Baluken, HDP Grubu'nda bir grup milletvekilliyle düzenlediği basın toplantısında, toplumun daha fazla demokrasi, özgürlük ve barış talebine karşı "AK Parti'nin topyekün bir saldırısıyla karşı karşıya olunduğunu" savundu.
AK Parti'nin "hukuk devletini ortadan kaldırarak polis devleti uygulamalarını meşrulaştıracak, ülkenin dört bir tarafını olağanüstü hale çevirecek iç güvenlik yasasını zorba yöntemlerle dayatmaya devam ettiğini" öne süren Baluken, "Tasarının Genel Kurul'a geldiği günden itibaren parlamento çatısı altında yaşananlar, ülke tarihine kara bir leke olarak geçecektir" diye konuşarak, şunları kaydetti::
"AKP, milletvekillerinin sayısal çoğunluklarına güvenerek baskı ve şiddetin tüm aşağılık yöntemleriyle saldırılmakta, diğer yandan da AKP'li Meclis başkanvekilleri iç tüzük ve Anayasa'yı hiçe sayarak Genel Kurul'u AKP'nin iradesine teslim eden uygulamalara imza atmaktadır.
İç tüzüğün ve hukukun AKP başkanvekilleri tarafından ortadan kaldırılması Meclis işleyişine inen otoriter darbenin ta kendisidir, açık faşizm arayışıdır.
Cumartesi günü yapılan oturumların bir çoğundaki gürültü ve kavgadan dolayı Genel Kurul'un kapatılması gerekirdi.
Yasanın önümüzdeki günlerde devam edecek görüşmelerinde, yükselen bu tansiyonun daha büyük sorunlara yol açabileceğini, can kaybı dahil olmak üzere telafisi mümkün olmayan ağır sorunlar yaratabileceği kaygılarımızı paylaşmak istiyoruz. Yaşanacak bütün olumsuzların vebali, AKP'li Meclis başkanvekilleri başta olmak üzere AKP hükümeti ve grubundadır.
Ağır toplumsal ve siyasi sonuçlara yol açabilecek bu tansiyonun düşmesi için başkanvekillerini iç tüzük ve hukuka uygun şekilde tarafsız yönetim sergilemeye, AKP hükümetini de Meclis'in iradesini teslim almaya çalışan zor ve şiddet yöntemlerinden vazgeçmeye çağırıyoruz.
Gerilimin artmaması ve tansiyonun düşmesi adına bu şiddet yaklaşımlarından uzak durmaya çalışıyoruz. Vekillerimize ve grubumuza yönelecek şiddet karşısında ise bundan sonra da asla boyun eğmeyeceğiz.
Meclis'teki gerilimle beraber toplumsal gerilimin de işaretlerini görüyoruz, bunun getireceği sorunlardan da hükümet ve grubu sorumlu olacaktır. Toplumsal barışımızı tehdit eden, çözüm süreci üzerinde Demokles'in kılıcı şeklinde duran demokrasi karşıtı bu tasarının Genel Kurul'dan çekilmesi çağrımız yineliyoruz."
HDP'nin yükselişini önlemek ve gündemde olan yasayı meşrulaştırmak için tehlikeli provokasyonların devreye konulduğunu öne süren Baluken, "Ege Üniversitesi'nde 'geliyorum' diyen bir can kaybının yaşanması sonrasında bir çok merkezde ırkçı, linççi güruhların polisle işbirliği içinde HDP teşkilatlarına ve halkımıza saldırlar yapmasını da bu kapsamda değerlendiriyoruz. HDP'nin demokratik siyaset yapmasına yönelecek tüm bu saldırıların gerek çözüm süreci gerekse ülkemizin demokratik geleceği açısından ne anlama geleceğini en iyi AKP hükümet bilir" dedi.
-Sorular-
Baluken, bir soru üzerine, bugün çözüm süreci heyetinin bir kısmının KCK yetkilileriyle toplantı gerçekleştirdiklerini, toplantıda "son İmralı ziyaretinden sonra devlet ve hükümet yetkilileriyle yapılan görüşmelerin aktarımının yapılacağını, AKP'nin provokatif yaklaşımlarının değerlendirileceğini" söyledi. Baluken, heyetin döndüğünde açıklama yapacağını kaydetti.
"Şah Fırat Operasyonu"yla ilgili bir soru üzerine Baluken, "Gelişmeler, Türkiye'nin Suriye ve Rojava politikasında hangi yanlışlarla hangi çözümsüzlük girdabına saplandığını ortaya koymuştur. Türkiye, IŞİD ile olan ilişkiler, Rojava'da Kürt kazanımlarına karşıt bir pozisyon belirleme, Suriye'de halkların iradesinden çok savaşın bir tarafı olma noktasında tam bir iflası yaşamıştır. Türkiye, Suriye ve Rojava politikasında köklü değişikliklere gitmeli" değerlendirmesinde bulundu.
Bir gazetecinin "Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cumartesi günü Genel Kurul'daki eyleminizle ilgili 'HDP'nin taşkınlıkları, buna MHP ve CHP de katıldı, Türk halkı bunu unutmayacak' değerlendirmesinde bulundu. Buna ne dersiniz?" sorusuna, "Bir Zaytung haberi gibi duruyor, eğer öyle bir değerlendirme yapmışsa. Bütün Türkiye halkı ve uluslararası kamuoyu taşkınlığın nereden geldiğini çok net görüyor. Biz, iç tüzükten kaynaklı hiçbir hakkımızı kullanamayacak bir noktaya gelmiş durumdayız. Bütün bu gaspların üzerine AKP Grubu'nun şiddet uygulama arayışları eklenmiştir. Bunlar Genel Kurul'da olmaması gereken taşkınlıklardır" karşılığını verdi.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in bir uzlaşı arayışı içinde olup olmadığı sorusu üzerine ise Baluken, "Cemil Çiçek'in bir uzlaşma arayışı içinde olması tabi ki gerekir. Meclis Başkanı olarak bugüne kadar vahim tablo karşısında sorumluluktan kaçan tutum ortaya koymuştur. AK Partili Başkanvekillerinin uyguladığı sahtekarlıklara Cemil Çiçek de ortak olmuştur. Tasarıyı komisyona geri çekme dışında hiçbir uzlaşı arayışını kabul etmiyoruz" diye konuştu.