Dışişleri Bakanlığında, "Uluslararası Kadın Cesaret Ödülü"ne layık görülenler için tören düzenlendi.
Törende, Suriye'den kadın aktivist Macide Çorbacı, Afganistan'dan pilot Nilüfer Rahmani, Bangladeş'ten gazeteci Nayda Şermin, kadın hakları savunucuları Bolivya'dan Rosa Julieta Montano Salavatierra, Myanmar'dan May Sabe Phyu, Orta Afrika Cumhuriyeti'nden Beatrice Epaye, Japonya'dan Sayaka Osakabe, Kosova'dan Arbana Xharra ve Pakistan'dan Tebessüm Adnan ile Gine'de Ebola ile mücadele rol alan hemşire Marie Claire Tchecola, bu yılın "en cesur kadınları" olarak belirlendi.
ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Heater Higginbottom, törende yaptığı konuşmada, ödüle layık görülen kadınların hikayelerini "yürek parçalayıcı olduğu kadar ilham verici" diye niteledi. Higginbottom, "Kendi ülkelerini ve dünyayı değiştirmek için çabalayan cesur ve kahraman kadınları kutluyoruz. Yolsuzluğu ortaya çıkaran haberler yazan gazeteci, fikirleri için dik duran aktivist, tacize rağmen sadece kendi ve ülkesi için değil kadınlara yeni ufuklar bulmak için de her yere uçan pilot... Bunlar gerçek cesur yüzler. Bu kişiler, kadınların, hakları ve özgürlükleri için ayağa kalktığında ne yapabileceklerini gösteriyor ancak aynı zamanda herkes için adalet ve eşitliğin sağlanması noktasında uzun bir yolun bulunduğunu da temsil ediyor" diye konuştu.
Higginbottom, konuşmasının ardından "Uluslararası Kadın Cesareti Ödülü'nü sahiplerine takdim etti.
Ödüle 2007 yılından bu yana 50 ülkeden 86'dan fazla kadın layık görüldü. ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Kadın Cesaret Ödülü her yıl, kadın hakları ve kadınların toplumda güçlenmelerini savunma çabalarında cesaret ve liderlik gösteren, büyük risklerle karşılaşan kadınlara veriliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığınca ödüle değer görülen "10 cesur kadının" nitelikleri şöyle özetlendi:
Afgan hava gücünün ilk kadın pilotu olan Rahmani, mesleği nedeniyle Taliban tarafından tehdit etilmesine ve birçok kereler mekan değiştirmek zorunda kalmasına rağmen kariyerini sürdürüyor ve genç kadınları da pilot olmaya teşvik ediyor.
Bangladeş'ten gazeteci ve kadın hakları savunucusu Şermin, 2013 yılında ülkede kadınlara yönelik hakların geri alınmasını savunanların düzenlediği yürüyüşte 50-60 erkek tarafından dövülerek ciddi biçimde yaralanmasına ve işten çıkarılmasına rağmen, gazeteciliği ve davasını sürdürüyor.
Bolivya'dan geçmişte hapse de atılmasına rağmen özgür toplumun savunucu olmaktan vazgeçmeyen Montano, kurduğu sivil toplum kuruluşu vasıtasıyla bugüne kadar taciz ve tecavüz vakalarında 30 binden fazla kadına hukuki danışmanlık sundu.
Myanmar'dan May Sabe Phyu, ülkesinde, kadınlara, etnik ve dini azınlıklara karşı uygulamalarla mücadele çabalarında önde gelen isimlerden oldu. 

Orta Afrika Cumhuriyeti'nden Beatrice Epaye, ülkedeki uzlaşma çabaları ile evsiz kadın ve çocuklara destekte önemli rol oynuyor.
Gine'den hemşire Marie Claire Tchecola, Ebola virüsüyle mücadelede etkin görev üstlendi.
Japonya'dan Sayaka Osakabe, hamile kadınların çalışma koşullarının düzeltilmesinde önemli mücadele verdi.
Kosovo'dan gazeteci Arbana Xharra, ülkesindeki aşırılık yanlılarının faaliyetleriyle ilgili haberleri nedeniyle ölüm tehditleri almasına rağmen konu üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Pakistan'dan kendisi de aile içi şiddete maruz kalan Adnan, birçok tehdide rağmen, kadınlara karşı şiddet ve ayrımcılığa karşı yılmadan çalışıyor.
Suriyeli Macide Çorbacı, rejim karşıtı gösterilerin başladığı 2011'de başkent Şam'ın Deraya beldesinde Beşşar Esed rejimine karşı insan hakları ve özgürlük mücadelesine önderlik etmesiyle dikkati çekti.