Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Müzeyyen Senar'ı andı. Senar'ın, sanat dünyasının en önemli aktörlerinden biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Uzun yaşamı boyunca sanatından hiç ödün vermedi. Olağanüstü güzel bir sesi vardı" dedi.
Sanatın, bir toplumun yaşam kalitesini belirleyen temel unsur olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sanatı yücelterek, tasada ve kıvançta beraber olan bir toplumun inşa edilebileceğini dile getirdi.
Geçen hafta sonu Şanlıurfa'yı ziyaret ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bir gerçeği gördüm. Elinizi uzattığınız, sohbet ettiğiniz zaman insanları kazanıyorsunuz. Siyasetçi ile vatandaş arasındaki mesafeyi sıfırlamamız gerekiyor" dedi.
Şanlıurfa'daki izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sabahın erken saatlerinde amele pazarı denilen yere gittik. Şanlıurfalılar orada iş bekliyor. 60 liraya çalışıyorlar. Hepsi iş bulamıyor. 'Neden bulamıyorsunuz?' dedim, 'Suriyeliler 20 liraya çalışıyor' dediler. Böyle bir tabloyu sadece Şanlıurfalılar değil bizim de kaldırmamız mümkün değil. İnsanları açlığa mahkum ediyorsunuz. 'Yeter ki 60 lira alalım, akşam evimize cebimizde parayla gidelim' diyorlar.
Suriye ile bizim siyasal anlamda kavgamız yok. Suriyeli vatandaşlarla da kavgamız yok. Aksine onlar akrabamız. O zaman tablo nedir, sorumlu kimdir? Suriye'yi kan gölüne çeviren kim? Hangi siyasal iktidar bunu yaptı, sizi açlığa mahkum etti? Bütün Şanlıurfalılar düşünsün. Bu tablonun arkasında Adalet ve Kalkınma Partisi'ni görecekler.
Hayvan pazarına gittik. O bölgenin en büyük hayvan pazarı. Yine Şanlıurfalı kardeşlerime sesleniyorum. 10 AKP milletvekili var. Hiçbir AKP milletvekili bugüne kadar hayvan pazarına gidip onların dertlerini dinlememiş. İlk giden genel başkan, CHP'nin Genel Başkanı.
'Perişan olduk. Hükümet Suriye sınırına neden sahip çıkmıyor? Yol geçen hanına döndü' diyorlar. 'O zaman önümüzdeki seçimde oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyun. Sizin dertlerinizle kim ilgileniyorsa ona bakın' dedim."
-"Kendi ülkemin insanı için çalışacağım"
Kılıçdaroğlu, resmi rakamlara göre Türkiye'de 1 milyon 700 bin Suriyeli mültecinin bulunduğunu, bunun 250 bininin Şanlıurfa'da yaşadığını belirtti.
"20 liraya iş buluyorlar, Şanlıurfalı aç. Bunun faturasını kim ödüyor?" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Hiçbir Şanlıurfalı Suriye'nin içişlerine karışmaktan, kavgadan yana değil. Ben Şanlıurfalılara söz veriyorum. CHP iktidarında Ortadoğu'ya barışı getireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak ve ben Başbakan olarak, asla ve asla savaştan, kavgadan yana olmayacağız. İnsanları silahlandırmadan yana olmayacağız. Suriye'ye de Irak'a da her tarafa barışı, huzuru getireceğim.
Suriyeli kardeşlerime diyeceğim ki 'Baba ocağına geri dön. Tarlanda, fabrikanda çalış. Sana her türlü yardımı yapacağız. Bugüne kadar 5.5 milyar dolar harcadık, helali hoş olsun. Ama barış geldi. Git kendi ülkende çalış.' Ve ben, kendi ülkemin insanı için çalışacağım. Bunun sözünü veriyorum.
Sadece ihracatta Şanlıurfa'nın kaybı 81 milyon dolar. Yazık, günah değil mi? Protesto edilen senet yüzde 21. Türkiye ortalamasının iki katı. Bu iktidar bu sorunu çözemez. İktidarın kendisi zaten sorunun kaynağı. Çözümün odağı ve kaynağı CHP'dir. Bunu herkes bilsin.
GAP için parlamentodan özel kanun çıkardılar, işsizlik sigortası fonundan para aldılar. O parayı başka yerde harcadılar, Harran Ovası su bekliyor. 12 milletvekili verdiniz Şanlıurfalılar, bir milletvekili çıkıp da parlamento kürsüsünden sorunlarınızı dile getirdi mi? Bizim bir milletvekilimiz bile yok ama biz sizin sorunlarınızı adam gibi dile getiriyoruz."
-"O çocuklara, annelere üzülüyorum"
Şanlıurfa'da çocuk hastalıkları hastanesini de ziyaret ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, hastanede, çocukların tedavi gördüğü iki odanın fotoğrafını gösterdi. 6 metrekarelik odalarda 9 çocuk ve annelerinin bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Diyorlardı ya 'sağlıkta devrim yaptık.' İşte sizin devriminiz bu. Yatak yok, yerlere yatak sermişler. Anneler, 'çocuklar burada zaten hasta olur' diyor. Hekimler, 'yer yok' diyor.
Buradan, özellikle bu hastanelerde çalışan bütün hekim kardeşlerime, sağlık çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Kişi başına düşen doktor sayısı açısından Şanlıurfa 81. sırada. Sağlıkta hangi devrimi yaptınız? Kendine kaçak saray yapacağına Şanlıurfa'da neden hastane yapmazsın sen?
Bir de modern bir hapishane yapıyorlar Şanlıurfa'ya. Bakıyorlar ki hapishane yaparak oy alınıyor, o zaman 'Şanlıurfa'ya da yapalım' dediler. Zaten bu hastanelerin hapishanelerden hiçbir farkı yok. O çocuklara, annelere üzülüyorum. Yazık, günah.
Onların derdi, 'Vatandaşı daha fazla nasıl baskı altına alabilirim.' Biz iş ve aştan yanayız, onlar baskıdan yana.
Şanlıurfalı diyor ki 'Bana ne sosyal yardımlardan, iş istiyorum.' Sonuna kadar haklı. Kim verecek işi? Sen sosyal devletsin, senin iş alanı yaratman lazım. Ama yaratmıyor. O zaman Haziran geliyor. Oturacağız, elimizi vicdanımıza koyup düşüneceğiz. 12 yıl denediniz. 6 metrekarelik odada 9 anne ve çocuğun beraber yaşadığını gördünüz. Sorunlara çözüm üretilmediğini gördünüz. Hastane yerine hapishane yaptıklarını da gördünüz. Adresinizi değişeceksiniz. Haktan, namusludan, hukuktan, iş ve aştan yana bir adres. O adres CHP'dir."
(Sürecek)
