YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, merkezin açılmasının nedenini AA muhabirine anlatarak, eleştirileri de yanıtladı.
Yıldız Sarayı ve eklerinin yer aldığı alanda üniversitenin kullandığı yapıların varlığına dikkati çeken Yüksek, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TBMM'nin de kullanımında olan alanların mevcut olduğunu kaydetti.
Yüksek, 9 Şubat tarihli Resmi Gazete yayımlanan Abdülhamid Uygulama ve Araştırma Merkezi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu alanları restore ettikten sonra burada bir şeyi yaşatmamız lazım. Sonuçta bu alan onlar tarafından bize emanet edilmiştir. Buralar, tarih kokan yerler. Biz Sultan Abdülhamid Han'la ilgili bir sempozyum düzenlemiştik. Ben Abdülhamid Han'la ilgili birkaç kitap okumuştum ama çok derin bilgim yoktu. O sempozyuma katılınca onun ülkeye ve devlete yaptığı katkıdan çok etkilendim. Çünkü Osmanlı'nın fiziksel yapılanmasında önemli bir isim. Yüzlerce hastanenin, yetimhanenin, hizmet binasının o dönemde yapıldığını gördük."
- "Abdülhamid'in seveni de sevmeyeni de tartışsın"
Sultan Abdülhamid döneminin birçok siyasi manevraya da tanıklık ettiğine vurgu yapan Yüksek, "Öven kadar eleştiren de var. Ama biz bir bilim kuruluşuyuz. Biz, böyle bir merkez kuralım, o dönemi seveni sevmeyeniyle bilim adamları tartışsın istedik. Tarihi eserlere bir fonksiyon vermezseniz, o eserler kısa sürede yok oluyor. Dolayısıyla bunlara bir fonksiyon kazandırmak gerekir. Bu kadar alanı bize miras bırakan büyüğümüze saygı olsun diye, biraz da ona sevgimizi ifade etmek için Beyaz Köşkü bu amaçla kullanmaya karar verdik" diye konuştu.
Yüksek, Abdülhamid dönemine ait dokümanları da bir araya toplamayı amaçladıklarını aktararak, bu merkezin sosyal bilimler alanında önemli bir merkez olacağını dile getirdi. YTÜ'yü sadece mühendislik alanında faaliyet gösteren bir kurum olmaktan çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Yüksek, sosyal bilimlerdeki başarılarını da duyurmak istediklerini söyledi.
- "Akademisyenlere ve halka bu imkanı sunmak istedik"
Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, bu merkezin açılmasının bazı çevreler tarafından "Bir üniversite neden buna gerek duysun" şeklinde eleştirildiğini, anımsatarak, şöyle devam etti:
"Üniversiteler ilmin ve araştırmanın merkezidir. O dönemde kötü yapılan bir şey varsa burada araştırmacılar bunu çalışacaklar. O yılları çalışan bilim adamlarından 10'a yakınını buraya davet ettik. 20 kişiyle 3 saatlik bir çalıştay yaptık. Bu çalıştayda bu merkezi ülkeye hizmet edecek. Biz geçmişte kalamayız, geçmişten ders alırız. Geçmişten ders almak için geçmişi iyi bilmemiz gerekir. 'Bu merkezle ülkemizin insanına, araştırma yapan tarihçilere nasıl faydalı oluruz'un cevabını aradık. Abdülhamid Han'ı severim, ülkeye katkısını severim. Fakat bu bir şey ifade etmez. Önemli olan gerçeklerin ortaya çıkması, bunun için de bilim adamları burada çalışma yapacaklar. Biz bu ortamı sağladık. Bundan sonrası onların işi."
