GSTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yarsuvat, üç büyük kulüp arasındaki deplasman maçlarına taraftar götürülmesi yasağının kaldırılması için elinden geleni yapacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaşlı taraftarlar rakip sahalarda da maçları seyretmeli. Niye ben gidip Galatasaray'ın maçını Fenerbahçe Stadı'nda seyretmeyeyim? Bu sene gideceğim. Beşiktaş'ın maçı bizim statta oynanacak, inşallah Fikret Orman gelir beraber seyrederiz. Beşiktaş seyircisi de gelsin. Biz ancak bu şekilde kaynaşabiliriz. Biz düşman değiliz ki. Hepimizin ortak noktaları var. Bu ayrılığı mutlaka kaldırmamız lazım. Belki görev sürem buna yetmeyecek, ama ortadan kaldırmak için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Yasaklamak demek sorunu daha büyütmek demek. Yasaklamayacaksınız ama tedbirinizi alacaksınız."
Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe ile deplasmanda oynayacakları karşılaşmayı izlemeye gideceğini anlatan Yarsuvat, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fenerbahçe Stadı'na maç izlemeye gideceğim. Küfür ederlerse de etsinler, duymayacağım. Maça daha vakit var. Belki Galatasaraylı taraftarlar da seyretmeye gidebilir. Bunu vilayet ve Fenerbahçe Kulübü'yle halletmek lazım. Bunun için girişimlerimiz olacak. Hatta Beşiktaşlılar da bize gelsin. Yukarıda kocaman yerimiz var. Niye onları da mahrum edelim kendi takımlarını görmekten. Böylece göre göre insanlar, yaptıkları işin anlamsız olduğunu farkına varacak."
Duygun Yarsuvat, şampiyonluğa ulaşması halinde rakip bir takımı alkışlayıp alkışlamayacağına yönelik soru üzerine, "Biz iki sene evvel Fenerbahçe'nin stadında şampiyonluk kupasını kazandık. Bu kupayı görevliler vermek istemedi. 'Yarın gelip verelim' dediler. Işıklar söndürüldü, saha ıslatıldı. Sonra karanlıkta bu kupa bize verildi. Biz onları alkışlarız, çünkü ben onlar gibi değilim. Onlar belki utanır. Şampiyon olurlarsa ve bir Galatasaraylı tarafından alkışlanırlarsa yaptıklarını hatırlar ve utanırlar. Utanacaklarını da tahmin ediyorum" ifadelerini kullandı.
- "Ataman'ın arkasındayız"
Başkan Duygun Yarsuvat, Galatasaray Liv Hospital Başantrenörü Ergin Ataman'ın oyuncusuna tokat olayından perşembe günü haberdar olduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Gelişmelere baktık. Gerçi Ergin Ataman yoktu, basketboldan sorumlu yönetim kurulu üyemiz Can Topsakal bize olayı nakletti. Bu olay herkesin içinde değil, bir soyunma odasında olmuş. Soyunma odasında insanlar birbirlerine girerler. Bu olayın bu şekilde ortaya çıkması bizi fevkalade rahatsız etti. Bu olayın bu boyutu alması, çocuğun babasından kaynaklandı. 19 yaşındaki basketbolcu çocuğun babası, bu olayı gazetede yayınlatmış ve ardından federasyona gitmiş. Şikayet etmeseydi, biz bir şeyler yapmayı düşünebilirdik."
Ergin Ataman'ın arkasında olduklarını vurgulayan başkan Yarsuvat, sözlerine şöyle devam etti:
"Ergin Ataman değil Türkiye'nin, Avrupa'nın önde gelen başantrenörlerinden birisi. Ataman bir hata yapmış olabilir ama biz yönetim kurulu olarak ve yönetim kurulu başkanı olarak ben, Ergin Ataman'ın arkasındayız. Kim ne derse desin. Bu olay, Türkiye'de ilk defa meydana gelmiyor. Geçmişte Leeds United maçında da benzer bir olay yaşanmıştı. Adrenalinin yükseldiği anlarda insanlar bunu yapabilir. Bu olay olmuşsa, önce bize gelmeleri lazımdı. Kalkıp federasyona giderse, o bilir. Biz bunu değişik bir şekilde halledebilirdik. Nasıl olduğunu da şu an henüz bilmiyoruz ama Ergin Ataman Türkiye'ye döndükten sonra tabii ki kendisiyle konuşacağız. Bir de ondan dinleyelim."
Kulübün mali yapısını gördükten sonra "Keşke başkan olmasaydım diye hiç düşündünüz mü?" sorusu üzerine ise Yarsuvat, "Hayır. Ben keşke lafını kullanmam. Biz bunu bilerek geldik. Galatasaray'ın başsız kalmaması gerektiğini düşünüyorduk. Mali tablo hakikaten pek iyi değildi. Bu beni daha çok hırslandırdı. Arkadaşlarım da kolları sıvadı ve burada görevli memurmuş gibi çalıştılar" ifadelerini kullandı.
- "E-bilet, kişinin özel hayatına tecavüzdür"
Duygun Yarsuvat, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da Passolig'den söz edilmediğini, kanunda uygulamanın e-bilet şeklinde geçtiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunun amacı statlarda olay çıkaran kimseler teşhis edilerek, onların cezalandırılmasını sağlamak. Bu amaçla statlara kameralar yerleştirilmiştir. Daha sonra e-bilet şekil değiştirdi, Passolig adını aldı. E-bilet, amaca uygun değil. Amacı gerçekleştirebilen bir sonuç vermemiştir. Kişinin özel hayatına bir tecavüzdür. Çünkü resminiz olacak, adınız, soyadınız, vatandaşlık numaranız, tüm kimliğiniz burada yayınlanıyor. Bu kişisel verilerin korunmasına karşı bir şey."
Türkiye'de kişisel verilerin korunmasına dair bir kanunun olmadığını anlatan Yarsuvat, 1986'da Avrupa Konseyi'nin bu konuda direktiflerinin olduğunu, bu çerçevede tasarı hazırlandığını ancak uygulanamadığını belirterek, "Kimlik bilgilerinin bazı kötü şahısların eline geçmesi sonucu sizin adınıza kredi kartları basılabilir, kimlik bilgileriniz başkaları tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan kişisel verilerin korunmasına dair kanun yapmadan e-biletin içine bu verilerin konması son derece yanlış ve insan haklarına da aykırıdır" diye konuştu.
- "Aslanlı Yol'a viyadük yapılacak"
Türk Telekom Arena'nın ulaşım sorunlarıyla ilgili gelişmelere de değinen Duygun Yarsuvat, 52 bin kapasiteli stat yapıldığını, yolları olmadığı için stada gidip gelmenin sorun olduğunu kaydetti.
Metroya üçüncü bir hat eklenmek istendiğini aktaran Yarsuvat, şu ifadeleri kullandı:
"Bu üçüncü hat için bakanlık olur verdi ama alt katlarda bunun yapılmasını yavaşlatan herhalde bazı unsurlar var. Bunun dışında Galatasaray seyircisini başka bir tehlike daha bekliyor. Aslanlı Yol'un üstüne bir viyadük yapılacakmış. Şimdi oraya bir şantiye yapılacak. Dolayısıyla metro açılsa stada gelmek son derece güçleşecek. Bu, maçlar bittikten sonra yapılsın. Şimdiden bunu yapmaya hiç ama hiç gerek yok. Eğer bu yapılırsa Galatasaray seyircisine kasten yapılmış olduğu inancı bende kuvvetlenecek."
- "Bizimle dalga geçiyorlardı, '4 çeker' diyorlardı"
Duygun Yarsuvat, başarısız olduğu için teknik direktör Cesare Prandelli ile yollarını ayırdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yönetime geldiğimizde bizimle dalga geçiyorlardı, '4 çeker' diyorlardı. Çünkü gelen giden bize 4 gol atıyordu. Prandelli de 'Şampiyonlar Ligi bizim için önemli değil' gibi sözler ediyordu. Galatasaray'ın değerlerine saygı duymadığını düşündük."
- "Şampiyonluk şansımız yüzde 34"
Duygun Yarsuvat, Spor Toto Süper Lig'de bu sezon şampiyonluk için "Üç büyükler"in öne çıktığını vurgulayarak, gönlünden geçenin başkan olarak dördüncü yıldızı takmak olduğunu anlattı.
Üç takımdan birinin şampiyon olacağını dile getiren Yarsuvat, "Üç kulüp birbirinin ensesinden giderken, yüzde 33, yüzde 33 ve yüzde 34 gibi bir ayırım yaptım. Yüzde 34 bizim, 33'ler de rakiplerimizin. Boyun farkıyla bu üç takımdan biri şampiyon olacak. Bizim olacağımızı tahmin ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
- "Sneijder gitseydi Chelsea'ye giderdi"
Duygun Yarsuvat, yıldız futbolcuları Wesley Sneijder'in başka bir takıma transfer olmasını hiçbir zaman istemediğini kaydetti.
Sneijder'in Türkiye'de kalmak istediğini dile getiren Yarsuvat, şunları söyledi:
"Sneijder'in satılmasını Galatasaray'ı sevmeyen gazeteciler yazıyor. Galatasaray'ı sevmeyen ve aleyhinde çalışan bir ordu var. Sneijder'in gitmesi için en azından onun ücretini ödememiş olmamız gerekiyor. Snejder'in kuruşu kuruşuna bütün parası ödenmiştir. Dolayısıyla böyle bir mazereti yoktur. Sneijder'in büyük bir arzusu Türkiye'de kalmak. Gitseydi geçen sene giderdi. Mourinho ile herhalde Chelsea'ya giderdi. Sneijder çok güçlü bir futbolcu, tekniği çok yüksek. Galatasaray'da birçok maçı aldı. Sneijder'in gitmesini hiçbir zaman istemedim. Çünkü bizim en değerli oyuncularımızdandır. Yabancı oyunculardan Muslera ve Bruma da öyle. Bütün oyuncularımız değerli. Türk oyuncularımızı da yollamam. Çünkü Galatasaray iyi bir takım, havayı ve kardeşliği yakaladı. Ben bu takımı niye bozayım?"
- Aysal'a gönderme
Başkan Duygun Yarsuvat, "Göreve geldikten sonra Ünal Aysal'la hiç mali tablo değerlendirmesi yaptınız mı?" sorusuna ise, "Hayır, hiç yapmadık. Ancak Ünal Aysal'a mektup yazdım. Çünkü ben onun döneminin savunmasını yapamam. O birtakım işlemler yapmıştır, o işlemleri gelip kendisinin anlatması lazım. Yaptığı işleri öğrendikten sonra, 'ben yapmazdım' bunları diyorum. Benim kabul etmediğim bir işin ben nasıl savunmasını yaparım. O lafa bakmıyormuş, adama bakıyormuş. Baktığı adam da benim" yanıtını verdi.
Sarı-kırmızılı kulübün mali tablosunun kötü gözükebileceğini, ancak Galatasaray'ın bir markasının olduğunu vurgulayan Yarsuvat, şunları kaydetti:
"Bu gemi yürür. Kimse buna mani olamaz. Bazı kötü niyetliler, Galatasaray'ın üzerine hep oyunlar yapıyor. Galatasaray'da tekrar bir ateşlenme oldu. Şartlar olgunlaşırsa, herkes başkan olabilir. Dördüncü yıldıza giden bir kulüpte başkan olmak isteyen çok aday çıkacaktır. Bundan da çok memnunum. Galatasaray için bir şeyler yapmaya kalkıştığınız zaman birileri çıkıyor ve 'o öyle olmaz' diyor. Be adam sen nereden biliyorsun? Sana kimler söyledi? Nasıl uyduruyorsun? Koskocaman bir yalan."
- "Siyasi amaçlar için Galatasaray'ı kullanmayın"
Galatasaray'ı siyasi amaçları için kullanmak isteyen kişilerin bulunduğunu savunan Yarsuvat, "Galatasaraylı buna müsaade etmez. Siyasi amaçlar için, ticari amaçlar için Galatasaray'ı kullanmayın, kullandırmayız" diye konuştu.
Başkan Duygun Yarsuvat, hisse senedinden nasıl bir kar beklediklerinin sorulması üzerine ise şöyle konuştu:
"25 Şubat'ta hisse satışı üzerindeki yasak kalkıyor. O tarihte birtakım ince mühendislik oyunları yapılmış. Bu da Sermaye Piyasası Kurulu'nu (SPK) çok kızdırmış ve bir senelik yasak konmuş. Gittik SPK başkanıyla konuştuk, 25'inden sonra her şeyi yapabiliriz. Biz bu hisseleri, genel kurul üyelerine vermek istiyoruz. Ayrıca 'Galatasaraylıyım' demek kolay, biz onlardan bağış da istemiyoruz, onlara hisse senedi teklif ediyoruz."
Galatasaray Kulübü'ne seçilecek yeni başkanın tamamen bağımsız olması gerektiğini vurgulayan Yarsuvat, "Galatasaray'ı bilen, içine sindirmiş olan, Galatasaray'la yatan, Galatasaray'la kalkan, her fırsatta Galatasaray'ı düşünen bir kişi olması gerekiyor. Galatasaray'ın başkanının devlet kademesiyle hiçbir ilişkisinin olmaması lazım. Tamamen bağımsız olmalı" ifadelerini kullandı.