Dolar

34,8957

Euro

36,7264

Altın

3.010,52

Bist

10.058,63

Timetürk sordu: 7 Şubat sizin için ne ifade ediyor?

Timetürk, 7 Şubat krizinin üçüncü yıldönümünde 7 Şubat'ın kim için ne ifade ettiğini araştırdı ve pek çok isme '7 Şubat sizin için nedir?' diye sordu. İşte üçüncü yılında 7 Şubat'ın ifade ettikleri:

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-07 15:59:05

Timetürk sordu: 7 Şubat sizin için ne ifade ediyor?

TUĞÇE KOSKA - CİHAD KAYGISIZ | TİMETÜRK

7 Şubat 2012 tarihi kimisine göre bir 'darbe girişimi'ydi. Kimisine göreyse devletin bağımsız erklerinden birisi olan Yargı üzerine düşeni yapıyordu. Türkiye'nin yakın tarihinde 28 Şubat, 27 Nisan, 7 Şubat, 17 Aralık ve 25 Aralık tarihleri "uzun günler" olarak kayda geçti.  Ancak bu günlerin içerisinde 7 Şubat tarihinin ayrı bir anlamı olduğu aşikar. İlk defa - darbe dönemleri dışında - MİT Müsteşarlığı yapan bir isim doğrudan hedef haline geldi. Güç odakları arasındaki mücadele ilk kez bir isim üzerinde somutlaştı. O günlerde "güç odakları"nın tam olarak hangi merkezler olduğu kamuoyu tarafından bilinmiyordu ancak geçen üç senede içerisinde yaşananlar belki de yeniden anlam kazandı. 

TİMETÜRK, İslamcı çevrelerden liberal çevrelere, sol çevrelerden twitter fenomenlerine kadar pek çok isme "7 Şubat sizin için nedir?" sorusunu yöneltti.

İşte gelen cevaplar:

Abdurrahman Dilipak (Yeni Akit Gazetesi yazarı/  Rabia Platformu Sözcüsü)
 
CIA, MOSSAD, Vatikan bağlantılarından söz edilen 140 ülkede örgütlü böyle bir yapıdan söz ediyorsanız ortada bir sürpriz yok. Sadece MİT'i değil, Emniyeti, orduyu, hükümeti, devleti ele geçirmeye çalışan bir yapılanma ile karşı karşıyasınız demektir. Elbette MİT'i de hedef alacaktır, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, Finans dünyası ve stratejik kurumları ele geçirmeye ya da önünde engel gördüklerini tasfiye etmeye çalışacaktır ki olaylar bu iddiaları destekler mahiyettedir..

Hüseyin Yayman ( Vatan Gazetesi yazarı)
 
7 Şubat; Paralel Yapı’nın Türkiye’de Güvenlik Bürokrasisi’ni ele geçirme ve Başbakan’ı, siyaseti kuşatma harekatının başladığı tarih. 

Oral Çalışlar (Radikal yazarı)
 
İlk hamlelerini MİT’i ele geçirmek için yapmışlardır ve 7 Şubat bunun açık bir işareti olmuştur.
 
Zeynep Bayramoğlu (Gazeteci - AHaber)
 
Hukuk kisvesi altında yapılan kritik, siyasi bir hamleydi 7 Şubat. Bu hamle eğer işe yarasaydı ciddi bir krizle karşı karşıya olacaktık. Hem çözüm süreci akamete uğratılacak hem de AK Parti yapılan bu büyük meydan okuma ile yönetilebilir hale gelecekti. Geçen zaman içinde bürokrasi, yargı ve emniyetteki şahitliklerimiz 7 Şubat’ın nasıl bir dönüm noktası olduğunu, Türk demokrasinin nasıl bir tehlike atlattığını anlattı bize. Paralel örgütün yapılanması göz önüne alınırsa tehlike hala geçmemiş olabilir.;
 
İsa Tatlıcan (Gazeteci - Sabah.com.tr Genel Yayın Yönetmeni)

7 Şubat tarihi bana, devleti ele geçirme saplantısı içindeki organize bir suç örgütünün MİT Müsteşarı Hakan Fidan üzerinden ameliyat masasındaki bir Başbakan’a kelepçe takma girişimini hatırlatıyor.
 
Arzu Erdoğral ( Gazeteci - Kudüstv)
 
Bir gün düşünün ki o günde bu ülkenin MİT Başkanı ifadeye çağrılsın! Kim çağırsın? Paralel yapı savcısı. Peki ne amaçla? Yargı darbesiyle Erdoğan’ı "dönemin Başbakan"ı yapmak, ülkeyi kaos ve istikrarsızlığa sürüklemek adına. Ama ne var ki bu ülkeye yapılmak istenen büyük ihanet başarıya ulaşmadığı gibi millet Sadrettin Sarıkaya ismini "O savcı" diye Erdoğan ve Hakan Fidan’ı ise "istiklal mücadelesinin birer neferi" olarak hatırlayacak. Aynı zamanda 7 Şubat tarihi paralel yapının deşifre olması açısından da bir başlangıçtır.

Taha Ün ( Yazar )

Haklı çıkmanın dayanılmaz öfkesi ve gururu, çakalın gece karanlığında dişini gösterdiği ilk andır.

Cihangir İşbilir ( Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir)
 
7 Şubat, İslam Dünyası’na yönelik küresel kuşatmanın en önemli ayağı olan Türkiye’deki operasyonların başlangıç tarihiydi. Yüksek bir siyasi ferasetle bu önlendi. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın belki de tarihinin en 'milli' dönemini yaşadığı bir dönemde, özellikle bölgemizdeki statükonun devamından yana olan aktörlerin Hakan Fidan’dan ve sahip olduğu vizyondan ciddi manada rahtsızlık duydukları biliniyordu. İslam Dünyası’ndaki meşruiyet ve milli iradeye dayanan en güçlü hükümet olan ve bölgede statüko karşıtı ve halklardan yana tavır alan Türkiye’nin ve Erdoğan’ın şahsındaki siyasi iradenin yıpratılmasına yönelik çok sofistike teşebbüslerin olduğu geçtiğimiz 3 yılda çok daha açık bir şekilde görüldü. Bu anlamda 7 Şubat krizinin basiret ve ferasetle atlatılması sonraki krizlerin de etkisini en aza indirmiş ve sadece Türkiye değil aslında İslam Dünyası tarihi bir felaketin eşiğinden dönmüştür. Türkiye ve İslam Dünyası’nın yüzyıllık bir kavşaktan döndüğü şimdilerde benzer teşebbüsler daima olacaktır. Buna karşı siyasi ve sivil aktörlerin müteyakkız olmaları gerekmektedir.
 
Sevil Nuriyeva (Star gazetesi yazarı)

7 Şubat MİT krizi sıradan bir olay değil. Devleti yıkma operasyonuydu. Eğer başarılı olsaydılar Türkiye Devleti çökertilmiş olacaktı. Olay paralel yapının dışarıdaki güçler tarafınca dizayn ettiği bir senaryoydu. Özellikle CIA ve MOSSAD kökenli operasyonun paralel örgüt eliyle gerçekleştirme gayreti olması anlaşılmıştır. Aynen 100 sene önce Devlet i Aliyye-i Osmaniyye Cihan devletine yapılan operasyonun çağımızdaki versiyonuydu. Başaramamalarını  sağlayan Türkiye Devleti’ne onun değerli yerli şahsiyetlerine  hiç bir zaman Allah zeval vermesin.
 
Mahmur Övür ( Sabah Gazetesi yazarı)

Paralel Devletin varlığının ilk somut kanıtıdır. Türkiye'nin en dokunulmaz kurumuna operasyon çekmekten daha somut "Paralel devlet" kanıtı olabilir mi?

Bülent Yıldırm ( İHH Genel Başkanı)

Devletin kodlarına yapılmış bir operasyondur.
 
Özcan Yeniçeri (MHP Milletvekili)
 
Bu MİT krizinde iki çelişki var. Birincisi MİT eğer Türkiye Cumhuriyeti'ni Oslo'da pazarladıysa bunun hesabı sorulur. Bunun hakkında yapılan her işlem hukuk içerisinde değerlendirilmeli ve algılanmalıdır. Oslo'da Türkiye Cumhuriyeti anayasasına karşı suç işlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğine ve bütünlüğüne meydan okunmuştur.  3 - 5 MİT adına giden adam Oslo'da Türkiye Cumhuriyeti'ni pazarlamışlardır. Ben de yargıç olsaydım onları tutuklar, getirir, ifadelerini alırdım. O yüzden bunu paralel ilişkilendirmek yerine hukukla ilişkilendirmek yerinde olacaktır. Orada bir takım kriminal ifadeler kullanılıyor, bunlar ne adına söyleniyor? Bunun hesabını sormak için çağrılmışlardır. Bize göre bu durum ifade için çağrılmayı gerektiriyordu. İktidar da bu süreçte sorumluluğu üstlenmeli, "Biz bu konuda MİT'i görevlendirdik. Sorumlu biziz" demeliydi. Eğer böyle olsaydı zaten konu kapanırdı. Fakat bize göre Oslo başlı başına bir suçtur. 7 Şubat'ı çok ajite ettiler, provoke ettiler, son olaylarla ilişkilendirdiler. Bence 7 Şubat ayrı bir olay olarak tartışılmalı. MİT, Oslo görüşmeleriyle Türkiye'ye barış mı getirdi? Yoksa Cizre'yi kaybedeceğimiz bir noktaya mı geldik? 

Ölüm Var Hacı ( Twitter fenomeni )

Aslında konu ile ilgili gerçek düşüncem şudur: Yaşanan olayları zevkle seyrediyorum, kaos benim karakterim. :) Biz sokaklarda tekbir getirirken, onlar 'tedbir' diye kendi yurtlarında dahi namazı ikindi sporu adı altında kılıyorlardı. Şimdi bizi sokaklara çağırıyorlar ama tekbir için değil.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara