SYRIZA Avrupa'yı ikna edemedi
Yunanistan'ın Avrupa'yı kemer sıkmayı bırakma ve borç silme politikalarına ikna etme çabası başarısızlık ve restleşmeyle sonuçlandı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-07 16:56:27
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'in Avrupa'yı kemer sıkma karşıtı ve borç silmeyi öngören politikalara ikna turu restleşmeye dönüştü.
Yunanistan Maliye Bakanı Varufakis'in geçtiğimiz gün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi ile Frankfurt'ta görüşmesinin ardından gece yarısı ECB'nin "Yunan tahvilleri, teminat olarak kabul edilmeyecek" açıklaması, piyasalarda son günlerde devam eden iyimser havanın dağılmasına neden oldu.
Varufakis ise yaptığı açıklamada, ECB'nin hamlesine karşı olarak, ECB'nin Yunanistan'ın tahvillerini teminat olarak kabul etmeme kararının ülkenin finans sektörüne hiçbir olumsuz etkisi olmadığı açıklamasını yaptı.
ECB'nin baskıyı artırmasına rağmen kemer sıkma karşıtı tutumunu koruyan Syriza hükümeti, Avrupalı kreditörlerden beklediği desteği alamadı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Varoufakis'le görüşmesinin ardından Yunanistan'ın Avro Bölgesi'ne dahil olduğunu ancak atılacak adımlar konusunda 'tam olarak hemfikir' olmadıklarını vurguladı.
Başbakan Çipras da grup toplantısında yaptığı konuşmada troyka ve politikalarına kesin bir biçimde son vereceklerini kaydetti.
Böylece, Yunanistan'ın Avrupa'yı kemer sıkmayı bırakma ve borç silme politikalarına ikna etme çabası, her iki tarafın da restleşmesiyle sonuçlandı.
Tüm bu gelişmelerin ardından Avrupa ve Yunanistan arasındaki restleşme piyasalarda huzursuzluk oluştururken, Yunanistan'ın tutucu politikasına ve Avrupa'nın da baskı uygulamaya devam edip etmeyeceği piyasalarda merak konusu oldu.
Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu Ekonomi Profesörü Grigory Vilkov, ECB ve diğer Avro Bölgesi ülkelerinin yeni Yunan hükümetinin siyasi hırslarının ve ya amaçlarının finanse edilmeyeceğine ilişkin açık bir mesaj verdiğini söyledi.
Draghi'nin hamlesinin Yunanistan'ın önceki istikamete dönmesi yönünde bir ültimatom anlamına geldiğini belirten Vilkov, "Bu yeni hükümeti gerçekten zor ve tehlikeli bir duruma soktu. Sadece 2 haftalık bir hükümet, seçimleri kazanmak için uyguladığı politikadan vazgeçemez ve finansal sisteme nakit akışı olmaksızın finansal sistem ve ya reel ekonomiye ilişkin ciddi sonuçları önleyemez" dedi.
ECB'nin görüşmelerde ciddi bir avantaj elde ettiğini dile getiren Vilkov, şunları kaydetti:
Bu ek eylem daha önce Avro Bölgesi'nden ayrılmak istemediğini ve Yunanistan'ın borcunu geri ödemeye çalışacağını açıklayan Syriza'nın pozisyonunu zayıflattı. Ancak Yunanistan'a uygulanacak ek yaptırımlar Syriza hükümetinin ECB'nin taleplerini kabul ederek kemer sıkma politikalarına geri döndüğünde Yunanistan'da halkının karşısında yüzünün tutmasını sağlayacaktır. Yunanistan ile Avrupa arasındaki restleşmede Yunanistan ve Avrupa'nın elindeki kozları değerlendirirsek burada asıl soru 'Yunanistan'ın mı Avro Bölgesi'ne yoksa Avro Bölgesi'nin mi Yunanistan'a ihtiyacı var?' olmalıdır. Eğer Yunanistan para birliğini terk ederse, güvenirliğini kaybedecek ve bir kaç yıl boyunca mali bakımdan izole olacak. Ancak diğer taraftan Avro borcunun çoğunu paranın değer kaybetmesiyle amorti edecek.
Avro Bölgesi de itibarını kaybedebilir, kısa ve orta vadede daha az istikrarlı hale gelebilir ve muhtemelen gelecekte bir kaç ülke de ayrılabilir. Her durumda da Yunanistan'ın Avro Bölgesi'nden ayrılması tüm taraflara pahalıya patlayacaktır.
Söz konusu görüşmeleri bir oyun olarak nitelendiren Vilkov, Syriza'nın para birliğini terk etmeye hazır gibi davranacağına ancak daha sonra rakipleriyle bir araya gelebileceğine işaret etti.
"Ancak şu an itibarıyla Syriza'nın elinde çok fazla kart görmüyorum" diyen Vilkov, tarafların Syriza'nın bazı taleplerinin, ECB'nin ise neredeyse tüm taleplerinin karşılanması konusunda anlaşacağını dile getirdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara