AB Bakanlığı'nda düzenlenen kahvaltıda Jean Monnet Kürsüsü başkanlarını ağırlayan Bozkır, Jean Monnet bursuna ilişkin bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bozkır, gazetecilerin Özgecan Aslan'ın öldürülmesine ilişkin soruları üzerine, "Gerçekten Özgecan kızımızın menfur bir cinayete kurban gitmesi, hepimizin içini yakmıştır. Hem bir insan olarak hem baba olarak beni de derinden yaralamıştır" diye konuştu.
Bozkır, sözlerine şöyle devam etti:
"Ancak idam cezası konusunu, sanıyorum bugün içinde bulunduğumuz psikoloji içinde değil, çok daha sağlıklı bir ortamda değerlendirmemizin doğru olacağını düşünüyorum. İdam cezası, Türkiye'de 2000 yılında kaldırılırken çok uzun düşünülmüş bir cezadır ve 1986 yılından beri Türkiye'de idam cezası olmasına rağmen de bu gerçekleştirilmemiştir. Şayet benim kızımın böyle bir olay başına gelseydi ben elime silah alır bunun cezasını kendim verirdim ve cezasına da katlanırdım, ama devletlerin reaksiyonlarının bu şekilde olmaması gerekir."
Kişisel hislerle devletin reaksiyonunu ayırmak gerektiğini söyleyen Bozkır, "Devlete insan öldürmek bir anlamda yakışmaz diye düşünüyorum. Devletin görevi, suçlu yakalamaktır ve hak ettiği en ağır cezayı vermektir. Tabiatıyla devlet, herkese adalet çerçevesinde yaklaşmak zorundadır" ifadelerini kullandı.
Özgecan'ı öldürenleri lanetlediğini belirten Bozkır, bu kişilerin son günlerini cezaevinde acı, pişmanlık ve utanç içinde geçirmelerinin onlara verilecek en büyük ceza olduğunu vurguladı. Bakan Bozkır, "Bu çerçevede de mevcut kanunlarımızdaki en ağırlaştırılmış müebbet cezasının, bu tür suçlar için idam cezası yerine uygulanmasının daha doğru olacağını düşünüyorum" dedi.
- Jean Monnet bursu
Avrupa Birliği alanında çalışan birçok akademisyenle bir araya gelen Bozkır, "Türkiye'nin değişim ve dönüşümüne katkıda bulunan üniversitelerimizin, Avrupa Birliği üyelik sürecimizdeki rollerinin artırılmasını öncelikli olarak hedefliyoruz" dedi.
Bozkır konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu doğrultuda kasım ayında kamuoyuyla paylaştığımız Yeni Avrupa Birliği Gelişim Stratejisi kapsamında dinamik ve yenilikçi yapılarıyla üniversitelerimize birincil ve önemli paydaşlarımız arasında yer verdik. Strateji, hem Türkiye hem Avrupa Birliği kanadında Avrupa Birliği'ne ilişkin tartışmaların niteliğini artırmak, bilimsel gerçekler temelinde yapılmasını sağlamak, hareketliliği teşvik etmek ve üniversitelerin dinamizmini AB sürecine dahil etmek bakımından önem arz etmektedir."
Bakan Bozkır, Avrupa Birliği ile ilgili alanlarda ne kadar çok genç akademisyen çalışmaya teşvik edilirse Türkiye'deki bilgi birikimi ve akademik çalışmaların, o kadar artacağını söyledi.
Üniversitelerde yürütülen Jean Monnet faaliyetlerinin Türkiye'deki AB çalışmalarının niteliğini artırmak ve bu alandaki tartışmaların bilimsel gerçekler temelinde yapılmasını sağlamak amacıyla etkin bir şekilde hizmet ettiğinin altını çizen Bozkır, akademisyenlerin Jean Monnet Kürsüsü kapsamında yürüttüğü çalışmaların, yetiştirdiği öğrencilerin, AB ilkeleriyle kurduğu yeni bağların ve gerçekleştirilen yaygınlaştırma faaliyetlerinin Türkiye'nin üyelik sürecine önemli katkılar sağladığına dikkati çekti.
Volkan Bozkır, akademisyenlerin öncülüğünde AB sürecinde üniversitelerin daha etkin aktörler haline geleceğini ve bunun üyelik açısından önemli bir aşama olacağını sözlerine ekledi.