Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Sürgün cesetler üzerinde buz dansı

Yüz yıllardır Rusya'nın siyasi baskısı ve hegemonyası altında yaşayan Kafkas toplumları, geçtiğimiz yıl tam da bugünlerde Soçi'de hakarete uğradılar. 'Sürgün cesetler üzerindeki buz dansı'nı Ensar Çalışkan anlattı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-13 14:42:16

Sürgün cesetler üzerinde buz dansı
  TİMETÜRK | ENSAR ÇALIŞKAN | @ensarcaliskan

İnsanlık tarihi, bir anlamda güçlü ve emperyal olanın, onurlu milletlere saldırı tarihidir.   Ur kentinden çıkan bir peygambere ve onun bir avuç takipçisine Nemrud'un baskısı, Musa'nın ümmetine Firavun'un baskısı ve Arap yarımadasından tekrar yükselen nübüvvet karşı Doğu Roma İmparatorluğu tarafından kurulan baskı. Aslında insanlık tarihini alternatif bir pencereden okuduğunuzda görüyorsunuz ki tarih bu bu anlamda sürekli devrini sürdüren bir değirmendir.   Bu zaviyeden bir tarih okuması yaptığınızda, "Barış" timsali olarak sunulan Soçi Olimpiyatları'nın da esasen direnen bir halkın hatırasına emperyal bir saldırı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.   Emperyal bir güç olarak Rus Çarlığı'nın yükselişe geçtiği dönemden itibaren, Rus siyasi gücünün en önemli ilgi alanlarından birisi Kafkasya olmuştu. Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Kafkasya halkları buna bağlı olarak baskı altına alınmış ve Rusya'nın merkezini teşkil eden emperyal güç ile Kafkasya halkları arasında halen devam eden beş yüz yıllık savaş başlamıştı. Bugün Rusya olarak uluslararası siyasi arenada görünen güçle Kafkasya halkları arasındaki savaşlar tarihinin en önemli kavşakların birisini geçtiğimiz yıl olimpiyatların düzenlendiği Soçi'yi de içine alan bölge oluşturur.   "İmamlar Dönemi" olarak bilinen ve İmam Hamzad'dan sonra İmam Şamil'in liderlik ettiği 19.yüzyıl Kafkasya Direnişi boyunca, bölgedeki Rus güçleri pek çok suç işlemişlerdir. Bugün kamuoyu ve medyanın "Sivil katliamı" olarak adlandırdığı suçun belki de insanlık tarihi boyunca en sık işlendiği yerlerden birisi Kafkasya oldu. 1864 yılında Rusya Çarlığı tarafından sürgüne mahkum edilen yüz binlerce Kafkasyalı'nın sürgün yolculuğu boyunca yaşadıkları aynı zamanda pek çok kitabın ve filmin ilham kaynağıydı.   22.Kış Olimpiyatları, bütün bu yaşanmışlıkların ve bir coğrafyasının sürgünle, ölümlerle örülmüş kaderinin üzerinde yapıldı ki bu olimpiyatlar aradan geçen bir yıla karşın hala Çerkes toplumu için en hafif ifadesiyle bir 'dert' olarak anılmaktadır. Çünkü Soçi, kadim Kafkasya'nın başkenti olduğu gibi aynı zamanda Kafkasyalılar'ın hafızasında da sürgünün başkenti. 1864 yılında yaşanan büyük sürgünde hayatını kaybedenlerin tam sayısı bugün bile bilinmiyor.   Çerkes Sürgünü'nü araştırmak için sürgünden 65 yıl sonra bölgeye giden Gürcü tarihçi Simon Canaşia'ya Adige halkına mensup 91 yaşındaki bir ihtiyar Şapsığ, Soçi'de yaşananlarla ilgili şunları söylemişti: Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz, yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem.   Kafkasya'nın denize açılan kapısında yaşananlar halen bağımsız hakikati tespit komisyonları tarafından araştırılmış değil. Ne gariptir ki 1915 Ermeni Tehciri için bugün Türkiye'nin özür dilemesini isteyen dünya aydınlarının da 22.Kış Olimpiyatları'nın Soçi'de yapılmasına karşı ciddi bir itirazları olmadı. Kimse, Rusya'nın kanlı tarihinden ve bir halka karşı işlediği büyük suçun hatıralarından bahsetmiyor.   Krasnaya Polyana ya da Kbaada   Oldukça bozuk bir insan hakları karnesi olan Rusya'nın, Olimpiyatları Soçi'de düzenlemek istemesinin elbette sembolik ve siyasi anlamda pek çok sebebi bulunuyordu. Olimpiyatlar, Rusya'nın sadece Kafkasya'daki hakimiyetinin sembolü değildi. Aynı zamanda dünyaya "Kafkasya olimpiyat yapabileceğimiz kadar güvenli" mesajını ileten Rusya, çok değil yirmi yıl evvel başlattığı savaşla Çeçenistan'a karşı işlediği suçları unutturmanın derdinde. Rusya'ya göre Kafkasya'da artık gözle görünür bir sorun yok.   Her biri kendi siyasi geleceğini tayin etme hakkına sahip olan pek çok milletin yaşadığı Kafkasya bölgesinde Rusların beş yüz yıllık savaşı halen sürüyor. Esasen pek çok savaşa ve binlerce askerini kaybetmesine rağmen Rusya halen Kafkasya'da arzu ettiği siyasi hakimiyeti kurabilmiş değil. Soçi, özellikle yirmi yıldır devam eden Çeçenistan  savaşlarının gölgesinde Rusya'nın kendi hakimiyetindeki "Kafkasya" fotoğrafını göstermek istediği bir sirk alanı.   Elbette bu "siyasi sirk alanı"nın Soçi'de kurulduğu bölgeye "Krasnoya Polyana" yani "Kızıl Çayır" denilmesinin sebeplerini özgür dünya halklarının büyük kısmı bilmiyor. Kransaya Polyana bölgesi, 1864 sürgününde Rus birliklerinin sürgün edilen Çerkesleri göçe zorlanmak için kuşattıkları son bölgeydi. Binlerce Çerkes'in bölgede kanı akıtılmış ve Çerkes halkları Ruslar tarafından o bölgede sürgüne "ikna" edilmişti.   Kafkasya'yı "Demir Yumruk"la terbiye etmek isteyen Rusya'nın, Kafkasya'nın başkentinde, Krasnoya Polyana'daki sürgün cesetlerin üzerinde bir buz dansı düzenlemesi ve dünyanın özgür halklarının bu gösteriye yüzlerinde gülümsemelerle katılması elbette bugünün tarihini yazacak olan tarihçiler tarafından değerlendirilecek ve hükmü verilecektir.   Ne var ki Kafkasya'dan Müslüman toplumları kazımak ve Kafkasya üzerinden Orta Asya ve Anadolu'ya açık bir kapı bırakmak isteyen Rusya'nın Soçi Olimpiyatları gösterisine Müslüman milletlerin tepkisizliği de ayrıca değerlendirilmelidir. 1864 Çerkes Sürgünü ile bölgeden sürülen Adigeler bugün neredeyse bütün Ortadoğu ülkelerine dağılmış durumdadırlar. Özellikle, Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan, Mısır ve Libya'da ciddi bir Çerkes Diasporası bulunmakta ve Çerkesler üzerinden Rusya'nın Müslümanlarla hesaplaşma stratejisi bu ülkeler tarafından yakinen bilinmektedir.   Çok değil, yirmi sene önce yaşanan Çeçen-Rus Savaşı'nda Çeçenistan'da yaşayan bir milyon Çeçen Müslümanın dörtte biri katledilmiş, bir o kadarı da mülteci olarak bölge ülkelerine kaçmak zorunda kalmıştır.   Rusya bununla da kalmamış ve bölge ülkelerinin tamamında, Rusya'ya ait bir "Kafkasya" idealini paylaşmayan muhaliflerini öldürmek için özel operasyonlar yürütmüştür. Türkiye'de de pek çok Çeçen, son dönemde FSB tarafından yönetilen suikast timleri tarafından öldürülmüş ve cinayetlerin Rus İstihbaratı ile bağlantısı belgelenmiştir.   Bağımsız Kafkasya İdeali ve Soçi Tiyatrosu'nun Diasporaya Etkileri   Dünyanın dört bir yanında yaşayan Kafkasya kökenli Adige, Çeçen, Dağıstanlı, Oset veya Ubıh, Rusya'nın mesajını aldılar. Pek çok ülkede diaspora Soçi'de düzenlenen olimpiyatları protesto etmek için pek çok eylem düzenlediler ve ana vatanlarının kendilerine ait olduğunu eskisine göre daha güçlü bir şekilde vurguladılar.   Rusya'nın arzu ettiğinin aksine Soçi Olimpiyatları, Kafkas halklarına ana vatanlarını tekrar hatırlattı ve bununla da kalmayarak dağınık bir görünüm arz eden Kafkas diasporasının Rusya'ya ve Rusya'nın beş yüz yıldır sürdürdüğü savaşa karşı tavrının yeni nesiller açısından daha da netleşmesine yol açtı.      

Haber Ara