Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, milletin iradesiyle iktidara gelen AK Parti'nin, "30 bin insanın ölümünden sorumlu ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet ceza alan bir katile umut bağladığını" öne sürdü.
"Bu ne kepazeliktir, bu ne utanmazlıktır" ifadesini kullanan Bahçeli, "İmralı canisinin iki yıl önce PKK'ya silah bırakma ve sınır dışına çekilme çağrısı ne sonuç vermiştir de bu seferki verecektir?" dedi.
PKK'nın sadece "Türkiye'nin çatır çatır bölünmesi, sözde Kürdistan'ın kurulması" şartıyla silah bırakacağını savunan Bahçeli, "Erdoğan ve Davutoğlu bu melanetin sözünü verse de pratikte bir sonuç görmedikten sonra teröristlerin silahlara veda etmesi akla ve mantığa aykırıdır" diye konuştu.
HDP'nin bağımsız veya parti olarak seçimlere girmesinin "sürdürülen pazarlıklara göre şekil alacağını" ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"AKP ile PKK anayasayı değiştirip milli ve üniter devleti parçalama, özerkliği inşa amacında hem fikirdir. AKP ile PKK Öcalan canisinin önce ev hapsi ya da Diyarbakır Cezaevi'ne nakli, sonra da planlanan eyalet yasalarıyla serbest kalması, genel af, bölücülüğü derinleştirecek kimlik ve statü verilmesi bağlamında da hemen hemen aynı görüştedir. Yani AKP PKK'laşmış, PKK'da AKP maskesi takmıştır. MİT Müsteşarı'nın siyasete taşınması ise İmralı-Kandil ortak yapımı ve talebidir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin illegal bir terör örgütüyle ruhen özdeşleşmesi, tıpa tıp kopyası olması olur ve sineye çekilir şey değildir.
Erdoğan'ın Latin Amerika dönüşü esnasında, silah bırakma çağrısının kısa sürede yapılacağını söylemesi iki yıl öncesine tekrar dönülmesi, aynı ezber ve senaryoların bir kez daha yaşanması demektir. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan şahıs PKK'ya varlığını adamış, ruhunu ipotek ettirmiş, çözülme sürecine canını koymuştur. Bize göre süreç ihaneti teröre Türkiye'yi sunmak, fitneye boyun eğmek, dağdan şehirlere inen bölücülere müsamaha göstermektir. Süreç ihanetiyle kızışan pazarlıklar PKK'ya göz yummak, İmralı canisine göz kırpmak, kardeş kavgasına açık çek yazmak, federasyona davetiye çıkarmaktır."
-"İç Güvenlik Paketi"-
"İç Güvenlik Paketi"nin, tüm karşı çıkış ve itirazlarına rağmen Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlanacağını belirten Bahçeli, Terörle Mücadele Kanunundan tutun da Mera Kanunu'na kadar 21 yasada değişiklik öngören "çuvallaşmış tasarının özde güvenlik kaygısıyla hazırlanmadığı" savundu.
"Hakim ve savcılara ait yetkilerin vali, kaymakam ve polislere verilmesi güvenlikle nasıl ilişkilendirilmektedir? Telefon dinlemelerinde, polise ilk 48 saat için izin almama ayrıcalığı vermenin neresi güvenliktir? Savcılık kararı olmaksızın 48 saat önleyici gözaltı kararı uygulamasında hangi güvenlik tedbiri gözetilecektir? Valilere her türlü yasak ve el koyma yetkisiyle birlikte, toplantı ve gösteri amaçlı yürüyüşlerde polislere toplu gözaltına alma ruhsatı vermek demokratik teamüllerle nasıl izah edilecektir?" sorularını yönelten Bahçeli, şunları söyledi:
"Başbakan sahiden de molotof atanı dert ediyorsa, maske takıp terör estirenleri mesele yapıyorsa TCK'ya bakması yeterlidir.
Davutoğlu aklınca İç Güvenlik Paketi'ne itirazımızdan dolayı bizi HDP'yle aynı kareye sokmuş, ismimin başına da molotof ve bonzai çirkin sıfatlarını iliştirmiştir. Sayın Başbakan kendini fazla zorlama, fazla yorulma; kimin HDP'nin kuyruğu, kimin HDP'nin uyruğu, kimin PKK'nın uşağı olduğunu aziz milletimiz gayet iyi bilmektedir. Bizim HDP ile yan yana gelmemiz kıyamette bile olmayacak bir şeydir ama siz ve saraydaki haminiz PKK kovanına gireli, HDP'nin çanağından tıka basa yiyeli çok seneler olmuştur. Sayın Davutoğlu senin sağ gözün İmralı canisi ise sol gözün 17-25 Erdoğan'dır.
Molotof ve bonzai iftirasına gelince; sen bu sözleri ya haplandın da kullandın, ya da tehditle söyledin. Sayın Davutoğlu çamur da olsan sen nazik birisin, tavsiyem böyle şeyleri ağzına almaman, bizimle söz düellosuna girmemendir. İç Güvenlik Paketi'ne haklı olarak karşı olmak şahsımı molotof yapıyorsa, PKK'yla pazarlıklar, teröre diz çökmeler acaba seni ne yapacaktır? Biz Anzavur Ahmet'i gördük, ama senin gibi Serok Ahmet'i, İmralı'ya mahalle bekçisi durmuş Ahmet'i, saraya vitrin süsü olmuş Ahmet'i ilk kez görüyor, ilk kez şahit oluyoruz. Sayın Davutoğlu, var git işine, bize ilişme; sen saray etrafında dönmeyi dene. Bizimle aşık atamazsın, kalite ve kalibrenle bil ki tozumuza bile yetişemezsin."
(sürecek)