Mısır kendi başarısızlığını Kassam’la örtüyor

Abdussettar Kasım*

Mısır ordusu Sina’da istikrarı sağlayamıyor ve Mısırlı askerler sürekli silahlı terör gruplarının ağına düşüyorlar. Askerler, Sina’da ordunun hazırlıksızlığının kurbanı oluyorlar ve her hangi bir gözlemcinin aklına bu askerlerin keskin nişancıların ve bombacıların avı olduğu düşüncesi geliyor. Üstelik bu nişancılar ve bombacılar, hedeflerine ulaşma noktasında pek bir sıkıntı yaşamıyorlar.
Mısır ordusu Sina’da başarısızdır. Yarımadadaki güvenlik gelişmeleri buna işaret ediyor. Gelişmiş mühimmatlara, İHA'lara ve savaş uçaklarına sahip bu dev ordu, nüfus ve yerleşim birimlerinin azlığıyla bilinen Sina’nın kuzeyindeki küçük bir alanı kontrol altına almaya çalışıyor. Bu bölge kuşatılmıştır ve teröristlere gizlenme ve rahatlıkla plan yapma imkanı veren karmaşık bir coğrafyaya sahip değildir.

Sina, çöl bölgelerine benzeyen bir coğrafyaya sahip. Bölgeyi gezenler veya orada çalışanlar açıkça görülebilir. Çete savaşlarına uygun değildir. Buna rağmen silahlı gruplar faaliyet gösteriyor ve Mısır ordusu bu gruplarla mücadelede önemli başarılar elde edemiyor.

Mısır ordusunun hantallaştığı ve hazırlıksız olduğu aşikar. Hazırlık boyutu orta seviyede olabilir. Bu da ordunun küçük bir alanda bulunan az sayıdaki silahlı bir grupla dahi savaşa giremediği kanaatini güçlendiriyor.

Mısır ordusunun yaşadığı bu acziyet Hüsnü Mübarek döneminde daha da arttı. Ordu çok zayıfladı. Zira Mısır rejiminin Siyonistlerle yapılan Camp David anlaşması sonrası düşman kalmadığını düşünmesinden dolayı savaşçı doktrini pratik açıdan yıkıldı. Bu yüzden Mısır ordusunun yeniden yapılandırılmasına, en modern yöntemlere göre eğitilmesine, sorunlarla mücadele etmesine ve Mısır devletinin bütünlüğünü korumasına imkan tanıyacak şekilde silahlandırılmasına acilen ihtiyaç vardır.

Mısır ordusu, böyle bir zafiyet içinde ise bu silahlı gruplar Mısır içlerine intikal edince ve Suriye’de yaptıkları gibi rejime karşı silahlı mücadele içine girince ne yapacak acaba?

Mısır rejimi Sina’daki acizliğini örtmek ve başarısızlığını haklı çıkarmak için Kassam Tugaylarını Sina’daki askerlerine yönelik saldırıları yönetmek, planlamak ve hayata geçirmekle suçladı.

Mısır medyası bu suçlamayı körüklüyor, Filistinlilere ve özellikle de Filistin direnişine karşı geniş kapsamlı medya kampanyaları başlatıyor. Acil İşler Mahkemesi, Kassam Tugaylarının Sina’ya müdahale ettiğine dair hiçbir kanıt sunmadı ve sadece Mısırlı subayların ve siyasetçilerin halüsinasyonlarına itimat etti. Şayet bu konuda kanıt ve delilleri varsa Filistin halkının evlatları olarak bizlerin Kassam’a bir tavır koymamız için mahkemenin bu kanıtları sunması gerekir.

Bizler Filistin namlusunun Mısırlı kardeşlerimize çevrilmesini kabul etmiyoruz ve edemeyiz de. Ancak Filistin’in onurlu ve savaşçı silahına karşı rastgele suçlamalar yöneltilmesini de kabul edemeyiz. Hiçbir Filistinli sivil veya asker bir Mısırlının öldürülmesini düşünemez. Hedeflerine ulaşamayanların başarısızlıklarının sorumluluğunu başkalarına atmaksızın kendi halkını gerçeklerle yüzleştirmesi gerekmektedir.

Bizler büyük Mısır halkıyla muhabbet ve işbirliği bağlarını korumak istiyoruz, aramızda kin ve nefretin doğmasını istemiyoruz. Aynı milletteniz, iyi ve kötü günde ortağız. Mısır rejiminin birbirine organik olarak bağlı iki halk arasında kardeşçe ve tarihi ilişkilere büyük zarar vererek ters tepecek akrobatik hareketlerde bulunması doğru değil.

Kassam Tugayları Filistin direnişinin omurgasını oluşturuyor. Üç savaşta da Gazze’deki farklı direniş güçleriyle işbirliği yaparak İsrail saldırılarını başarısız kıldı ve Siyonist düşmana ağır dersler verdi.

Kassam Tugayları Arap ülkelerinin İsrail karşısında diz çökmesi ve Siyonistlerin bayrağının Arap başkentlerinde dalgalanması sonrası Filistin halkının ve Arap milletinin onurunu savunmaktadır. Kassam Tugayları 2014 savaşında İsrail’in kara ordusunu yenilgiye uğrattı. Siyonist ordu Filistin direnişine karşı bir gün bile direnemedi, Kassam’ın başarılı ve dahice askeri operasyonları altında Gazze şeridinden hiçbir başarı elde etmeksizin kaçmak zorunda kaldı.

Kassam Tugayları Filistin halkı açısından kutsaldır ve ona zarar verilmesi, tüm Filistin halkına, Filistin tarihi ve coğrafyasına zarar vermektir. İsrail karşısında yenilgiye uğrayanların Kassam’ın kapısının eşiğinde durması ve hala Arap rejimlerinin yüzünü kirleten Arap utancını temizlemek için (Kassam'ın) yaptıklarından dolayı müteşekkir ve minnettar olması gerekmektedir.
Ey Mısır rejimi! Filistin halkına madem destek olmak istemiyorsun onları kendi hallerine bırak. Bırak ki kendi işlerini ve şartlarını yürütsünler. Onlara uyguladığın sıkı abluka yetti artık. Bu durum Mısır rejimi için utanç verici bir ayıptır, masum şehitlerimiz ve Filistin halkının büyük direnişi için bir şan ve ölümsüzlüktür.

Mısır rejiminin Müslüman Kardeşlerle sorunları varsa Filistin halkından uzak durarak kendi sorunlarıyla uğraşsın. Kassam Tugaylarının Müslüman Kardeşlerden doğduğu doğru ancak bu tugaylar parti işleriyle uğraşmıyor ve Mısır’ın, iznini almadan Sina’ya ordusunu gönderemediği Siyonist düşmanla karşılaşmak için sürekli hazırlık yapıyor.

Avrupalılar Hamas’ın terör örgütü olmadığını kabul ettiler. Kassam Tugayları da Hamas’ın askeri koludur. Yoksa Mısır rejimi terörü ve teröristleri belirleme noktasında Avrupalılardan daha doğru tespit yaptığını mı söylemek istiyor?

Mısır mahkemesinin kararı, Arap vatanının parçalanmasına, Araplara zarar veren ve daha da zayıflatan iç anlaşmazlıklara bel bağlayan İsraillilerin yüreklerine su serpti. Mısır mahkemesi hayatlarını kutsal vatanları, halkları ve milletini savunmak için adayan Filistinli gençlere karşı İsraillilere yardım etti.

*Abdussettar Kasım, Filistinli siyasetçi ve Necah (Nablus) ve Kudüs Üniversitelerinde Öğretim Görevlisi. Siyaset Bilimi Uzmanı olan Kasım'ın, Filistin Enformasyon Merkezi başta olmak üzere bazı gazete ve internet sitelerinde makale ve araştırmaları yayımlanıyor.

AL JAZEERA