Madrid'deki yabancı basın mensuplarına açıklama yapan Iglesias, bir soru üzerine ilk defa Türkiye-AB ilişkileri hakkında yorum yaptı.
Pablo Iglesias, Türkiye'yi kültürel olarak çok özel gördüğünü belirterek şunları söyledi:
"Avrupalılar için gerçekten çok özel bir konumda. Tolerans ve kültürel zenginlik her zaman olumludur. Türkiye de Doğu-Batı arasında gerçekten bir köprüdür. Ancak Türkiye'nin dış politikası, özellikle askeri açıdan ABD ile ilişkileri çok sıkı. NATO'daki yeri aynı şekilde. Bu, Avrupa değerleriyle uyuşur mu? Üzerinde konuşmak gerekir. Bu zamana kadar Türk yetkililerle konuşma ya da Türkiye'ye gitme olanağı bulamadım ama bunu yapmak hoşuma gider. Biz tek bir dış politikası ve savunması olan bir Avrupa Birliği diliyoruz."
Türkiye-AB ilişkilerinde Kıbrıs sorununun da çok önemli bir yer teşkil ettiğini savunan İglesias, "Kıbrıs (Rus kesimi) en kötü kolonileşme sorunu yaşayan bir ülke ve Kıbrıs'ın sözü önemli olacaktır. Türkiye'nin AB'ye üyeliği kültürel bir sorun değil. Farklı dinler, kültürler AB değerleriyle bağdaşır. Sosyal adaletin, egemenliğin korunması önemlidir. İslamofobi asla Avrupa'nın değerleriyle bağdaşmaz" ifadelerini kullandı.
- 'Yunanistan'ın uzattığı eli, AB'nin tutması gerekir"
Iglesias, Yunanistan'da genel seçimi kazanarak hükümeti kuran ve Podemos için 'kardeş parti' tanımı yapılan Syriza hakkında da görüşlerini açıkladı.
Borç ödemesi ve finans yardımı konularında AB ile müzakere yapan Yunan hükümetini öven Iglesias, "Örnek teşkil eden bir tavır gösteriyor. Ilımlı, ortak, basit ve akılcı bir politika. Şu unutulmamalıdır; eğer Yunanistan'da seçimleri Çipras kazandıysa bu geçmiş siyasetlerin başarısız olmasındandır. Eğer Avrupa dayanışmasından konuşuyorsak, Yunanistan'ın uzattığı eli AB'nin tutması gerekir" değerlendirmesini yaptı.
- "Avrupa'da artık yeni bir siyaset sahnesi var"
İspanya'da, Mayıs ayındaki yerel seçimleri ve yıl sonundaki genel seçimleri hedef gösteren Podemos'un lideri, "Özel ve değişimin olduğu bir yıl yaşayacağız. Sadece İspanya değil, Avrupa için de. 2007 yılında başlayan finans krizini, kemer sıkma mekanizması ile çözmeye çalıştılar. Bu başarısız oldu. Yanıldılar, hata yaptıklarını gerçekten kabul etmeliler. Eski sosyal demokrasi çöktü. Bunu Pasok ile Yunanistan'da, Almanya ve İspanya'da da görüyoruz. Eski elit siyaset krize girdi. Alternatif siyaset talebi doğdu ve biz buna talep olduk. Yeni bir siyaset sahnesi var ve biz vatandaşların Avrupasını savunuyoruz. Önceliklerimiz borç, işsizlik ve eşitsizlik sorunları. Biz ülkeyi yönetmek istiyoruz. Bakanlarımız bir partinin değil tüm İspanyolların bakanı olacaklar" şeklinde konuştu.
"Biz bakanlarımızı sivil toplumdan arayacağız ve şimdiden buna başladık" diyen Iglesias, "Şu açık ki hiçbir bakanımız iktidar partisinden veya yolsuzluk olan özerk yönetimlerden olmayacak. İpotek mağdurlarını savunan avukatlar ya da maalesef apolitikleştirilen, ancak çok yüksek kaliteye sahip sivil toplumdaki siyasetçiler olacak" dedi.
"Podemos'un yaptığı zor bir meydan okuma. Çünkü henüz kurumsal bir şekillenmemiz yok" diyen Iglesias, "Çok kısa zamanda, hızlı hareket edip, hazırlanmamız gerekti ama biz artık genç ve umutsuz insan istemiyoruz. Ne İspanya'da ne Avrupa'da. Ucuz emek gücü ile Güney Avrupa'yı ya da onların deyimiyle Avrupa'nın kasabalarını kalkındırma politikası işlemedi" ifadesini kullandı.
İspanya'da ekonominin düzelmesini "çok çok zor" olarak değerlendiren Iglesias, "İspanya'nın yarısı aylık bin avro maaşla geçiniyor. Kalifiye gençler, geleceklerini yurt dışında arıyorlar. Vatandaşların durumu dramatik. Genç aileler, emekli anne ve babalarının yardımıyla geçiniyorlar. Burada geleceği tartışılan, ayakları oynayan konu Avrupa projesidir" yorumunu yaptı.
