Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç:

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç:

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-08 11:41:40

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç:
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, sağlıkla ilgili tüm temel konularda CHP'nin diğer alanlarda olduğu gibi toplumun önüne çok net ifadelerle çıkacağını söyledi.

Koç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla Çeşme Sheraton Oteli'nde düzenlenen "2015 Seçimlerine Doğru Sağlık Politikalarına Bakış" toplantısıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

CHP'nin, değişik toplumsal sorunlarla ilgili genel seçimde kendisine yol haritası olarak belirlenecek politikaları oluşturmak üzere çeşitli kesimlerle buluşmalarını sürdürdüğünü, bugün de geniş bir akademisyen grubun katılımıyla sağlık alanında Türkiye'de yaşananlar ve sağlıkta CHP'ye önerdikleri politikaları değerlendirdiklerini belirtti.

Burada oluşan fikirlerin CHP'nin şekillenmekte olan seçim bildirgesine aktarılmak üzere Ankara'da son kez değerlendirileceğini dile getiren Koç, bugünkü sağlık sistemiyle ilgili "ne kadar kaliteli sağlık hizmeti almak istiyorsanız o kadar çok cebinizden katkı vererek bu hizmete ulaşabileceğiniz bir sistem oluştu. Sağlık AKP döneminde devletin yurttaşına ihtiyacı olduğunda sunması gereken bir temel kamu hizmeti alanı olmaktan çıkartıldı. Ancak parası olanın ödeyebildiği kadar alabileceği bir hizmet haline dönüştürüldü" dedi.

CHP'nin sağlığa yaklaşımının "yurttaşların hasta olmasını engellemek" yönünde olduğunu dile getiren Koç, "Koruyucu sağlık hizmetlerinin ön planda tutulduğu, sağlıkta örgütlenmenin, kademeli sağlık hizmetinin, sağlıkta finansman modelinin ve hizmet sunumunun hizmet alanlar ve hizmet verenler açısından organize edilebilecek bir politikaya dönüştürülmesine çalışılıyor" diye konuştu.

Üniversite hastanelerinin hizmet veremez hale getirildiğini, buraların standart bir hastane konumuna düşürüldüğünü ileri süren Koç, Türkiye'nin hastane ya da sağlık hizmetlerine yatırımdan çok hapishane yapılan bir ülke haline geldiğini savundu.

Koç, Sağlık sisteminin en önemli özelliklerinden birinin aile hekimleri olduğunu, nöbet, ücretlendirme gibi çeşitli sorunlardan dolayı bu hekimlerin isyan noktasında olduklarını, buna mutlaka çözül gerektiğine işaret etti.

-"Taşeronlaşma modern köleliktir"

Taşeronlaşmanın en yoğun yaşandığı alanın sağlık sektörü olduğunu ifade eden Koç, "Taşeronlaşma bir modern köleliktir" diyerek bu modelin CHP iktidarında kaldırılacağını belirtti.

Koç, hükümetinin sağlık politikasının "cepten çıkacak ücrete" göre olduğu iddiasında bulunarak şöyle devam etti:

"Sağlık temel bir kamu hizmetidir ve devletin vatandaşlarına tıpkı eğitim, sosyal güvenlik gibi sunması gereken en temel görev alanlarından bir tanesidir. Sağlıkla ilgili tüm temel konularda CHP diğer alanlarda olduğu gibi toplumun önüne çok net ifadelerle çıkacak. Şu ana kadar yaptığımız, tabi ekonomi masamızın da karşılığını reel boyutta, bütçelemede hesap ederek sunduğu, tüm emeklilerimizden sağlık hizmeti alırken her kademede ödedikleri katkı paylarının kaldırılması sözünü verdik. Bunun bütçe karşılığı da hesaplandı ona göre bu ifademiz rasyonel, akılcı bir şekilde toplumun önüne getirildi. Diğer konularda da olgunlaştıkça sağlık politikası tamamlanacaktır."

-Sümeyye Erdoğan'a suikast iddiası

Geçen haftalar içerisinde CHP'ye, genel başkan Kılıçdaroğlu'na, bazı milletvekillerine yönelik sistematik saldırı düzenlendiğini öne süren Koç, şunları kaydetti:

"Bu saldırının arkasında devletin, isminin önünde milli eki bulunan en temel istihbarat kuruluşunun içinden bazılarının görevlendirildiğini ifade etmiştik. İsim vermedik ama bunların çalıştıkları daireleri ve bu safsataların, bu senaryoların üretiliş şeklini ve saraya iletişini, oradan talimatla havuz medyasında haber yaptırılışını olduğu gibi anlatmıştık. Sayın Umut Oran biliyorsunuz, twetterdan aldığı raporla kendisi hakkında ve partimiz de bulaştırılarak, cumhurbaşkanının kızına yönelik bir suikast iddiasında suçlandığına tanık olduk. Hem partimizin, hem Sayın Umut Oran'ın... İnanılması zor bir saçmalıkla karşı karşıyaydık. Ama bu talimatla 3-4 gazetede kelime kelimesine aynı biliyorsunuz bazı doğrudan mesaj haberleriyle yayınlandı. Bunların hepsinin gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Ben de, sayın genel başkanımız grup konuşmasında da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu uyarmıştık. Bir kere daha İzmir'den bu konunun önemli olduğu için altını çizmek istiyorum.

Sayın Başbakan, MİT doğrudan size bağlı görev yapan bir kuruluş. Sizin bu tezgahlanan senaryolarla, bu safsatalarla bir ilginiz yok bunu teslim etmiştik. Ama burası size bağlı. Size bağlı bir kuruluşta, Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinin son derece önemli olduğu günlerde nelerle uğraşıldığının farkında mısınız? Bunlar çürütüldü. Hatta sosyal medya dahil olmak üzere dalga geçildi, alay edildi bu senaryoyu yapanlarla. Peki hiç bir şey söylemeyecek misiniz? Hiçbir tavrınız yok mu, hiçbir eyleminiz olmayacak mı bu kuruluşla ilgili. 'Kardeşim ne oluyor burada' deme iradeniz yok mu sayın başbakan? Siz hep kendinizin muhatap alınmasını istediniz. Biz de eyvallah sizi sayın başbakan olarak muhatap alalım. Ama önce siz muhatap alınacak bir tavır içinde olun. İşgal ettiğiniz görev noktasında gereğini yerine getirin. Sayın Davutoğlu'ndan hala açıklama bekliyoruz. Şu ana kadar çıt yok. Havaya, suya, dağa, bahçeye her şeye konuşan, gittiği Anadolu kentlerinde evliyalar tarihi anlatan, yakın tarihten her türlü dokunaklı cümlelerle siyaset üreten sayın başbakan en önemli, en ciddi konuda çıtınız çıkmıyor. Siz de mi ortaksınız bu sürece. Siz de mi bu tezgahın bir parçasısınız. Bu üçüncü ya da dördünü çağrımız."

-Dolar kurundaki yükselme

Başbakan Davutoğlu'nun ABD'ye yaptığı ziyaretten, ABD hükümeti ve yetkililerinin haberinin olmadığını öne süren Koç, şöyle devam etti:

"Orada, gelişmekte olan ülkeler sınıfındaki Türkiye ekonomisindeki kırılganlığın yatırımcı kuruluşlarla görüşülerek kaymasının, kötüye gitmesinin önüne geçmek istediler yaptıkları toplantılarla. Evet dünya konjonktürü, ABD, FED, ABD verileri doların genelde bir yükselişini gelişmekte olan ülkelerde işaret ediyor, gerekçe olarak açıklıyor. Ama önce sen saray sakinini bir sustur. Konuştukça yangına benzin döken bir cumhurbaşkanı var. Şehit cenazesi kalkarken bile saygısızlık gösterip eş zamanlı konuşma alışkanlığını sürdüren bir cumhurbaşkanı. Her gün anayasayı ihlal eden bir cumhurbaşkanı. Dün de Gaziantep'de bir siyasi parti lideri... Nasıl yemin ettin sen? Tek ayağın havada mı yemin ettin? Biz yalan yemin ettiğini biliyoruz, inanmadığın bir şeye yemin ettiğini biliyoruz. Hedefinde muhalefet, muhalefet partileri, asıyor, kesiyor, gürlüyor. Aynı meydanda daha önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la ilgili söylediklerini tamamen unutmuş. Yarın da başka türlü olacak göreceksiniz. Bağırarak, her gün konuşarak suçunu örtemezsin. Şu anda dünyada senden fazla korkan bir insan yok, korkarak yaşayan bir insan yok. Yaptıklarının ancak şu anda zulümle, baskıyla, faşist tedbirlerle, iç güvenlik yasası gibi toplumun tüm demokratik hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak, sindirerek örtülebileceğini zannediyorsun.

Konuştukça Türkiye geriliyor, dünyadaki konjonktüre ilaveten Türkiye'nin risk algısı artıyor. Türkiye'de her sektör hane halkı borç oranından başlayarak reel sektöre kadar Türkiye artan dolar kuru karşısında borçlanmaya devam ediyor, borç yükü artmaya devam ediyor. Zıvanadan çıkmış bir iktidarla karşıyayız. Başbakan başbakanlığını becerecek, beceremezse sıkıntısı sadece kendisine değil Türkiye'ye olur."

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara