Beyoğlu'ndaki Fransa Sarayı'nda AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Domenach, Türkiye'nin, Suriye krizinin doğurduğu yükün önemli bir kısmını sırtlandığını belirterek, etkinliklerle Türkiye'nin yalnız olmadığını, müttefiklerinin de bu alanda çalıştığını göstermek istediklerini kaydetti.
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nin bu yılki odak ülkesinin Suriye olduğunu ve kendilerinin de konsolosluk olarak festival kapsamında filmleri gösterilen Suriyeli yönetmenlerin İstanbul'da çeşitli etkinliklere katılmasına destek sağladıklarını anlatan Domenach, "Suriye'nin hala hayatta olduğunu, Suriyelilerin yaratıcılıklarını sürdürdüklerini, olana bitene tanıklık ettiklerini göstermek önemli. Suriye ölmüş değil. Bir gün yeni bir Suriye kurulacak. Bu insanlar da onun inşasında rol alacak ve Türkiye'ye minnettar olacaklar" diye konuştu.
- "Esed seçenek değil"
Suriye'de Beşşar Esed'in iş başında kalacağı bir siyasi çözümün söz konusu olmayacağını vurgulayan Domenach, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konuda Türkiye ve Fransa arasında güçlü bir görüş birliği var. Esed çözüm değil. Esed, radikalizm üretiyor. O iş başında kaldığı sürece geri adım da atmayacak. Ayrıca, Esed'in iktidarı bırakmasına dair açık ve net bir perspektif elde etmek dışında muhalefeti bir araya toplayacak bir çözüm de yok."
Domenach, ocak ayında Paris'te yaşanan saldırılardan sonra Fransa'nın önceliğinin IŞİD'i durdurmak ve geriletmek olduğunu belirterek, "Ancak bunu hedeflerken Esed'i ve rejimini bir çözüm olarak görmüyoruz. O, IŞİD'i alt etmek için bir seçenek değil. Türkiye ile Fransa arasında bu alanda güçlü bir güvenlik işbirliği de bulunuyor" ifadelerini kullandı.
- "Türkiye coğrafyasının kurbanı"
Suriye krizinin mültecilerle Türkiye'de sokağa taşmış durumda olduğunu ve bu olgudan kaçmanın bir yolunun bulunmadığını ifade eden Domenach, "Bu üzücü bir durum ve hepimiz buna tanığız" dedi.
Türkiye'nin, bu tip krizlere komşu bütün ülkelerin kendilerini bulduğu durumda bulduğunu belirten Domenach, "Krizlere komşu ülkeler, sığınmacılar konusunda daima en büyük yükü sırtlanır. Çünkü mülteciler, ülkelerine geri dönme ümidini beslerler. Yine bu ümitle gittikleri komşu ülkelerde de bu defa komşu bölgelere geçerler. Türkiye bu açıdan coğrafyasının kurbanı durumunda. Aynı zamanda da görece refahının kurbanı" değerlendirmesinde bulundu.
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach, Türkiye'nin bölgesinde büyüyen bir ekonomi olduğuna dikkati çekerek, "Mültecilerin Türkiye'de bir iş bulma şansı Avrupa'ya göre daha fazla. Bu bir izah ama tabii ki mazeret değil, Türkiye'nin yükün büyük bir kısmını üstlendiğini çok iyi anlıyoruz" görüşünü dile getirdi.
- Fransa'nın da desteğiyle "güvenli bölge"
Domenach, "Fransa'nın da desteğiyle Suriye'nin kuzeyindeki 'kurtarılmış bölgelerde' Türkiye'nin kurulmasını istediği güvenli bölge kurulabilir ve bu Türkiye'nin yükünü hafifletebilir. Türkiye'deki Suriyeliler, oraya geri dönebilirler ve Suriye muhalefeti, Suriye halkının gözündeki meşruluğunu güçlendirebilir" diye konuştu.
Fransa'nın da krizin başından beri Suriye muhalefetine ev sahipliği yaptığını hatırlatan Domenach, "Fransa Suriyeli entelektüellerin, siyasi liderlerin pek çoğunu ağırladı. Belki Türkiye ile kıyaslanmaz ama Fransa da diğer ülkeler arasında mültecilere en çok kapı açan ülkelerden biri" dedi.
- Suriyeli yönetmenler İstanbul'da
!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 12 Şubat'ta başladı ve 22 Şubat'a kadar sürecek. Festival kapsamında Suriyeli yönetmenlerin çektiği "Gümüş Suyu: Bir Suriye Otoportresi", "Ruh İşgali" ve "Benim Korkunç Ülkem" belgeselleri gösterildi.
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi ve Uluslararası Göç Örgütü'nün katkılarıyla yönetmenler Simav Wiam Bedirxan, Ali Atassi, Ziad Homsi de İstanbul'a gelerek, festival kapsamındaki etkinliklere katıldı.