Satır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iç güvenlik paketine ilişkin tasarının 17 Şubat'tan beri TBMM Genel Kurulu'nda görüşüldüğünü anımsattı.
Tasarının, İçişleri Komisyonu'nda, havale edildiği alt komisyonda ve üst komisyonda detaylıca incelendiğini belirten Satır, muhalefet milletvekillerinin komisyon çalışmalarında teklif, öneri ve eleştirilerde bulunduğunu, bunların uygun bulunanların dikkate alındığını kaydetti. Satır, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun grup toplantısında bu konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirdiğini ifade ederek, "Topluma huzur, barış ve güvenlik getireceğine inandığımız bu paket toplum tarafından satın alındı, bu konuda beklendi oluştu ve biz bu tasarıyı Genel Kurul'da görüşmeye başladık" dedi.
Satır, birtakım yeni talepler, dilekler ve temenniler olur mu diye tasarının görüşülmesini iki hafta ertelediklerini, ancak bu taleplerin gelmediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Muhalefet, 17 Şubat'tan beri, İçtüzük'ün kendilerine verdiği haklarını kullanacağı iddiasıyla, tasarının görüşülmesini engelleme yoluna gitti ve birtakım gayri hukuki, ahlaki uygulamalar yaptı. Muhalefet İçtüzük'ten kaynaklandığını iddia ettiği ancak hak ihlali sayılabilecek bazı maddeleri kullanarak yasama faaliyetini engelliyor. Oysa TBMM İçtüzüğü, Genel Kurul'un nasıl çalışacağını belirlemek üzere hazırlanmış metindir. Savaş döneminde top sesleri duyulurken dahi çalışmalarına devam eden, millete hizmetten geri durmayan bu gazi Meclis'i çalıştırmamak için İçtüzük kullanılıyor.
Her ne kadar ruhuna aykırı olsa da TBMM çalışmalarını kilitlemek adına İçtüzük'ü kullanmak muhalefetin hakkı olarak görülebilir. Lakin sözlü şiddet, hakaret, kürsü işgali, fiili müdahale ile Meclis çalışmalarını engellemek İçtüzüğe, siyasi ahlaka ve İçtüzük'ün bizzat kendisine aykırıdır. Özgecan cinayetinin ardından bu yasayı görüşmeye başladık. Özgecan'ın babasının bu topluma, milletvekillerine ve millete verdiği mesaj anladığımız kadarıyla hiç bir şekilde değerlendirilmedi. Buradaki bu agresif ortam devam ediyor. İlk günden beri her türlü hakareti, küfrü, şiddeti ve saygısızlığı yapan muhalefet milletvekillerine sabrımızın sonuna kadar dayanmaya çalıştık. Bizim bu tutumuzu, attıkları tweetlerle 'niye müdahale etmiyorsunuz, niye kavga çıkarmıyorsunuz' noktasına getiren maalesef bazı şaka milletvekilleri var."
AK Parti Grup Başkanvekili Satır, dün Genel Kurul'da hakaret, sövme, şiddet ve her türlü gayri kanuni ve gayri ahlaki tutumu ve davranışlarını devam ettiren muhalefetin, Meclis'in kadın Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı sözlü sataşmalarının yarı sıra fiili müdahalede de bulunduğunu söyleyerek, "Sayın Bahçekapılı'nın bizzat eline vurarak fiili saldırıda bulunan ve daha sonra da sözlü saldırılarını sürdüren bu milletvekilini şiddetle kınıyorum" dedi.
- "Bu cümleler milletvekillerinin toplum tarafından mahkum edilmesini gerektirecek cümleler"
Muhalefet milletvekillerinin Genel Kurul'da, "gözü dönmüş vahşice", "biatçılar", "emir altındaki kunta kinteler", "vicdanı satılıklar", "kes sesini", "iki yüzlü", "çirkin", "bardan çıkıp gelmişsin" gibi birtakım hakaret sözler kullandığına işaret eden Satır, bu cümlelerin, bu sözleri kullanan milletvekillerinin toplum tarafından mahkum edilmesini gerektirecek cümleler olduğunu kaydetti.
Satır, alaya alma, sürekli taciz etme, sataşma, hakaret ve aşağılama örneklerinin hepsini sergileyen muhalefetin, ne yüce Meclis'in şahsı manevisini ne de kadına karşı saygı sınırlarını koruyabildiğini söyledi.
Her gün kadına karşı şiddetle ilgili beyanlarda bulunan bu kişilerin, özde değil sözde şiddete karşı olduklarını gösterdiklerini dile getiren Satır, "Kadına, özellikle bir kadın meslektaşına şiddet uygulayan zihniyet, demokrasi, insan hakları ve evrensel kadın hakları konusunda sınıfta kalmıştır" diye konuştu.
- Milletvekillerini daha sağduyulu olmaya davet etti
Belma Satır, kürsü dokunulmazlığının milletvekilinin temel hakkı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu konuda TBMM Başkanlık Divanı ayrı bir öneme sahip olmasına rağmen, divanda görevli arkadaşımız Sayın Mine Lök Beyaz'ın da fiziki müdahale ile hakkı gasp edilmiştir. Hem Sayın Beyaz'a hem Bahçekapılı'ya hem de milletvekillerimize yapılan bu şiddeti kınıyorum. Tüm bu saldırılar kameralar ve Meclis tutanakları ile de sabittir. TBMM AK Parti Grubu ve kadın milletvekilleri olarak, kadın milletvekili ve kadın Meclis Başkanvekilinin şahsında oluşan kadına şiddeti esefle ve şiddetle kınıyorum. Bize karşı yapılan her türlü hakaret, küfür, sövme ile eleştiriyi aşan tavır ve davranışlar hakkında hukuki haklarımızı kullanacağız. TBMM Genel Kurulu'na olan saygımızdan dolayı da her türlü tahrike karşı arkadaşlarımızı uyaracağız. Muhalefet milletvekillerini aklı selime davet ediyorum, hem başkanvekiline hem de diğer milletvekillerine yönelik şiddet konusunda daha sağduyulu olmaya davet ediyorum."
