Kocasert, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefine ulaşabilmesi için kalan 8 yılın en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Hedefe ulaşabilmek için bu 8 yıllık sürede inovasyon, markalaşma, tasarım, katma değeri yüksek ürünlerin üzerinde daha fazla durulması gerektiğini dile getiren Kocasert, bu konuda Denizli olarak ellerinden gelenin en iyisini yapmak istediklerini kaydetti.
-Dünyada "Türk havlusu" bilinici artırılacak
Bu kapsamda, Denizli'nin önemli değerlerinden birisi olan havlu üretimini, "Türk havlusu" adıyla dünyada bilinirliğini artırarak marka haline getirmeyi hedeflediklerine değinen Kocasert, şunları kaydetti:
"Dünyada markası ne olursa olsun 'İsviçre saati', bir anlam ve değer ifade etmektedir. Aynı şekilde marka telaffuz etmeksizin 'Alman arabası' demek, daha farklı bir kalite ve imaj ifade etmektedir. Bizim elimizde Denizli havlusu gibi bir değer var. Biz bölgesellik yapmama adına 'Turkish Towels (Türk havlusu)' dedik. Bugün Şili'de bazı mağazalarda 'Türk havlusu' diye havlu satılıyor. ABD'de bazı otellerin reklamında 'Otelimizde Türk havlu ve bornozu kullanılmaktadır' diyerek reklam yapılıyor. Elimizde böyle bir değer varken bu değeri kullanmamak büyük bir haksızlık olurdu. Onun için DENİB olarak bunu bir görev bildik. Sektör temsilcilerinin zaten bildiği Türk havlusu ile ilgili dünyada bir bilinirlik ve farkındalık oluşturmak için marka ve logo çalışmasına başladık. Türk havlusunun tüm dünyada nihai tüketicilere kadar güçlü bir şekilde farkındalık düzeyine ulaşmasını hedefliyoruz."
-"Türk havlusu" İngiltere'de tanıtılacak
Bu çalışmalar kapsamında geçen yıl ABD'ye gerçekleştirdikleri, "Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi"ne yönelik ziyarette "Türk havlusunu" tanıtma çalışmalarını gelecek hafta İngiltere'de sürdüreceklerini dile getiren Kocasert, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki hafta Turkish Towels'ın ikinci lansmanı Manchester ve Londra'da gerçekleştirilecek. Dileğimiz ve arzumuz şu, Türk havlusu ile ilgili dünyada bir bilinirlik ve farkındalık oluşturursak, markası ve üreteni ne olursa olsun dünyanın herhangi bir yerinde insanların bir mağazaya gittiğinde Türk havlusu veya bornozu istemelerini istiyoruz."