Arabi, Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Arap Birliği 143. Dönem Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, çeşitli meydan okumalar karşısında sergilenecek ortak Arap tavrını netleştirmenin vaktinin geldiğini söyledi.
Arabi, oluşturulması önerisinde bulunduğu ortak güvenlik askeri gücünün görevini, "terörle ve terör örgütlerinin faaliyetleri ile mücadele için acil müdahale etme, barışın korunması çalışmalarına destek verme, insani yardım faaliyetlerinin ve sivillerin güvenliğini sağlamanın yanı sıra güvenliği koruma ve Arap ülkeleri arasında karşılıklı bilgi paylaşımı konusunda işbirliği" olarak sıraladı.
"Doğudan, batıdan her tarafı kuşatan yangınlarla mücadele edilmesi konusunda yenilikçi ve ciddi kararlar alınması için gelinen bu aşamada sorumluluk almanın gerektiğini" kaydeden Arabi, bölgenin karşı karşıya kaldığı büyük tehlikelerle mücadelede Arap Birliği'nden daha faal, daha güçlü ve daha hızlı olmasının istendiğini dile getirdi.
Arabi, Arap ulusal güvenliğinin giderek artan ve yansımaları bölgedeki tüm ülkeleri kapsayan büyük tehlikelere maruz kaldığına işaret ederek, bunların en tehlikelisinin, "işledikleri suçları İslam ile örtmeye çalışan terör ve radikal örgütler" olduğunu ifade etti.
-İstikrarsızlık, radikal grupların büyümesine verimli bir ortam hazırladı-
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ise Arap Birliği Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın, Arap dünyasının karşı karşıya kaldığı meydan okumalar ve olağanüstü şartların gölgesinde gerçekleştirildiğini belirtti.
Şükri, "Birçok Arap ülkesinde görülen istikrarsız ortamla birlikte devlet kurumlarının çözülmesi ve görevlerini kısmen ya da tamamen yerine getirememesi, terörizmin ve radikal grupların büyümesine verimli bir ortam hazırladı" dedi.
Arap toplumunda vatandaşlık değerlerinin, sivil devlet anlayışının yerleştirilmesi ve fakirlik, cehalet ve zalimce ideolojilerin yayılmasının önüne geçilmesi için birçok alanda çalışılması gerektiğini kaydeden Şükri, insanlık krizi altındaki Gazze'den ablukanın kaldırılması gerektiğini belirterek uluslararası toplumdan İsrail'e baskı yapmasını istedi.
Libya meselesine de değinen Şükri, "Libya halkının kendi geleceğini belirlemede göstereceği iradeye saygı duyuyoruz. Bu da Tobruk Meclisi'ne ve Hükümet Başkanı Abdullah es-Sini'ye verdiğimiz desteğin nedenidir. Terörle mücadelede görevini yerine getirebilmesi ve Libya topraklarında egemenliğini ve kontrolünü sağlaması için bu meşru hükümete gereken her türlü desteği vermeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır el-Cude de başta terör ve radikal ideolojiler başta olmak üzere Arap dünyasının gelişmesini engelleyen ve bölgeyi çepeçevre saran tehlikelerle mücadele için ciddi ve acil bir çalışma mekanizmasının kurulması gerektiğini bildirdi.
Cude, "Terörist gruplar, Arap dünyasının bir kısmında ele geçirdikleri topraklarda yayılarak ülke barışını, güvenliğini ve istikrarını hedef alıyor. Suriye'deki ölüm, yıkım ve şiddeti durduracak, tüm etnik ve dini gruplarıyla halkın beklentilerini karşılayacak siyasi bir çözüme ulaşılması için çalışılması son derece mühim" ifadesini kullandı.
Tobruk Meclisi'ne işaret ederek ülkesinin "Libya'nın seçilmiş hükümetini ve meşru parlamentosunu desteklediğini" ifade eden Cude, Yemen'deki olaylara ilişkin ise "dış müdahaleye karşı olduklarını, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi gözetiminde, Körfez girişimi ve BM kararları çerçevesinde diyalog sürecini desteklediklerini" kaydetti.
- Arabi, İsveç Dışişleri Bakanı Wallström'den özür diledi-
Öte yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi'nin, onur konuğu olarak davet edildiği Arap Birliği toplantısında konuşma yapmasına izin verilmeyen İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'den özür dilediği bildirildi.
Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Arabi, ikili görüşme sırasında İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'den konuşmasının iptal edilmesinden ötürü özür diledi.
İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'un, Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen ve onur konuğu olarak davet edildiği Arap Birliği Zirvesi'nde konuşma yapmasına izin verilmediği belirtilmişti. Wallström'ün, zirvenin açılışında yapacağı konuşmanın Suudi Arabistan tarafından engellendiği iddia edilmişti.