Ülkenin kuzeydoğusundaki Brçko şehrine 25 kilometre uzaklıkta bulunan ve ulaşımın toprak yoldan sağlandığı köyde, Selefilik inancına mensup 218 kişi yaşıyor. Bu özelliği ile ülkedeki diğer köylerden ayırt edilen Gornya Maoça'da ayrıca 'şeriat' kuralları uygulanıyor.
Köy, geçen çarşamba günü ülkedeki bazı basın organlarının terk edilmiş bir evin üzerinde IŞİD bayraklarının dalgalandığını gösteren fotoğrafları yayınlamasıyla bir andan gündeme oturdu. Fotoğrafların yayınlanması üzerine köye gelen polisler, söz konusu evde herhangi bir bayrağa rastlamadı.
Gornja Maoça'da yaşayan halk, kendilerinin IŞİD'le ilişkilendirilmesine tepki gösteriyor.
Köy sakinlerinden Edis Bosniç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köylerinin gazetecilerce ziyaret edilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini belirterek, son olarak çarşamba günü gazetecilerle "kötü bir tecrübe" yaşadıklarını hatırlattı.
Bosniç, köy sakinlerinin namazlarını cemaat halinde köyün camisinde kıldıklarına dikkati çekerek, "Namaz saatlerinde köyün sokakları bomboş kalır. Tam da böyle bir vakitte gazeteciler gelip, sokakların bomboş olduğu bir zamanda köyün içinden geçmişler ve söz konusu fotoğrafları çekmişler" diye konuştu.
Köyün bir başka özelliği de Bosna Hersek'te terör suçu iddialarıyla birçok kez gözaltına alınan ve ABD tarafından da "Bosna Hersek'teki terörist lider" olarak nitelendirilen Nusret İmamoviç'in eskiden bu köyde yaşaması.
Medyada iddia edildiğinin aksine IŞİD ile hiçbir bağlantılarının olmadığını vurgulayan Bosniç, "Kendisini 'İslam Devleti' olarak ilan eden bu örgütün kullandığı bayrak 1400 yıldır kullanılıyor zaten. Bu, peygamberimizin kullandığı bayrak. Onların savunduğu ideolojiye gelirsek, biz onları da ideolojilerini de desteklemiyoruz" ifadesini kullandı.
Bosniç, Selefilik inancına mensuplar olarak IŞİD konusuna bakışlarını şöyle anlattı:
"Köyde eğer biri hastalanırsa ve bu önemsiz bir hastalıksa biz bunu kendi içimizde çözeriz. Eğer hastalık biraz daha ciddiyse ve hastanın bir doktora görünmesi gerekiyorsa, onları tanıdığımız inançlı doktorlara götürürüz. İnsanların ölümüne neden olabilecek kanser, tümör gibi hastalıklar söz konusu olduğunda ise işin uzmanına danışırız. IŞİD konusunda da bu böyle. Bizden uzakta meydana gelen bu büyük sorunla ilgili İslam alimlerimizin dediklerini uygularız. Onlar konuyla ilgili fikir beyan eder, biz de o fikrin arkasında dururuz. Kısacası biz bu konuda yetkili olmadığımızdan konuyu yetkili olanlara bırakırız. Onlar ne derse biz de onu deriz. Onlar,IŞİD'in ideolojisine katılmıyorlar. Onlar (IŞİD) bazı konularda çok fazla sağa kaydılar. Biz ise orta çizgide kalmaya çalışıyoruz."
Özellikle idari anlamda bağlı oldukları Tuzla Kantonu'nda ne zaman toplumsal huzura zarar veren bir olay gerçekleşse tüm dikkatlerin Gornya Maoça'yaçevrildiğini anlatan Bosniç, köyün ve köy sakinlerinin "nöbetçi suçlu" olduklarını ve bazı konularda "pirenin deve yapıldığını" savundu.
- Gornya Maoça'da gündelik yaşam
Bosniç, köydeki yaşantılarının şehre oranla çok daha uygun olduğunu belirterek, "Mesela bizim ormanlarımız var. Buralardan mantar toplayıp, kış için konserve yapıyoruz. Sonra ısınmak için de odun kullanıyoruz ve bu harcamalarımızı epey azaltıyor. Şehirdekiler için ise durum farklı. Onlar ısınabilmek için büyük bir bütçe ayırmak zorunda" diye konuştu.
Gornya Maoçalılar olarak komşu köylerdeki insanlarla da iyi komşuluk ilişkilerine sahip olduklarını anlatan Bosniç, özellikle Donya Maoça köyü sakinleri ile çok iyi ilişkilere sahip olduklarını, hatta aralarından bazılarının bu iyi ilişkiler sonucu Gornya Maoça'ya taşındığını söyledi.
Gornya Maoçalı bir diğer köy sakini Elvis Nukiç de burada "köy hayatı" sürdüklerini belirterek, "Dört çocuğum var. Günlerimi ibadet ederek, çocuklarımı iyi birer birey olarak yetiştirerek geçiyor. Radikal ideolojilere sahip kimseler değiliz. Bayrak olayının, burada yaşamayan bazı insanlarca bize karşı yapılmış bir düzmece olduğunu düşünüyorum. Bizim bunlarla hiçbir alakamız yok" şeklinde konuştu.
Batılı yaşam tarzına uygun olmadıklarının bilincinde olduklarını anlatan Nukiç, "Ancak insanlara engel olmadığımız sürece bu bizim için sorun değil. Son yıllarda hakkımızda ortaya atılan iddiaların tamamı devletin güvenlik ve yargı organlarının ortaya attığı iddialar. Bu iddialarla düzgün insanlar olmadığımızı kanıtlamak istediler ama bunda başarısız oldular" dedi.
Bosna Hersek'te daha önce yapılan polis operasyonlarında Selefilik inancına mensup çok sayıda vatandaş, 'terör eylemlerini finanse etmek, terör eylemlerine teşvik etmek, terör eylemlerine katılacak insanları toplamak ve terörist gruplar organize etmek' iddiasıyla göz altına alınmıştı.