Obama, Beyaz Saray'da düzenlenen "Şiddet İçeren Aşırılıkla Mücadele Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, terörist örgütlerle mücadeleye sarsılmaz bir şekilde devam edilmesi gerektiğini belirterek, zirve kapsamında çeşitli ülkelerden bakanların toplantı yaptığını, bunun sonucu olarak bilgi paylaşımında hükümetler arasındaki işbirliğinin derinleştirileceğini bildirdi.
Bunun yanında ulusların, aşırılık yanlılarına yarayan, özellikle mezhepsel karşıtlıklardan kaynaklanan çatışma döngüsünü kırması gerektiğini vurgulayan Obama, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin kendi halkına karşı savaşı ve bilerek mezhepsel tansiyonu körüklemesinin, Irak'ta da önceki Maliki yönetiminin kapsayıcı bir yönetim sergilememesinin IŞİD'in yükselmesine yardım ettiğini savundu.
Obama, "Suriye'deki iç savaş ancak kapsayıcı siyasi dönüşüm olduğunda ve hükümet etnik ve dini özelliklerine bakmaksızın tüm Suriyelilere hizmet ettiğinde sona erer. Bölge genelinde de Sünnilerle Şiiler arasındaki terör kampanyası ancak ana güçlerin aralarındaki farklılıkları temsili savaşlar yoluyla değil, diyalogla ele aldığında son bulur" diye konuştu.
ABD Başkanı Obama, bu nedenle aşırılıklarla mücadelenin siyasi, sivil ve dini liderlerin mezhepsel anlaşmazlıkları reddetmesiyle başlayabileceğini ifade etti.
-"Batı'nın İslam ile savaşta olduğu çirkin bir yalan"-
Aşırılıkların ideolojisine karşı çıkmanın da mücadelenin önemli parçası olduğunu belirten Obama, El Kaide ve IŞİD gibi örgütlerin meşruiyet kazanmak için ellerinden geleni yaptıklarına dikkati çekerek, "Bu nedenle hepimizin, IŞİD gibi grupların bir şekilde İslam'ı temsil ettiği fikrini çürütmekte sorumluluğu var. Çünkü bu bir yalan" ifadesini kullandı.
Obama, IŞİD ve El Kaide'nin özellikle genç Müslümanları hedef aldığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Müslüman toplumunun, dini liderler ve akademisyenler dahil, sadece İslam'ın çarpıtılmış yorumlanmasını reddetme değil, aynı zamanda medeniyetler çatışması olduğu, ABD ve Batı'nın İslam ile savaştığı veya Müslümanları baskı altına almak istediği ya da Ortadoğu'daki tüm sorunlardan bizlerin sorumlu olduğu gibi yalanları da geri püskürtme görevi olmalı."
Bu tür düşüncelerin bazen terörist örgütlerin söylemlerinin de ötesine geçtiğini dile getiren Obama, Batı ile Ortadoğu arasında karmaşık geçmiş olduğunu da kabul ederek, "Hiç birimiz bazı spesifik politikalara yönelik eleştirilerden muaf değiliz ama Batı'nın İslam ile savaşta olduğu çirkin bir yalan. İnançlarımıza bakılmaksızın bunu reddetmede hepimizin sorumluluğu var" değerlendirmesinde bulundu.
- "Ekonomik adımlar önemli"-
Obama, özellikle de internet ortamında hoşgörü ve barış seslerinin artması gerekliliğini belirterek, bu noktada Birleşik Arap Emirlikleri'yle terörle mücadelede dini liderler, sivil toplum ve toplum liderleriyle birlikte çalışmak için yeni dijital iletişim merkezi girişiminde bulunduklarını bildirdi.
Diğer ülkeleri de bu çalışmaya katılmaya çağıran Obama, terörle mücadelenin ekonomik unsurlarına da değinerek, yoksullukla mücadele, gençlere fırsat eşitliği, kız ve erkek çocuklarına eşit eğitim imkanı gibi konulardaki sorunların çözümünün önemine dikkati çekti.
Obama, kendilerinin ekonomi alanında yeni adımlar atacaklarını ifade ederek, diğer ülkelere de bu konulardaki desteklerini artırma çağrısında bulundu.
Obama, aşırılıklarla mücadelenin siyasi kanadında, "ülkelerdeki demokrasi ile özgürlüklerin gelişmesi" olduğuna dikkat çekti.
-"Daha fazla diyalog"-
Bunun yanında, çeşitliliği yansıtan toplumların da tüm inanç grupları ve kökenlerden insanları kabul etmesi gerekliliğini belirten Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:
"El Kaide ve IŞİD gibi gruplar, bazı ülkelerin Müslümanlara karşı düşmanca olduğu yalanını ortaya atıyor. Ama aynı zamanda son zamanlarda Avrupa'da, Yahudi, Müslüman ve göçmen karşıtlığının yükseldiğini görüyoruz. İnsanlara inançları veya göçmen oldukları nedeniyle nefretle yaklaşmak, teröristlerin söylemlerini besliyor. Eğer bir topluluk, içinde bulunduğu toplumun hiçbir zaman tam parçası olamayacağını hissederse bu teröristlerin can attığı, korku, kızgınlık ve adaletsizlik duygusu döngüsünü artırır.
Ülkelerimizin dokusunu parçalayacak bu şüphe döngüsünün oluşmasına izin veremeyiz. Bu nedenle tüm ülkelerle ve kültürlerle daha fazla diyaloğa ihtiyacımız olduğunu kabul etmeliyiz. Aynı zamanda bugün en fazla ihtiyacımız olan şey, sadece inançlar arası değil, inançların kendi içinde de daha fazla diyaloğun olması."
- ABD'den "Büyükelçi Chris Stevens" girişimi-
Obama, gençlerin bir araya getirilmesinin önemini dile getirerek, ABD olarak, Libya'da öldürülen ABD Büyükelçisi Chris Sevents'ın adını verdikleri, ABD, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan bir milyon genci birbirine bağlayacak bir görsel değişim programı yapacaklarını kaydetti.
Obama, "Gençler nefret doğal olarak gelmiyor, biz yetişkinler nefret etmeyi öğretiyoruz" dedi.
-"Müslümanlara dair iyi görüntüler yeterli değil"-
Bunun yanında, "acı gerçek" olarak tanımladığı bir duruma işaret eden Obama, şöyle devam etti:
"ABD de dahil bazı ülkelerde tüm nüfusa göre Müslüman toplumu hala küçük ve bunun sonucu olarak ülkelerimizdeki birçok insan Müslümanları kişisel olarak tanımıyor. Müslümanlara veya İslam'a dair görüntüler genelde haberlerden. Var olan haber döngüsüne de baktığımızda, çok çarpıtılmış bir izlenim veriyor. İslam adına konuştuklarını iddia eden teröristler gibi çok sayıda kötü (görüntüler) var ve İslam'ı temsil eden bir milyar insan, doktorlar, avukatlar, öğretmenler ve komşular gibi iyi görüntüler yeteri kadar yok."
Bu noktada Fransa'da Charlie Hebdo saldırısı sırasında ölen Müslüman polis memuru, Yahudi müşterileri saklayan Müslüman genç, Nijerya'da barış için papazlarla çalışan imamlar gibi örnekleri hatırlamak gerektiğini kaydeden Obama sözlerini, "Sorun Müslüman, Hristiyan, Yahudi olmamız değil, hepimiz aynı gemideyiz ve krizlerden çıkmak için birbirimize yardım etmek zorundayız" diyerek tamamladı.