Hamdan, Filistin davasındaki son gelişmeler ve bölgede yaşanan olaylarla ilgili diyalog seminerinde yaptığı konuşmada, Hamas'ın Mısır mahkemelerince terör örgütü olarak kabul edilmesinin düşmanlık olarak yankı bulmayacağına inandığını ve böyle bir şeyin de olmaması dilediğini belirtti.
"Hamas'ın elinde, Mısır rejimi ile çatışmayı engelleyecek birçok ajandası var" diyen Hamdan, şunları söyledi:
"Hamas'ı terör örgütü olarak kabul eden yargı kararı, Mısır yargısını ilgilendiren bir faciadır ve Hamas ile ilgisi yok. Bu, Mısır'a ve onun iç sorunlarını çözmeye hizmet etmez. İç sorunların çözümü Mısırlılar arasında olur. İç sorunları dışarıya aktarmaya çalışmak sorunları çözmeyecektir. Hamas'ı terör örgütü olarak tanımlayan 2 taraf vardır bunların biri İsrail, diğeri ise onun destekçileri. Hamas, Mısır'ın onlardan biri olmamasını diliyor. Bu karar, Mısır yargısını küçük düşürüyor. İsrail'in daha önce Hamas'ı terörist olarak suçladığı herkes tarafından biliniyor. Düşmanının seni bu şekilde suçlaması anlaşılabilir, Avrupa da onu takip etti ancak Avrupa geri çekiliyor."
Hamas'ın, bir Arap ülkesi tarafından terör örgütü olarak suçlanmasını "enteresan" diye nitelendiren Hamdan, bu konu üzerinden bir kriz çıkarmak istemediklerini ancak bu suçlamanın Filistin davasına değil İsrail'e hizmet ettiğine inandıklarını aktardı.
Hamdan, "mahkeme kararının Hamas'a değil kararı verenlere zarar vereceğini, bu suçlamanın Hamas'ın gidişatını etkilemeyeceğini, direnişin varlığının işgalin varlığına bağlı olduğunu ve işgal var olduğu sürece direnişin de güçlenerek devam edeceğini" vurguladı.
Mavi Marmara gemisi konusunda İsrail'in Türkiye'ye tazminat ödemeye yönelik çalışması ile Gazze ambargosunu hafifletmesi konusuna da değinen Usame Hamdan, şöyle konuştu:
"Bu önerinin iki esas konuya delalet ettiğine inanıyorum. Birincisi, baskı yapabilirsin. Diğeri ise yenik düşer ve taviz verebilirsin. Önemli olan hak sahiplerinin baskıya devam etmesidir. İsrail, ümmetin ve Türk halkının Filistin davasına olan desteğini sonlandıracağını zannetti. İsrail hayal görüyor. Mavi Marmara gemisine baskın yaparak Türklerin Filistin'e desteğini engelleyeceğini zannetti ancak kendisine karşı yeni baskı kapısı açtı. Bu nedenle, İsrail nasıl hareket ederse etsin, irade sahibi olan taraf onu sıkıştırabilir. Daha fazla baskı, İsrail'in daha iyi öneride bulunmasını sağlayacaktır."
Hamdan, Hamas'ın İran ile ilişkileri ve İran'ın bölgedeki rolüyle ilgili, Hamas'ın bölgedeki Arap ve İslam ülkelerinin yanı sıra Avrupa ülkeleri ve diğerleri ile de ilişki kurmaya çalıştığını, ilişkilere iki konunun yön verdiğini, birinin Filistin hukukunu desteklemek, diğerinin ise Hamas'ın bağımsız kararı olduğunu ve İran dahil tüm ülkelerle ilişkilerin de bu çerçevede yürütüldüğünü kaydetti.
-Filistin barışı-
Hamas ve Fetih arasındaki Filistin barışı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Hamdan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve uzlaşı hükümetini doğru yolda gitmemekle suçladı.
Hamas'ın barıştan geri çekilmeyeceğini ve Filistinliler arasında yeniden bölünmeyi kabul etmeyeceğini belirten Hamdan, barışın sürmesi için daha fazla siyasi baskı yapılması gerektiğine işaret etti.
Hamas'ın, seçimlerin gerçekleşmesi için uygun ortamın oluşmasını beklediğini, yapılması gereken bazı işlerin bulunduğunu ve bu konuda önemli yol katettiklerini dile getiren Hamdan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak İsrailliler seçimleri engellemek istiyor. Kudüs'te yapılmasına izin vermeyeceklerini, Batı Şeria'da da adayların propaganda çalışmalarını engellemek ve Oslo anlaşmasını kabul etmeyen adayları gözaltına almakla tehdit ederek seçimleri orada da engelleyeceklerini ilan ettiler. Bu da direniş gruplarının adaylarının gözaltına alınması demek. Siyasi ortam henüz seçime hazır değil. Bu durgunluk anlamına gelmez. Filistin yönetiminde görevi yürütmek için birçok yöntem var. Bu da işgale karşı direnmede bir geçiş dönemi olabilir."
İsrail'in Mescid-i Aksa'yı ele geçirmek için üç aşamalı çalışma yürüttüğünü ifade eden Hamdan, birinci aşamada Filistinliler ve Yahudilere belirli zamanlarda ibadet etmeleri için zamansal bölmeye gidileceğini, ikinci aşamada mekansal olarak ikiye bölüneceğini ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından seçim sonrası uygulamaya konulacağını, üçüncü aşamada ise Mescid-i Aksa'nın bir kısmı yıkılarak yerine iddia edilen Hz. Süleyman Tapınağı inşa edileceğini söyledi.