Davutoğlu, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kadınlar söz konusu olduğunda onların sosyal hayat içinde en iyi şekilde yer almaları, annelik görevini yaparken herhangi bir görevle karşılaşmamaları için her türlü tedbiri aldıklarını ve almaya da devam edeceklerini belirtti.
Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Anayasa'da yaptığımız değişiklikle 2010 yılında... 2004 yılında kadın erkek eşitliği bağlamında yapılan değişiklik, 2010 yılında pozitif ayrımcılıkla güçlendirildi ve Türkiye'de kadınlarımız erkeklerle birlikte eşit haklara ve imkanlara sahip olma yönünde, hatta pozitif ayrımcılıkla daha da ileri imkanlara sahip olma yönünde önemli adımlar atıldı. Buradan özellikle çözüm süreci bağlamında da bütün kadınlarımıza, doğudaki, batıdaki, kuzeydeki, güneydeki bütün kadınlarımıza seslenmek istiyorum: Çözüm süreci artık milletimize mal olmuş bir süreçtir. Kim, ne provokasyon yaparsa yapsın, milletimiz bu sürece sahip çıktığını her zaman göstermiştir. Ama herkesten önce de çözüm süreci doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli annelere emanettir. Kadınlarımız bu kardeşlik, milli birlik ve beraberlik sürecine sahip çıktıkça önümüz ve istikbalimiz gençlerimizin hayatı da teminat altına alınmış olacaktır. Biz şu anda bu konuşmaları burada yaparken Türkiye'nin her bir ilinde bebekler dünyaya geliyor. Bu bebeklerin, bu çocukların 20 sene sonra karşılıklı olarak çatışma alanlarında değil, ideolojik ve siyasi farklılıklarla omuz omuza kalkınma alanlarında olmalarını istiyoruz. Onlara muhabbeti ve barışı öğretecek olan hanımlarımızdır, annelerimizdir.
Annelerimize, eşlerimize, kız kardeşlerimize muhabbetle davranması gerekenler de erkeklerdir. Biz bu muhabbet ortamının hakim olması için, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planımızın üçüncüsünü Mardin'de açıkladık. İlkini biliyorsunuz, 2006 yılında açıklamıştık. Daha sonra 2012-2015 yılları arasında ikinci bir kadına yönelik şiddetle mücadele eylem planı açıklamış, bunun etki analizini de geçtiğimiz aylarda yapmıştık."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gelecek dönemde kadına yönelik şiddet konusunda 6 ana başlıkta kapsamlı bir çalışma içine gireceklerini kaydederek, "birincisi yasal düzenlemeler, ikincisi farkındalık oluşturma ve zihniyet dönüşümünün sağlanması, üçüncüsü koruyucu hizmet sunumu ve şiddet mağdurlarının güçlendirilmesi, dördüncüsü sağlık hizmetlerinin sunumu, beşincisi kurum ve kuruluşlar arası işbirliği, altıncısı şiddet uygulamaya yönelik hizmetler" dedi.
Özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik paketi Meclis'ten geçtikten sonra, kadınlara yönelik verdikleri müjdeleri hayata geçirmek için, ailenin ve dinamik nüfus yapısının korunması ile ilgili teklifinin görüşüleceğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Elektronik kelepçe ve mağdur takip ünitesi kullanılarak, şiddet mağdurunun etkin korunması, tedbir kararının ihlali durumunda da kolluk kuvvetlerinin anında müdahale etmesini sağlayacağız. Denetimli serbestlik gibi bundan sonra şiddet mağduru kadın da şiddeti uygulayan da bir elektronik denetimle nerede oldukları, herhangi bir anda eğer şiddet uygulayacak kişi o kadına yaklaşmışsa, o kadının da uyarılmasını sağlayacak bir elektronik denetim mekanizması getiriyoruz. Ankara ve İzmir'de bu uygulama başlatıldı, en kısa zamanda bunu Türkiye sathına yayacağız. Kadına yönelik ve genel olarak şiddet konusunda ihtisas hakimliği oluşturma çalışmaları yürütüyoruz. 140 bin emniyet personeli ve 35 bin sağlık çalışanına eğitim vereceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalık oluşturan haber, reklam, dizi filmler iyi örnekler olarak ödüllendirilecek. Burada medyamıza da bu çerçevede seslenmek istiyorum: Özgecan kızımızın vefatı, masum olduğu için de şehadeti diyebiliriz. Sonrasında gerçekten toplumda büyük bir farkındalık oluştu, çok güçlü bir bilinç ortamı doğdu. Ben hemen ertesi gün Antalya Kadın Kolları Kongremizde de seferberlik başlattığımızı ilan etmiştim. Mardin kongremizde bunu ilan ettik, Cumhurbaşkanımız bu seferberliğe sahip çıktığını ve bizzat takip edeceğini belirttiler."
-"Bir kadına el kaldıran..."
Medyanın bu konuda son derece olumlu bir tavır sergilediğini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Hepsine teşekkür ederim ama bir konuda da uyarıcı bir mesaj vermek istiyorum: Bu bilinçlendirme ve farkındalık konusunda olumlu bir tavır sergileyen ülkem, cinayetler konusunda bazen o kadar detaylı görsel malzeme kullanılıyor ki ola ki şiddete eğilimli psikolojik sorunları olan kişiler varsa, onları seyrederek kötü bir örnek üzerinden harekete geçebiliyorlar. Toplumda herkesin psikolojik olarak sağlıklı olduğunu düşünemeyiz. Zaten bu şiddeti uygulayanlar psikolojik olarak hastalıklı kişilerdir. Bir kadına el kaldıran kim olursa olsun psikolojik olarak hastalıklıdır. Hangi mevkide, hangi makamda, hangi ekonomik imkanlara sahip olursa olsun hastalıklıdır. Değişik vesilelerle söyledim. En namert kişi kadına el kaldıran kişidir. Mertlik zayıfa el kaldırmakla ispat edilemez. Kadına ve çocuğu kalkan el kadar zalim bir el, namert bir el olamaz. Görsel olarak, bu tür psikolojik rahatsızlık taşıyabilecek kişilere kötü örnek olabilecek malzemeleri sürekli işlemek, hem onları buna teşvik edici bir rol oynar hem de o acıyı yaşayan ailelere tekrar tekrar o acıyı yaşatmış oluruz. O erdemli insan Mehmet Aslan ve eşi, Özgecan'ın babası ve annesi, acaba ne hissettiler, tekrar tekrar kızlarının cinayetleri üzerinde bütün o senaryolar medya üzerinden verildiğinde. Burada medyamızı bir özeleştiriye, tabiri caizse - biz de sansür yok ama olmayacakta - bir otosansüre, bir iç denetime, bir oto denetime davet ediyorum."
Başbakan Davutoğlu, slogan atan partililere, "Millet bizden yanadır, biz de milletten yanayız. Allah bizden yanadır. Hepimiz şiddete maruz kalan kadınlarımızdan yanayız, bunu da hiç unutmayalım" karşılığını verdi. Ne kadar yasal düzenleme yapılırsa yapılsın, önemli olanın zihniyet değişimi ve bu zihniyet değişiminin topluma sirayet etmesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "14 pilot ilde hizmete açılan şiddet önleme ve izleme merkezleri bugünden itibaren 81 ilde hizmet vermeye başlayacak. İhtisaslaşmış kadın konukevi modellerini geliştiriyoruz, artıracağız. Yıl sonu itibariyle yerel yönetimlere bağlı kadın konukevlerinin sayısını yüzde 100 artıracağız. İstanbul Sözleşmesi gereğince cinsel şiddet mağdurları için sağlık alanında özel hizmet uygulayacağız. Şiddeti uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişileri zorunlu rehabilitasyona sahip tutacağız, öfke kontrolü gibi; gerekli tedbirleri alacağız" dedi.
-"Tebessüm"
Başbakan Davutoğlu, bütün raporlarda, "şiddetin en fazla alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlar tarafından uygulandığı yönünde olduğunu" gördüklerini belirterek, bu çerçevede alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddelere karşı mücadeleye hız vereceklerini söyledi. 2015-2020 yıllarını kapsayan, toplumsal cinsiyet eşitliği ulusal eylem planını uygulamaya koyacaklarını ve kadına yönelik şiddet izleme komitesini daha etkin hale getireceklerini, hem merkezde hem de her ilde kadına yönelik şiddet konusunda vali başkanlığında izleme komiteleri oluşturulacağına işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Böylece yasal, kurumsal, yapısal bir çok tedbir alacağız ama en önemli tedbir muhabbettir, zihniyet değişimidir. Biz bu yasal tedbirleri bir taraftan alırken, bütün toplum kesimlerimize annelere, babalara, kız çocuklara, erkek çocuklara, eşlere, kadına yönelik başlattığımız seferberlikle birlikte bir seferberlik teklifinde daha bulunuyorum, tebessüm seferberliği. Hep beraber birbirimize tebessümle selam verelim, ne kadar yorgun olurlarsa olsunlar babalar evlerine gittiklerinde hanımlarına tebessümle selam versinler, hanımlar onu tebessümle karşılasın. Ne kadar okullarında zor sınavlardan çıkmış olurlarsa olsunlar; kız çocukları, erkek çocukları babalarını annelerini tebessümle karşılasınlar, babalar ve anneler de çocuklarını tebessümle başlarını okşayarak bağırlarına bassınlar. Muhabbet ortamı içinde büyüyen bir çocuktan şiddet uygulayan bir yetişkin çıkmaz. En önce tedbir anneler ve babalar tarafından uygulanacak, evlerimizde, sokaklarımızda, kurumlarımızda tebessümü hakim kılalım. Ama en önemlisi de geçtiğimiz haftalarda yaşanan acı tecrübelerden sonra, TBMM'de de tebessümü, muhabbeti, karşılıklı saygıyı hakim kılmak için bütün muhalefet partilerini davet ediyorum. Biz AK Parti olarak hiç bir zaman toplumda şiddet ve nefret dilinin takipçisi veya bu dile kapılanlardan olmadık. En zor şartlarda AK Parti Grubu her zaman vakur tavrını gösterdi. Mardin'de kadın kolları kongremizde gördüğüm heyecan bana büyük bir ümit verdi. Ankara'da bir başka deveran var, küçük hesaplar var. Bu küçük hesaplar üzerinden bize muhalefet yapanlar var. Büyük dava Mardin'den Edirne'ye Rize'den Artvin'den, Muğla'ya kadar Anadolu'nun her bir köşesinde... Biz böyle büyük bir davanın yolcusuyuz. Bu yolumuzun önünde bize bir şekilde engel olacağını düşünenler hiç hayal kurmasınlar. Biz engellere değil, menzile bakarız. Menzilimiz hak yoludur, millet yoludur, menzilimiz 7 Haziran'da yeniden milletin iradesini hakim kılma yoludur."
(Bitti)