Valls, meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkan François Hollande başkanlığında yapılan olağanüstü bakanlar kurulunda bu yönde karar alındığını açıkladı.
Ekonominin canlanması için tasarının geçmesini çok önemli olduğunu savunan Valls, bu konuda geri adım atmayacağını söyledi. Valls'in açıklamalarına, muhalefet partileri temsilcileri tepki gösterdi.
İktidardaki Sosyalist Parti, mecliste sadece 1 oy farkla oy çoğunluğuna sahip. Sosyalistler, parti içindeki yaklaşık 30 "küskün" milletvekilinin itirazları ve iktidara dışarıdan destek veren sol ittifak ve yeşil partinin tepkisi yüzünden mecliste yasayı geçirmekte zorluk çekiyor.
Fransa'da son olarak 2007 yılında Dominique Villepin'in başbakanlık yaptığı dönemde 'işe alma sözleşmesi' ile ilgili yasa tasarısının mecliste geçmesi için anayasanın 49. maddesinin 3'üncü fıkrası işletilmişti.
1997 yılında ise dönemin başbakanı Eduard Balladur, özelleştirme programını ilgili anayasa maddesini işleterek meclisten geçirmişti. 5. Cumhuriyet tarihinde, anayasanın ilgili maddesinin uygulanması 82 kez işletildi.
Fransa'da ekonomik büyümeyi sağlamak için hazırlanan torba yasa tasarısı, hem sağ hem de sol kesimden ciddi eleştirilere hedef oluyordu.
Ekonomi ve Maliye Bakanı Emmanuel Macron, tarafından hazırlanan 200 maddelik tasarı için genel kuruldaki tartışmalarda, yasaya yönelik 3 binin üzerinde değişiklik önergesi sunulmuştu.
Yasa tasarısının medyada öne çıkan kısmını ise turistik yerlerdeki iş yerleri ve mağazaların hafta içi ve pazar günleri geç saatlere kadar açık kalmasını öngören maddesi oluşturuyor. Tasarı, noter ve haciz memurlarının çalışma koşullarının düzenlenmesi, iş mahkemelerinin görev alanları ile ilgili düzenleme, ehliyet alımındaki kuralların basitleştirilmesi, şehirler arası otobüs hatlarının düzenlenmesi gibi birbirinden farklı alanları da kapsaması nedeniyle "torba yasa tasarı" olarak değerlendiriliyor.
Son kamuoyu yoklamaları da seçmenin yüzde 40'ının yasa tasarısı konusunda kararsız olduğunu ortaya koyuyor.
Ekonomik büyümenin sağlanamaması ve ülkede artan işsizlik oranı ile AB Komisyonu'nun da tepkisini çeken bütçe açıkları, sosyalist hükümetin en fazla başını ağrıtan konuların başında geliyor.
