Altuntaş, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddet" konulu panelde, kadına yönelik şiddet konusunda giderek bir artış olduğunu belirterek, "2002'de öldürülen kadın sayısı 66, 2003'te 83, 2005'te 317 ve bu sayı gittikçe artıyor. Günümüze geldiğimizde de bu sayı binleri geçmeye başladı" ifadesini kullandı.
Türkiye'de kadına yönelik şiddetle ilgili 2015'te bir rakam yayımlandığına dikkati çeken Altuntaş, "Türkiye'de yayımlanan rakama göre 2015 yılının ilk 65 gününde 56 kadın öldürüldü ve her gün neredeyse bir kadının öldüğü olaylarla karşı karşıyayız. Türkiye açısından bu önemli. Bölgelere baktığımız zaman da kadına yönelik şiddetin en yüksek olduğu yer, yüzde 57 oranıyla Kuzey Doğu Anadolu, en düşük ise yüzde 26 ile Marmara'dır. Karadeniz, kadına yönelik şiddet sıralamasında ikinci iyi bölge durumundadır" dedi.
Altuntaş, kadına yönelik şiddet vakalarının önlenmesinde birçok boyutun ele alınması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Anayasada düzenlemeler yapılmalı. Bunun dışında yasal düzenleme konusunda caydırıcılığın sağlanması anlamında da cezalar artırılabilir. Olaylar gerçekleşmeden önce bir takım tedbirler almak, olayın gerçekleşmesini önlemek için önemlidir. Bu noktada da toplumsal cinsiyet algısının değişmesi önemlidir. Toplumsal cinsiyet algısı 4 ile 5 yaşlarında oluyor ve sonrasında bunu değiştirmek gerçekten çok zor. Süreç ailede başlıyor ve okulda ilerliyor. Kadınlara bu süreçte hep bebek bakmak, yemek yapmak gibi şeyler öğretiliyor ve süreç, kendisini bir prensin kurtarmasını bekleyen prenses masallarıyla devam ediyor. O yüzden toplumda cinsiyet algısının değiştirilmesi gerekiyor. "
-"Kadına yönelik şiddet anlamında ihtisaslaşacak kadın personele ihtiyaç var"
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Uzmanı Selim Öztop da şiddet önleme ve izleme merkezlerinin, kadına şiddet vakalarında karşılaşılan tüm iş ve işlemlerin bildirildiği merkez olduğunu belirtti.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin alınacak tedbir kararlarına değinen Öztop, "Tedbir kararlarının takibini kolluk kuvvetleri yapıyor. Bu nedenle emniyet ve jandarmada kadına yönelik şiddetle ilgili birimler yeni yeni oluşturuluyor. Özellikle cinsel şiddet vakalarında kadınla birincil görüşmeyi kadının yapması gerekiyor. Aksi halde bu durum ciddi depresyon süreci yaratabilir. Kadınlar karşısında bir kadın olmadığı zaman yaşadıkları travmayı aktaramıyor, çünkü karşılarında kendilerini anlayabilecek bir mekanizma olmuyor" diye konuştu.
Öztop, kadına yönelik şiddet anlamında ihtisaslaşacak kadın personele ihtiyaç duyulduğunu da vurgulayarak, "Kolluk kuvvetlerinde bu sayıyı artırmayı önemli buluyoruz. Bunun dışında ev tipi kadın sığınma evlerine ihtiyacımız var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı dışında, adında da kadın geçen ve kadın hizmetleri odaklı, kadına yönelik şiddette farkındalık yaratacak kadın bakanlığına ihtiyacımız var. Bunun da ivedilikle açılması görüşündeyiz" ifadesini kullandı.
Trabzon Barosu avukatlarından Işıl Demin Güner de hukuk sürecinde kadın sorunları hakkında bilgi verdi.
Panel, Bingöl Elmas'ın "Evcilik" adlı belgesel gösterimi ile sona erdi.