CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Koç, toplantı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
MYK'da güncel konuların yanı sıra önümüzdeki seçimlerde işleyecekleri "genç işsizlik" ve "istihdam sorunu" ile ilgili politikaların tartışıldığını belirten Koç, CHP'nin "vatandaşın canını yakan temel sorunlara" ilişkin net çözümler üreteceğini söyledi.
Koç, 15-24 arası gençlerde işsizlik oranının yüzde 19,9'a yakın olduğunu dile getirerek, eğitim almış gençlerde bu oranın yüzde 30'a yükseldiğini savundu.
Çıkartılan yasa gereğince genel sağlık sigortası primi toplandığını hatırlatan Koç, 5,3 milyon kişinin prim borçlusu göründüğünü, bunlardan 3,5 milyon kişinin ise bu borcundan habersiz yaşadığını ileri sürdü.
Bu borçların, seçim nedeniyle iktidar tarafından bilinçli olarak gündeme getirilmediğini ifade eden Koç, iktidarın bunlar yerine başka işlerle uğraştığını söyledi. Koç, şöyle devam etti:
"Çok açık ve net konuşuyorum; haramdan beslenip, haramla yaşayanlar, kendi düzenlerini sürdürmek için en alçak iftiralar dahil, her yola başvurabileceklerini örnekleriyle ortaya koyuyorlar. Hırsızlıkların, arsızlıkların, yolsuzlukların belgeleri apaçık ortadayken, bunlarla uğraşanlara karşı şimdi de yeni bir haysiyet cellatlığına soyunma senaryosuna giriştiler. Yıllarca ortaklaşa çalıştıkları yapılarla, bu ülkenin yurtseverlerine, demokratlarına kurdukları kumpaslar, şimdi yaşadıkları ve bu millete reva gördükleri tüm pisliklerin üzerine gidenlere karşı, karalama kampanyasına dönüştürülmek isteniyor. Ellerindeki, belki de dünya basın tarihi de diyebiliriz, en karanlık örnekler olarak geçecek, avanta ve vurgun sermayesi ile kurulan havuz bataklığının yayın organları, aldıkları talimatlarla dört koldan saldırmaya başladılar. Ne kaybettiğimiz Özgecan yavrumuzla ilgili yapılan protestolar gündeminde ne de toplumsal sorunlar. Doğrudan aldıkları talimat ve tek merkezden planlanan senaryolar üzerinde toplumu zehirlemeye çalışıyorlar. Şimdi bu senaryoların, iftiraların en pespayesini sergilemekten utanmıyorlar da. Kim AKP'nin hukuksuzluğunu, yolsuzluklarını, rüşvetlerini dile getirirse, şimdi ahlaksızca onları hedef haline getirme gayretine girişmiş bulunuyorlar."
"Torpil, kart vizit atamaları ve yolsuzlukların" olağan hale geldiğini iddia eden Koç, devletin tüm imkanlarının bu iktidar döneminde peşkeş çekildiğini ileri sürdü.
Koç, "Çaldılar ve biz dindarız diye geçindiler. Kendilerine karşı koyanlara karşı, gaddar, zalim oldular, 'vurun öldürün' emri verdiler. Ondan sonra da evlerine gidip gönül rahatlığıyla torunlarını sevebildiler" ifadesini kullandı.
"Bunlar firavun oldular, ah aldılar" diyen Koç, tüm bunların hesabının mutlaka sorulacağını söyledi.
Koç, "Türkiye'nin gündemindeki en acı olay yaşanırken, tüm toplum Özgecan yavrumuzun katledilmesini, kadına karşı şiddeti protesto ederken, bu süreçlerin azmettiricileri arasından olanlar, şimdi paralel hikayesini CHP'ye nasıl yamayabiliriz gayretleri baş gösterdi" değerlendirmesinde bulundu.
-"Sanki kendisi kuluçkada, yumurtadan çıktı..."-
Kadına karşı şiddetin kabul edilemez olduğunu ancak bu olayların gündelik bir vukuat haline geldiğini savunan Koç, "Kendilerine yakın birtakım kimliklerin bazı sözlerini aktarmak istiyorum; 'çalışan kadın fuhşa hazırlık yapar' diyor biri, 'dekolte giyene tecavüz ederler' diyor bir diğeri. Tecavüzcüye gerekçe, teşvik hazırlıyor. Bir densiz çıkıyor 'hamile kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir' diyor. Sanki kendisi kuluçkada, yumurtadan çıktı. Seni doğuran anayı da tenzih ediyorum, elinden öpüyorum, onun bir suçu yok" diye konuştu.
Koç, şu ifadeleri kullandı:
"Bir tanesi '6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenebilirsiniz' diyor. Gelelim en baştakine. İşte o kişinin söylediği; 'Makyaj yapan kadının kaportası bozuktur' diyor. Sende ne şanzıman, ne rot, ne balans kalmış. 'Kadın mıdır kız mıdır bilemem' diye ekliyor. Son incilerden bir tanesi, 'kadınla erkek zaten benim dünyamda eşit değildir, bu işin fıtratında bu yok' sözü. İş arayan kadına bir bakanın söylediği cevap 'evdeki işler yetmiyor mu sana?' Amaç ev hapsi. Bir diğeri, sözcü olarak da görev yapıyor 'kadın iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak, namahrem bilecek.' Yani ruhsuz bir varlık olacak. En iğrencini, en yaralayıcısını, en utanç vericisini söyleyeceğim; 'ananızın dizinin üstünün görünmesi dahi bir tahriktir' diyor. Allah belanızı versin. Ben anamı hastayken, banyoya sokup yıkayan adamım, nur içinde yatsın. Böyle bir zihniyet, mantık olabilir mi? Türkiye'yi yıllardır bu düşüncelerle kıskaca aldınız. Bir sürü meczup yarattınız toplumda. Hedef ne? Hedef, evine hapsedilen, iş yaşamından kopartılan kadın, hedef haline getirilen kadın, tecavüze ve öldürülmeye adeta teşvik çıkartılan kadın. Bu sözleri söyleyenler en başından en altına kadar hepiniz Özgecan ve benzeri kadın cinayetlerinin azmettiricisisiniz. Yürekli bir savcı varsa gider üstüne."
-"Son 12 yılda 5 bine yakın kadın katledildi"-
Son 12 yılda 5 bine yakın kadınının katledildiğini belirten Koç, son bir yılda "acımasızca vahşete kurban giden" kadın sayısının da 294 olduğunu bildirdi.
Haluk Koç, "Şimdi ektikleri nefretin, ayrımcılığın, topluma saldıkları zehrin bir şekilde sonuçlarını yaşıyoruz. Özgecan yavrumuzun uğradığı katlediliş olayı, hepimizi derinden yaraladı. Toplum Özgecan olayı nezdinde aslında kadına şiddetin tümüne, tüm kadın cinayetlerine, ayrımcılığa tepki veriyor bugün. Bataklık medyasının görevi, CHP ile parelel arasında ilişki kurmak. Sizin gözünüz kör mü? Bu kadar mı teslim oldunuz? Bu kadar mı talimatlandırılıyorsunuz. Bırakın basın kartlarınızı, kırın kalemlerinizi..." diye konuştu.
-"CHP direnişini sürdürecektir"
CHP'ye yönelik iddialarla ilgili Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın açıklamalarını hatırlatan Koç, "Aynı Balyoz CD'lerindeki gibi doğrudan mesajlaşmanın, 140 karakterin üzerinde ki doğrudan takip de yok, saçmalığı daha baştan ortaya kondu, akıl hocaları bile iyi çalışmıyor. Bir kimsenin onuruyla, haysiyetiyle, şerefiyle oynanması, bir toplumda, 'hırsızların, alçakların, işbirlikçilerin, namussuzların ve diktatörlerin kendi gündemlerini unutturma malzemesi' asla yapılamaz ve olmayacaktır" görüşünü savundu.
Koç, "Uydurma, düzmece ve iftiralardan oluşan, CHP'ye dönük saldırılara karşı gerekli hukuksal mücadelede hukukçularımız tarafından bugün itibariyle başlatılmıştır" bilgisini verdi.
-TBMM Genel Kurulu'ndaki kavga-
TBMM'de, İç Güvenlik Paketi'nin ele alınacağı dünkü Genel Kurul toplantısında yaşanan kavgaya değinen Koç, "(Tüm baskı unsurlarının, diktatörlerin sonunda sığınacakları rejimin adı faşizmdir) dedik. Bunun yasal çerçevesini oluşturacak, sürekli bir sıkıyönetim halini, olağanüstü hal dönemini olgunlaştırmaya, bir yasal çerçeve çizmeye çalışıyorlar" dedi.
Genel Kurul'da çıkan olaylarla ilgili, bir grup başkanvekilinin, "muhalefet milletvekillerinin, kendi kendilerini darp ettiği" yönünde "akla ziyan" açıklamada bulunduğunu belirten Koç, "CHP, Mecliste, bu faşizan yasa teklifine karşı direnişini sürdürecektir" diye konuştu.
-"Sır küpü açılırsa ne olacak?"
Koç, açıklamasının ardından, bir basın mensubunun, "HDP, 'paralel yapı' konusu araştırılsın diye grup önerisi verdi. Siz de buna destek verdiniz, ancak AK Parti'li vekiller bunu oy birliğiyle reddetti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Neyi araştırmaya cesaret edebilecekler? Uzun yıllar kim kimle yürüdü? 'Kim ne istedi de vermedik' sözleri kime ait? 'Bitsin bu vuslat, hasret' diye salya, sümük zırlayanlar kimlerdi? O yurtsever insanlar, demokratlar bugün 'kumpas' olduğu belli kişiler tarafından ifade edilen o olaylar yaşanırken, AKP ne yaptı ki bunların açıklanması için Meclis araştırma önergesini kabul edebilsin?" yanıtını verdi.
Bazı gazetecilerin gündemi tartışmak üzere yaptığı konuşmaları ibretle izlediğini belirten Koç, "Aynı kişiler, Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, KCK, Askeri Casusluk, Ayışığı ne derseniz deyin, bütün o davalar sırasında her biri, aynı bugün attıkları gibi, yine klişe manşetlerle, 'sahte olduklarını, bugün kandırıldıklarını' söyledikleri deliller üzerinden, insanlara haysiyet cellatlığı yaptılar mı, yapmadılar mı? Bir tanenizin vicdanı yok mu daha önce yazdığı yüzünden özür dileyecek?" diye sordu.
Hırsızın, diktatörün kaçacağı yer olmadığını ifade eden Koç, şöyle konuştu:
"Kime ne senaryo çizerse çizsin, inandırıcı olmaktan uzak ve kendi içinde, sarayında siyasi karantinaya alınmaya devam edilecek. Çünkü altta, bu gidişattan rahatsız olan geniş bir kadro olduğuna inanıyorum. Ve onlar tarafından, 'bu hesabın ödenmesi aşamasında bizim bir sorumluluğumuz yok, sorumlu o kişidir' diye siyasi izolasyon, karantina gelişecek. 'Sır küpü' indi saraydan. 'Sır küpü' açılırsa ne olacak? Uluslararası istihbaratlar, Türkiye ile ilgili takip kayıtlarında, acaba bu kadroyla ilgili nelere sahipler? Sen uğraş, üç tane, satmayan gazetenle uğraş. Sonuçta vicdan, hak kazanır, hukuk galip gelir. Sonuçta bu ülkenin onurlu, namusla yurttaşları, yılmadan, korkmadan, sinmeden bu haksızlığı Türkiye'ye yaşatanlardan bunun hesabını sorar."