Işık, yazılı açıklamasında, ocak ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,2, arındırılmamış endeksin de yüzde 2,3 azaldığını belirterek, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin ise bir önceki aya göre yüzde 1,4 gerilediğini kaydetti.
Sanayi üretiminin bu görünümünde özellikle Türkiye'nin ihracat pazarlarında yaşanan gelişmelerin sanayi üretimi üzerindeki etkilerinin belirleyici olduğunu ifade eden Işık, "İhracat pazarlarımızdaki gelişmeler, iç talepteki gelişmelerle birleşerek sanayi üretimini aşağıya çekmiştir. Gerek ihracat gerekse ithalat rakamları bize bu tabloyu işaret etmektedir" görüşünü dile getirdi.
Türkiye'nin çevre ülkelerinde geçen yıl yaşanan siyasi çalkantıların bu yıl da etkisini gösterdiğine dikkati çeken Işık, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan gelişmelerin, ocak ayı ihracatını olumsuz etkilediğini ve bu durumun üretim rakamlarına yansıdığını belirtti.
- "Türkiye, fırsatlardan en çok yararlanacak ülkedir"
Avro/dolar paritesindeki durumun da ihracatı baskı altına aldığına işaret eden Işık, şu ifadeleri kullandı:
"Sanayi üretimi endeksi kısa dönemli iş istatistikleri arasında yer almakta olup, tek aylık gelişmelerden ziyade trende bakmak daha önemlidir. Özellikle 2015 yılının ikinci çeyreğinden itibaren sanayinin güçlü büyümeye devam edeceği ve yılın ikinci yarısından itibaren bu etkinin iyice belirginleşeceği bir yıl olacaktır.
Avrupa Birliği ülkelerinde beklentilerin olumlu yönde revize edilmesi ve bölgeden gelen veriler bir toparlanmaya işaret etmektedir. Dünya ekonomisindeki gelişmeler, gelişmekte olan ülkeler için birçok fırsat yarattığı gibi birçok riski de beraberinde getirmektedir.
Fırsatların başında petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş, ABD ekonomisinin büyümesi ve Avro bölgesinden gelen parasal genişleme gelirken, risklerin başında ABD'de faiz artışı beklentisi, bölgemizdeki belirsizlikler ve kar marjlarındaki düşüş gelmektedir.
Türkiye gerek sağlam mali yapısı gerekse de güçlü finansal sistemiyle bu fırsatlardan en çok yararlanacak ülkedir. Ekonomi için risk oluşturabilecek noktalarda ise adımları atmıştır, atmaya devam etmektedir. Kararlılıkla uygulamaya devam ettirdiğimiz makro ihtiyati tedbirler bunun göstergesidir."
Türkiye'nin gelişmelerden en fazla faydalanması için orta ve uzun dönemde yapısal reformları gerçekleştirmesinin önemini vurgulayan Işık, Türkiye'nin bu amaçla uzun vadeli kalıcı adımlar atmaya başladığını ve bununla ilgili yol haritasını duyurduğunu anımsattı.
Yapısal reformların gerçekleşmesiyle Türkiye sanayisinin de yapısının değişeceğini, daha yüksek teknolojili ürünler üreteceğini, kar marjlarının artacağını ve daha rekabetçi olacağını belirten Işık, "Güncellediğimiz ve yakında yayınlanacak olan 2015-2018 dönemine dönük Sanayi Strateji Belgesi'nde ülke sanayisinin dönüşüm çerçevesi daha net görünecektir. Türkiye, özel sektör ve kamunun işbirliğiyle bu dönüşümü sağlayacak ve rahatlıkla kısa ve uzun vadeli hedeflerine ulaşacak güçtedir" ifadelerini kullandı.