Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, Rixos Otel'de düzenlenen "Kadınlarda obezite ve etkileri" konulu sempozyumda konuşan Davutoğlu, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olan, dünyadaki birçok ülkenin sağlık sistemlerinde ciddi aksamalara yol açan, neden olduğu kronik birçok rahatsızlıkla hem sosyal hem de ekonomik birçok olumsuz durumun gelişmesine neden olan obeziteyle ilgili toplantının hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Davutoğlu, insanoğlunun tarih boyunca açlık, kıtlık ve yokluklarla mücadele ettiğini, buna bağlı olarak şişmanlığın da yakın zamana kadar zenginlik ve sağlık göstergesi olarak kabul edildiğini belirterek, açlık ve yokluk bugün de birçok toplulukta varolmasına rağmen, çoğu yerde aşırı beslenme ve obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarının yaşandığını kaydetti.
Obezitenin, gelir düzeylerinin yükselmesi, beslenme miktarının, enerji alımının artması, fiziksel aktivitenin azalması, köylerden kentlere göçle birlikte endüstriyel beslenmeye geçilmesi sonucunda giderek tüm dünyada yaygınlaştığına dikkati çeken Davutoğlu, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra ikinci nedeninin obezite olduğunu ifade etti.
Obezitenin, toplumda kadınları ciddi oranda etkilediğini vurgulayan Davutoğlu, "Toplumumuzda ve genel olarak tüm dünyada obezite kadınlarda, erkeklere oranla yaklaşık iki kat daha fazla görünüyor. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre, kadın nüfusumuzun yaklaşık yüzde 30'u fazla kilolu ve her 10 kadınımızdan 7'sinin, vücut kitle endeksi, sağlık sınırın üzerinde bulunmuş" diye konuştu.
Sare Davutoğlu, önlenebilir bir hastalık olan ve neredeyse salgın halini alan obezite için uluslararası sağlık örgütlerinden hükümetlere kadar, birçok kurumun önlemler aldığını anlatarak, sorunun, artık bireysel sorumlulukla aşılamayacak kadar büyüdüğünü, bireyler kadar kurumların da alması gereken kararların olduğunu söyledi.
-"Sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor"
Her bir bakanlığın, konuya kendi açısından bakarak, tüm toplumda farkındalığı artırmasının, sorunun üstesinden gelinmesinde önemli mesafe sağlayacağına işaret eden Davutoğlu, bu kapsamda, Dünya Sağlık Örgütünün geliştirdiği Küresel Beslenme, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Stratejisi'nin, 2013'te Türkiye'nin imzaladığı Avrupa Obezite ile Mücadele Belgesi'nin, Viyana Deklarasyonu'nun ve Sağlık Bakanlığının obeziteyle ilgili mücadele programının güzel örneklerden bazıları olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığının 2010'da başlattığı Türkiye Sağlıklı Beslenme Hareketi'nin, 2014'te güncellendiğini, 2017'ye kadar yeni proje ve stratejilerle desteklenerek uzatıldığını hatırlatan Davutoğlu, bakanlığın bu çalışmasını son derece önemli ve değerli bulduğunu kaydetti.
Davutoğlu, obezitenin, sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite azlığının bir sonucu olduğunu bildirerek, "Obezitenin önlenmesi ve sağlıklı beslenme pratiklerinin yaygınlaştırılmasıyla ilgili bireysel ve hükümetler olarak alınacak önlemlerin yanında, sivil toplum kuruluşlarımıza da büyük görevler düşmektedir. Medyamızın da üzerine düşen görevleri ihmal etmememiz gerekiyor" dedi.
Evrensel bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş ve toplumu ciddi biçimde etkileyen obezitenin engellenmesinde en büyük görevin kadınlara düştüğünü vurgulayan Davutoğlu, obeziteyle mücadelenin en önemli yönünün, aile içi eğitim ve aile bireylerinin hep birlikte mücadele etmesi olduğunu ifade etti.
-"Kahvaltı obezitenin önlenmesinde önemli"
Değişen yaşam koşullarından dolayı, zengin ve sağlıklı beslenmenin anahtarı olan ve yaşatılması gereken Anadolu mutfağı kültüründen gittikçe uzaklaşıldığının altını çizen Davutoğlu, hızlı ve hazır yemek yeme alışkanlığının ön plana çıktığını, bu bağlamda, sağlıklı beslenmenin herkesin önemle üzerinde durması gereken bir konu olduğunu söyledi.
Anne adaylarına, "yediklerini ve içtiklerini gözden geçirme, beslenmeyle ilgili yaptıkları hatalardan vazgeçerek, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinme" çağrısında bulunan Davutoğlu, yapılan deneylerde, yavru hayvanların, gebelik süresince annelerine verilen gıdaları tercih ettiğinin görüldüğünü aktardı.
Davutoğlu, annelere, "çocuğunuz büyüdüğünde, nelerle, nasıl beslenmesini istiyorsanız, hamilelikte o şekilde beslenmeye gayret edin" tavsiyesinde bulunarak, "Tüm anne ve babalarımıza seslenmek istiyorum: Lütfen mutfaklarımız ile çocuklarımız arasındaki irtibatı kesmeyelim. Başta çocuklarımız olmak üzere tüm aile bireylerinin dengeli beslenmesine önem verelim. Lütfen obezitenin ve diğer gelişebilecek kronik rahatsızlıkların önlenmesinde çok önemli bir rolü olduğu bilinen anne sütünden bebeklerimizi mahrum etmeyelim. İlk 6 ay sadece anne sütüyle ve 2 yaşına kadar da anne sütüne devam ederek onların beslenmesini sağlamaya çalışalım" dedi.
Çocuklara sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kazandırıldığında, onların ileriki yaşamlarına da etki edebilecek bir durumun oluşacağını, kuşaklar boyu bu bilincin yerleşmesine yardımcı olacağını dile getiren Davutoğlu, çocuklarının kahvaltı yapmasının, obezitenin önlenmesi, sağlıklı beslenme ve okul başarısında etkili olduğunu söyledi.
-"Sen hamilesin, beslenmene dikkat etmelisin"
Davutoğlu, okul kantinlerinde sağlıksız gıdaların satışının engellenmesi konusundaki Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının çalışmalarını çok önemli ve değerli bulduğunu belirterek, gazlı içeceklerin yasaklanmasından da büyük memnuniyet duyduğunu kaydetti.
Obezitenin, kadınların hamine kalmasını da olumsuz etkilediğine dikkati çeken Davutoğlu, kilo veren birçok kadının, ilave bir tedaviye ihtiyaç kalmadan gebe kalabildiğini ifade etti.
Gebelik zehirlenmesi, şeker, sezaryenle doğumun, obezlerde daha çok görüldüğünü belirten Davutoğlu, emzirmenin de bundan olumsuz etkilenebildiğini, kilolu gebelerin hastanede kalış sürelerinin arttığını kaydetti.
Toplumdaki, "iki canlısın, iki kişilik yemelisin" tavsiyesinin yanlış olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Biz bu tavsiyeyi, 'sen hamilesin, beslenmene daha çok dikkat etmelisin. Sadece kendin için değil, bebeğin için de sağlıklı beslenmelisin' tavsiyesiyle yer değiştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Gebelikte gereğinden fazla kilo almayan ve egzersiz yapan annelerin, doğum sonrasında çok kolay eski vücut ölçülerine döndüğünü ifade eden Davutoğlu, birçok kanser türüyle ilişkili obezitenin, yaygın iskelet ve kas sistemi hastalıklarına neden olduğunu anlattı.
-"Aktif bir yaşamın içinde olmaya özen gösterelim"
Yeterli fiziksel aktivitenin yapılmadığına da dikkati çeken Davutoğlu, özellikle çocukların ve gençlerin, bilgisayar ve televizyon başında fazla vakit geçirip, hareketsiz bir yaşam sürdüğünü söyledi.
Kadınlara, "Hem evde hem de dışarıda çocuklarımızla birlikte daha aktif bir yaşamın içinde olmaya özen gösterelim" çağrısında bulunan Davutoğlu, bunun, çocuklarla olan iletişime de olumlu katkı sağlayacağını ifade etti.
Beslenme ve sağlık araştırmasından elde edilen sonuca göre, 12 yaş ve üzeri vatandaşların yaklaşık yüzde 72'sinin hareketsiz yaşadığını, yüzde 10'un ise yetersiz düzeyde aktivite yaptığını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Buradan, başta Gençlik ve Spor Bakanlığımız olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığımız, diğer tüm ilgili bakanlıklarımız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız da buna dahil olmak üzere, tüm bakanlıklarımız ve belediyelerimize çağrıda bulunuyorum: Son yıllarda sayıları önceki yıllara göre kat be kat artmış olsa da daha fazla yürüyüş alanları, spor kompleksleri yapımına hız vermemiz gerekiyor. Sporu hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmemiz gerekiyor."
-"Her platformda hatırlatılmalı"
Son yıllarda Türkiye'de sağlık yaşama destek konusunda başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere üniversitelerin, kurumların, sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının olduğunu ifade eden Davutoğlu, tüm kurumların bir araya gelerek, bir yol haritası oluşturmasını ve kararlı bir şekilde sorunun üzerine gitmesini önemsediğini söyledi.
Sare Davutoğlu, daha sağlıklı bir toplum için, tüm insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesinin, spor yapmanın, fiziksel aktivite içinde olmasının önemini her platformda hatırlatılması gerektiğine işaret etti.