Zeybekci, partisinin Manisa il kadın kolları kongresine katılmak üzere geldiği Manisa'da, AK Parti İl Başkanı Zülfikar Gürcan'ı da makamında ziyaret etti.
Gazetecilerin, Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın bıçaklanarak öldürülmesi ve cesedinin yakılması olayının ardından bir mikroblog sitesindeki hesabı üzerinden "Özgecan Aslan gibi insanlığın katledildiği cinayetler için idam cezasını getirmeyi hassasiyetle tartışmamız ve getirmemiz gerekiyor" şeklindeki paylaşımına ilişkin sorusuna yanıt veren Zeybekci, bu konudaki açıklamalarının tümüyle şahsi fikri olduğunu söyledi.
Zeybekci, olaydan duyduğu üzüntüyü ifade ederek, "O güzel yavrumuz, o genç kızımız hepimizin yavrusudur. Hepimizin de aynı yaşlarda çocuğu vardır, benim de aynı yaşlarda çocuklarım var, kızım var. Öncelikle yavrumuza Allahtan rahmet diliyorum. Ailesine sabırlar diliyorum. Rabbim, inşallah cennetinin en güzel yerine alsın, en güzel yerinde onu ağırlasın" diye konuştu.
-"Türkiye bazı şeyleri yeniden tartışmalı"
Türkiye'nin bazı şeyleri yeniden tartışması gerektiğini düşündüğünü dile getiren Zeybekci, şunları kaydetti:
"Bu şekilde, insanlık suçu, nefret suçu, toplumun bütün duygularını rencide eden, toplumu infiale sürükleyen bu tarz olaylarda, yeni hassasiyetle yeni akılla tartışarak, bu benim şahsi görüşümdür, idam cezasını geri getirmeyi tartışmalı. Türkiye'de siyaset bunu tartışmalı, meclis, partiler bunu tartışmalı. Bütün bazı popülist mülahazaların dışında, bu konu akılla tartışılmalı diye düşünüyorum."
Zeybekci, Türkiye'nin, toplum vicdanını rahatlatacak cezalandırma sistemlerini, bazı özel durumlar için uygulamaya dönük çözüm üretebileceklerine inandığını söyledi.
-İdama ilişkin toplum hafızasındaki olumsuzluklar da dikkate alınmalı
İdam cezası getirilirken, mutlaka Türkiye'nin bu cezanın uygulanmasına ilişkin milli hafızasında yer etmiş olumsuzlukların da dikkate alınması gerektiğine işaret eden Zeybekci, şunları söyledi:
"Tabi Türkiye'nin hafızasında idam edilmiş masum insanlar var. Türkiye'nin hafızasında, yaşı büyütülerek idam edilmiş çocuklar, idam edilerek bir demokrasi şehidi olarak tarihe geçirdiğimiz başbakan ve bakanlar var. Onun için bu hassasiyetlere de dikkat ederek, Türkiye'de bu tarz, bu Özgecan kızımız, yavrumuz gibi ondan önce masum çocuklar, babasının dükkanına giderken kaçırılarak hunharca işkenceyle öldürülen yavrular oldu. Çok küçük çocukaları, 2-3 çocuğu başka bir şehre, sanırım Kayseri'deydi, orada hunharca, 'sabi' dediğimiz çocukları katleden caniler vardı. Bunlar toplum vicdanında çok büyük yaralar açmıştır. Bunların gereğinin hukuk içinde, demokrasi ile akılla yapılması gerekir diye düşünüyorum. Bunu yaparken tabi, toplumun hafızasında, milli hafızamızdaki o kötü hatıraları canlandırıcı şeylere meydan vermeyecek düzenlemeler yapılmalı. Benim şahsi görüşüm, 'Türkiye, kamu vicdanını rahatlatıcı bir şekilde bu tür infial, yani insanlık suçu, millete karşı, insanlığa karşı işlenmiş olan böyle suçlara bence gerekli cezayı verebilmeli' diye düşünüyorum."