İslam, Öğretmenevi'nde düzenlenen AK Parti Muş 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın devletin şefkat eli olduğunu belirtti.
Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynandığını aktaran İslam, "Gezi ve 17-25 Aralık olayları yaşandı. Milletimiz bu düzenleri elinin tersiyle bir tarafa itti. 'İstiklalimden, istikbalimden vazgeçmeyeceğim' dedi. Bu kez Kobani (Ayn-el Arab) olayları bahane edilerek sokağa dökme teşebbüslerini yaşadık" diye konuştu.
İslam, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir tarafta IMF'yle ilişkisini bitiren, kendi ekonomisini kendisi düzenleyen, 12 yıl içerisinde ülkeye 50-100 yıllık mesafe kat ettirerek medeniyete, imara, bayındırlığa kavuşturan, sosyal alanda bugüne kadar bilmediğimiz, görmediğimiz yenileşmeleri yapan bir iktidar var. Diğer tarafta da bütün güçlerini birleştirmiş bir blok var. Yaptırmayız diyenler bloku var. Tarafımızı seçmek zorundayız. Haktan yana mı yoksa batıldan yana mıyız? Hakkı söyleyenden yana mıyız, bizi kandırandan yana mı? Barışı söyleyenden yana mıyız, savaşla korkutandan yana mı? Çocuklarımızı kurban edenlerden yana mıyız, artık evimize şehit cenazesi gelmesin diyenlerden yana mı? Türk, Kürt, Alevi, Sünni hepsi bir ve bin yıldır kardeş diyenlerden yana mıyız, yoksa bu ülkeyi böleriz diyenlerden yana mı? Kimden yanayız? Bu kararı vermek zorundayız. Ondan sonra da birlik olmak zorundayız. Yarınlarımıza birlikte, beraber, kendi hür irademizle, barış içinde bakalım. Sokakları yakarım diyenlerle olmayalım. Sokakları gül bahçesine, lale sümbül bahçesine döndürürüm diyenlerle birlikte olalım."
Muş'un tarihi ve kadim bir medeniyetin yeşerdiği toprak olduğunu dile getiren İslam, "Buradan Allah'ın izniyle kötü, zararlı fikir çıkmaz. Buradan Allah'ın izniyle fitne, bölük pürçük olmak çıkmaz. Ayrılık gayrılık çıkmaz. Buradan birlik, beraberlik, uhuvvet, merhamet çıkar. İnşallah bundan sonra da yolumuza devam edeceğiz" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise 10 yıl önce iktidar partisinden bir bakanın "benim Kürt kardeşim" demesinin mümkün olmadığını belirterek, "Kürtçe hitap etmek suçtu. Dilini konuşamıyordu. İnancını yaşayamıyordu. Kendi özbenliğiyle var olamazdı. Tek tip insan vardı. Bu ülkeye bu insanlara çok acılar yaşatıldı. Burada biz beraber kardeşiz diyoruz. 1071'de Malazgirt'te omuz omuza mücadele ettik. Anadolu'yu vatan yapan hem Kürdü hem Türkü hem Alevisi burada yaşayan herkestir. Kimsenin kimseye üstünlüğü yok. Bin yıldır omuz omuza mücadele verdik" diye konuştu.
Türkiye'de terör sorunu, Kürt, Alevi, gayrimüslim ve dindar insanların sorunlarından geçmişteki tek parti zihniyetinin sorumlu olduğunu savunan Aydın, "Türkiye'nin geçmişe, o karanlığa dönmemesi lazım. Bugünlerde yine sokak siyaseti yapmaya, insanları sokağa dökmeye çalışıyorlar. Yetmedi mi, 40 bin insanı verdik. 5-7 Ekim olaylarında Kobani bahanesiyle 50 civarında insanı kaybettik. Bu giden canlar bizim canlarımız" şeklinde konuştu.
Aydın, dini, düşüncesi, inancı etnik kökeni ne olursa olsun tek bir kişinin gözyaşı dökmemesi adına siyaset yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Ama öbürleri bu sorunlardan beslenmeye çalışıyorlar. Diğerleri kandan şiddetten beslenmeye çalışıyorlar. Hele ki seçim yaklaştıkça da bu muhalefet panik atak halde adeta nasıl gayri meşru yollardan hükumeti alaşağı ederiz, milletin iradesini nasıl gasp ederiz diye paralel çeteyle birlikte hareket ediyorlar.Onun için 2015 seçimleri çok önemli. Birliğimiz, kardeşliğimiz için toplumsal bütünleşmemiz için bir oyun dahi bizim için önemi var" görüşlerini aktardı.
Türkiye'nin artık darbe anayasasıyla yönetilemeyeceğinin altını çizen Aydın, şunları kaydetti:
"Bu milletin herkesi kucaklayan, kapsayıcı özgürlükçü bir anayasası olsun istiyoruz. Onun için anayasayı değiştirecek mutlak sayıya ihtiyacımız var. Mutlaka 2015 seçimlerinde yeni anayasayı değiştirecek çoğunluğa ihtiyacımız var. Mutlaka çözüm sürecini mutlu sona erdirmemiz lazım. Barışı, kardeşliği, toplumsal bütünleşmeyi mutlaka olumlu manada nihayete erdirmemiz lazım. 2015 seçimleri o kadar önemli ki içimize sızan adeta kılcal damarlara kadar devletin içine giren o paralel çetecileri hepimizin el birliğiyle temizlemesi lazım. Onun için önemli arkadaşlar."
28 Şubat sürecinin AK Parti iktidara geldiği güne kadar devam ettirildiğini ve bin yıl sürecek denildiğini hatırlatan Aydın, "Başörtülü bacılarımızın başörtülerini üniversite kapılarında çekiştirmeye başladılar. Yetmedi ikna odaları açtılar. Sırf imam hatipleri ortadan kaldıralım diye bütün meslek liselerini ortadan kaldırdılar. Kuran kurslarının başına gelen belliydi. Devlet dairelerinde mescitleri kapatıyorlardı. Milletin iradesi önemli değil deniliyordu. Bütün bu tabuları yıkan parti AK Parti. Onun gönül erleri de sizlersiniz" dedi.
Aydın, "Bütün şer şebekeleri bir araya gelmiş. CHP, MHP, BDP güvenlik paketini çıkartmayız diyor. Niye diyor biliyor musunuz? Sokaklar tekrar kan gölüne dönsün. Şiddet kavga olsun, insanlar birbirini öldürsün. Belki o zaman kendileri gayrimeşru yollarla eski darbe yöntemleriyle iktidara gelebilirler. Biz de şunu diyoruz tam da özgürlüklerin korunması için bu paketin çıkması lazım diyoruz. Tam da sade vatandaşın özgürce caddede sokakta dolaşabilmesi için bu paketin çıkması lazım" diye konuştu.
Sorundan beslenenlerin sandıktan, seçimden, milletin iradesinden umutlarını kestiklerini, başka yöntemlere, şer şebekeleriyle birlikte yönelmeye çalıştıklarını söyleyen Aydın, bu düşüncelerin sandığın dibine gömeceklerini ifade etti.
Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık ve AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın salonundan ayrıldı.
Devam eden kongrede delegeler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Gerginlik polisin müdahalesiyle sona erdi.
