Büyükelçi Krajeski düzenlediği telekonferansta, Şiddet İçeren Aşırıcılık ile Mücadele Zirvesi kapsamında bakanlar düzeyinde gerçekleştirilecek etkinlik hakkında da bilgi verdi ve gazetecilerin Suriye ve Irak'taki yabancı savaşçılarla ilgili sorularını cevapladı.
IŞİD'in öncelikli tehdit olduğunu ve öncelikle halledilmesi gerektiğini belirterek, Esat'ı IŞİD'e alternatif olarak görmediklerini ifade eden Krajeski, yüzden fazla ülkeden 20 binden fazla yabancı savaşçının terörist grupların saflarında savaşmak için Suriye ve Irak'a gittiğini ifade etti. Krajeski, "ABD'nin bu tehdidi ciddiye aldığını" söyledi.
Fransa'daki saldırının ABD'nin yabancı teröristlerle küresel anlamda mücadele edilmesi gerektiği yönündeki kararlılığını artırdığını söyleyen Krajeski, ABD kurumlarının hem kendi aralarında hem de diğer ülkelerdeki kurumlarla işbirliği yaptığını ifade etti.
Krajeski, yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden Irak ve Suriye'ye geçtiği iddialarına ilişkin bir soru üzerine, daha önce Türkiye'yi ziyaret ettiğini, güvenlik güçleri ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüştüğünü anlattı.
Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta yaşanan anlaşmazlıktan fazlasıyla etkilendiğini ve başta sığınmacılar için olmak üzere büyük fedakarlıklar yaptığına değinen Krajeski, 5 milyondan fazla sığınmacının Suriye ve Irak'ı terk ettiğini hatırlattı. Türkiye'nin yabancı savaşçıların geçişinin engellenmesi çabalarına verdiği desteğin çok açık olduğunu ifade eden Krajeski, Türkiye'nin hem Çarşamba günü yapılacak bakanlar toplantısının ve hem Aşırılıkla Mücadele Zirvesi'nin parçası olduğunu söyledi.
Başka bir soru üzerine, her yıl 90 milyondan fazla yolcunun İstanbul Atatürk Havalimanı'nı kullandığına dikkati çeken Krajeski, bu yolculardan çoğunun vize alma zorunluluğunun bulunmadığına, çoğunun da turizm ve iş gibi tamamen yasal gerekçelerle seyahat ettiğine dikkat çekti.
Krajeski şöyle devam etti:
"Türkiye, Suriye'deki çatışmalarda yer almak isteyen yabancı savaşçıları tespit etmek, durdurmak ve geldikleri ülkelere geri göndermek için bizimle, AB ülkeleriyle ve savaşçılara kaynak teşkil eden diğer ülkelerle kapsamlı bir şekilde işbirliği yapıyor. Bu büyük mesele ve giderek daha da fazla çaba teksif ediyorlar. Türkiye hükümetiyle sınır kontrolü konusunda çabaları artıracak ve güçlendirecek yollar arıyoruz."
Kendisini de sınır bölgesini ziyaret ettiğini ve sınırları gördüğünü dile getiren Krajeski, o uzunluktaki sınırın kontrol edilmesi ve güvenliğinin sağlanmasının ne kadar zor olduğunu bildiğini ve kimseyi eleştirmek konumunda olmadığını söyledi.
"Yapmamız gereken birlikte çalışmak" diyen Krajeski, yabancı savaşçı akışını engellemek için bilgi paylaşımının önemine dikkat çekti.
Sınırlarda her iki yöne sığınmacı geçişlerinin sürdüğünü de hatırlatan Krajeski, "Türkiye'nin problemini anlıyor ve hak veriyorum. Sınır kontrollerini artırmak için Türk hükümeti ve kurumlarıyla birlikte çalışmaya kararlıyız" ifadesini kullandı.
Suriye'ye giden yabancıların tamamının "silah alıp savaşmak" için gitmediğine de değinen Krajeski, bu bölgelere giden bazı yabancıların, özellikle de kadınların savaşçılara destek olmak için gittiklerine işaret etti.
Türkiye ve ABD'nin yanı sıra Suudi Arabistan, Lübnan gibi komşu ülkeler nazarında da öncelikli tehlikenin IŞİD olduğuna dikkati çeken Krajeski, IŞİD'in zayıflatılması ve yenilmesine öncelik verilmesi gerektiğini dile getirdi.
IŞİD'in Suriye'de denge bozucu ve karışıklık çıkarıcı bir güç olduğu ifade eden Krajeski, "IŞİD'i Esat'a alternatif olarak görmediğimiz gibi Esat'ı da IŞİD'e alternatif olarak görmüyoruz. Nihayetinde Suriye'deki hükümet değişmek zorunda kalacak. Askeri, siyasi ve diplomatik anlamda üzerinde çok büyük baskı var. Suriye'de Esat için gelecek görmüyoruz. Söylediğim gibi öncelikli tehlike halledilmeli ve bu konuda Türkiye ile tam bir görüş birliği içindeyiz" diye konuştu.