiza'nın okuldan yakın arkadaşı olan bir genç kızın geçen yıl aralık ayında DAİŞ'e katılmak üzere Suriye'ye gitmesinin ardından üç genç kızın ifadesine başvurduğu, geçen ay başında ise üç kızla tekrar konuyla ilgili konuştuğu ve kızlara ailelerine iletmek üzere bir mektup verdiği ortaya çıkmıştı. Mektupta, ailelerden kızlarının Suriye'ye giden arkadaşlarıyla ilgili yazılı ifadelerinin alınması için izin vermeleri istenmişti. Ancak genç kızların, ailelerinden bu mektubu sakladıkları ve mektubun genç kızların yatak odaklarında bulunduğu belirlenmişti.
17 Şubat'ta Londra'dan İstanbul'a giden kızların Türkiye'den Suriye'ye geçerek terör örgütü DAİŞ'e katıldıkları tahmin ediliyor. İngiliz Parlamentosu İçişleri Komisyonu'nun, Muhafazakar Parti'den 5, İşçi Partisi'nden 5, Liberal Demokrat Parti'den bir milletvekili olmak üzere toplam 11 üyesi bulunuyor.