Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çocuk İzlem Merkezi'ne 10 ayda 150 başvuru

Çocuk İzlem Merkezi'ne 10 ayda 150 başvuru

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-14 10:35:21

Çocuk İzlem Merkezi'ne 10 ayda 150 başvuru
Cinsel istismara uğrayan çocukların ifade verme işlemlerini kolaylaştırmak ve psikolojik destek sağlamak amacıyla Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi bünyesinde kurulan İstanbul'un tek Çocuk İzlem Merkezi'ne, 10 ayda 150 başvuru yapıldığı bildirildi.

İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Bakır, yaptığı yazılı açıklamada, istismara uğrayan çocuğun olayla ilgili ortalama 10 defa ifade verdiğini belirterek, doktor, sosyal hizmetler, psikolog gibi uzmanları tek çatı altında topladıklarını kaydetti.

Bakır, geçen yıl kurulan merkeze 10 ayda 150 istismar vakası geldiğini anlatarak, çocukların büyük çoğunluğunun en yakınları tarafından ve sürekli yaşadığı mekanlarda istismara uğradığını aktardı.

Yabancıların ıssız tenha yerlerde yaptığı istismarın yüzde 14 olduğunu belirten Bakır, çocukların, bedenlerinin kendine ait olduğu ve tanımadığı kişilerle açık alanlarda diyalog kurmaması yönünde bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bakır, burada öğretmen, doktor, muhtar, imam gibi meslek gruplarının desteğine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, aileler ve vatandaşların, emniyet müdürlüğü çocuk büro amirliğini arayıp, çocuk istismarına karşı ihbarda bulunarak, Çocuk İzlem Merkezi'ne ulaşabileceklerini belirtti.

Çocuk İzlem Merkezi'ne getirilen çocuğun sadece uzman kişilerle görüştürüldüğünü bilgisini veren Prof. Dr. Bakır, şunları kaydetti:

"Kameralarla donatılmış özel odalarda uzmanlar eşliğinde ifade alınıyor. Savcılık kararıyla çocuğun yuva ya da yurda alınarak, rehabilite edilmesi ve psikolojik destek görmesi, adli koruma altına alınması sağlanıyor. Merkezimize şu ana kadar 150 çocuk getirildi. Bu çocukların yaş ortalaması 11-12 ve yüzde 75'i kızlardan oluşuyor. Maalesef 'tenha yerlerde gezme, yabancılarla konuşma' diye öğütlediğimiz çocuklarımız en büyük zararı bazen en yakınlarından görebiliyor. Bize gelen vakalarda hiç tanımadığı kişilerin istismarına uğrayan çocuklar yüzde 14 seviyesinde.

Mağdur çocukların aile yapıları incelendiğinde genellikle parçalanmış aile yapılarında, anne babası ayrı yaşayanlar, eğitim seviyesi düşük aileler, maddi imkansızlıklar yaşayanlar, sosyo ekonomik anlamda geri seviyedeki ailelerde istismar vakaları daha yüksek. Buna rağmen eğitimli yüksek gelir grubunda da vakalara rastlamak mümkün. Toplumsal baskılar nedeniyle hala istismar vakalarının üstü örtülebiliyor. Bazen de çocuklar yaşadıkları bu kötü durumu gizleme eğiliminde oluyor. Çocuk, eğer tacizci tanıdık biriyse onu korumak ister. Ailenin parçalanmasından korkar. Yine tacizcinin tehditlerinden korktuğu için konuşmayabilir. Kendisine inanılmayacağını düşünür, utanır hatta suçluluk duygusuna kapılabilir. Aileler böyle durumlarda soğukkanlı davranarak çocuğun güvenini kazanmalı ve acilen yetkililere başvurmalı. Aksi halde tamiri mümkün olmayan hasarlar yaşanabilir."

- 10 altın kural

İstanbul Çekmece Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Bakır, çocuk istismarına ilişkin "10 altın kural"ını şöyle sıraladı:

"İstismar konusunda hikaye uyduran çocuklar çok azdır, dolayısıyla çocuğun söyledikleri dikkate alınmalı ve araştırılmalıdır. Çocukların görünüş ya da davranışı istismara uğradığı ile ilgili belirleyici olmayabilir. İstismarcılar, yüksek bir oranda çocuğun tanıdığı kişiler olabilir. Olay genellikle çocuğun çevresinde ve bildiği mekanlarda gerçekleşir. Düşük oranda da olsa kadınlar da istismarcı olabilir. Özürlü çocuklardan alınan bilgi çoğunlukla güvenilirdir. İstismar vakasını ihbar etmemek kanunen suç kabul ediliyor. İstismar vakalarını emniyet müdürlüğü çocuk büro amirliğine ihbar edebilirsiniz. İstismara uğrayan bir çocuk önlem alınmazsa tekrar istismar edilebilir. İstismarın kısa ve uzun dönem etkileri vardır, dolayısıyla fiziksel ve ruhsal olarak örselenmiş çocuklarımızı korumak için açılan çocuk izlem merkezlerinin faaliyetleri ile ilgili toplum bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir."

Haber Ara