Dolar

34,8957

Euro

36,7264

Altın

3.010,52

Bist

10.058,63

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-08 12:51:09

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3)
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, olağanüstü yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanlığının bulunduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla eğer Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, herhangi bir şekilde gücü daha fazla elinde bulundurmak istiyorsa aslında en uygun sistem mevcut bu yapıdır. Bu millete açık bir sistem değildir. Millete rağmen devleti millete karşı korumak için dizayn edilmiş bir cumhurbaşkanlığı mekanizmasıdır. Bu mekanizmanın değiştirilmesi için mutlaka Türkiye'nin seçilmiş Başkanlık Sistemi'ne gitmesi zarurettir" dedi.

Kurtulmuş, Kanal 7'de konuk olduğu Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine, AK Parti'nin anayasayı değiştirme ya da seçimlerden başarıyla çıkma iradesini, siyasi rakibi olan başka bir partinin zaafı ya da gücü üzerine oturtmayacağını belirterek, AK Parti'nin anayasayı değiştirme, anayasal bir reform yapma iradesinin bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bu anlamda, AK Parti'nin bütün siyasi partilerin düzgün bir şekilde temsil edilmesi, siyasette temsilin güçlendirilmesi için teklifleri de ortadadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 30 Eylül 2013'te (seçim) barajlarla ilgili teklifi hala Türkiye siyasetinde geçerlidir. 'Gelin sıfır baraj yapalım, dar bölge sistemiyle gidelim. Barajı yüzde 3'e yüzde 5'e indirelim, daraltılmış bölge sistemiyle gidelim. Bunu da dil ucuyla bir teklif olarak yapmadık, defaatle bu teklif gündeme geldi ve Türkiye'de maalesef hiçbir siyasi parti buna yanaşmadı. Keşke o zaman barajlar düşürülmüş olsaydı, o yasayı çıkarabilmiş olsaydık bugün HDP ya da başka bir parti barajı aşar mı aşmaz mı tartışması içinde olmazdık diye düşünüyorum. Biz samimi olarak bunu söylüyoruz. Türkiye'nin yeni bir anayasal reforma ihtiyacı var. Bu iradeden asla AK Parti vazgeçmeyecektir. AK Parti, ümit ediyorum seçimden sonra HDP ister barajı geçsin ister geçmesin, anayasayı tek başına değiştirecek çoğunlukla iş başına gelecek ve bu adımları atacaktır."

-"Millet tam manasıyla her alanda egemen olmuş değildir"

"Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başkanlık Sistemi'yle ilgili görüşlerini açıkladı. Cumhurbaşkanı'nın yaklaşımına ters düşen bir beyanat görmedik orada. Yani Başkanlık Sistemi'ni Sayın Davutoğlu'nun da benimsediği görüldü o açıklamalarından. Fakat kampanya döneminde sanki Başkanlık Sistemi'nden ziyade, yeni Anayasa vurgusu öne çıkacak gibi gözüküyor Başbakan'ın açıklamalarından. Bu başlıklar, bu kavramlar, kampanya döneminde meydanlarda, mitinglerde ne şekilde, hangi dille kullanılacak" sorusu yöneltilen Kurtulmuş, seçim kampanyasının tam manasıyla tamamlanmadığını ancak bütün bunların seçimde vadedilen konular olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, 13 yıl iktidar olmuş bir partinin, yeni bir seçime girerken vaatlerinin "laf olsun seçim beyannamesinde bulunsun" diye söylenecek sözlerden olmayacağını belirterek, bunların Türkiye'nin ve özellikle yönetimde bulunmuş olan bir partinin gördüğü ihtiyaçlar çerçevesinde şekilleneceğine işaret etti.

Türkiye'de AK Parti'nin 12-13 yıldır çok ciddi başarılar sağladığını vurgulayan Kurtulmuş, vesayetlerle ve bir takım güç odaklarıyla mücadele edildiğini belirterek, "Son paralel olaylarında, HSYK meselesinde, Anayasa Mahkemesiyle ilgili krizde de gördük ki Türkiye'de aslında sistem, tam manasıyla vesayet odaklarından temizlenmiş, yani millet tam manasıyla her alanda egemen olmuş değildir" dedi.

"Ben şöyle bir metafor kullanıyorum. 12-13 yılda egemenlerin elinde olan milleti yönetme anahtarını onlardan aldık ama henüz millete devredemedik" ifadesini kullanan Kurtulmuş, bunun millete devrinin yapılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bunun için de üç alanda AK Parti'nin mutlaka çok güçlü bir seçim beyannamesiyle ortaya çıkması lazım. Bunlardan birisi demokratik reformların sağlanması. Bunun için de 4 alanda güçlenmeye ihtiyaç var. Birincisi parlamentonun güçlendirilmesi, ikincisi milletvekilinin ve siyasetçinin güçlendirilmesi, üçüncüsü yürütmenin güçlendirilmesi, işte bize Başkanlık Sistemi burada lazım. Başkanlık Sistemi merkezli yeni bir yürütme anlayışı, gerçekten birebir halka hesap veren bir sistem.

Dördüncüsü ise toplumun güçlendirilmesi yani sivil toplumun güçlü hale getirilmesi. Türkiye, bu alanda anayasal reformunu yapmak zorunda, Başkanlık Sistemi esaslı yeni bir anayasayı mutlaka gerçekleştirmek mecburiyetinde. Seçim sistemini değiştirerek baraj sistemlerini mutlaka ortadan kaldırmak durumunda. Ayrıca güçlü milletvekilinin olabilmesi için dar ya da daraltılmış bölge sistemine geçmek durumunda. Meclis İç Tüzüğü'nü değiştirmek mecburiyetinde. Siyasi Partiler Yasası'nı değiştirerek siyasi partilerin merkezden değil, yerelden yönetimini sağlamak durumunda. Ayrıca Yerel Yönetim Reformu'nu gerçekten ciddi şekilde yaparak Türkiye bu anlamda kararları merkezden çevreye dağıtmak mecburiyetinde."

-"Ganayim Sistemi getirilmeli"

Numan Kurtulmuş, yapılması gereken en önemli konularından birisinin Amerikalıların Osmanlı'dan alıp bugün kullandığı bir sistem olan Ganayim Sistemi'nin getirilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"İş başına gelenler, kendi üst ekibiyle beraber gelsin, ayrıldığı zaman da istiyorsa ayrılsın. Yani öyle bir şey olabilir mi? Bir çok bakan arkadaşımız, kendi yöneticilik kadrolarını dahi tespit ve tayin etmekte zorlandılar. Çünkü mahkemeler, eski görevden alınanları göreve getiriyor. Türkiye'nin bu alanda demokratik reformlarını sürdürebilmesi, Başkanlık Sistemi esaslı bir Anayasa ve bütün bu söylediklerimizin hepsini yapmak mecburiyeti vardır. Bu Türkiye için bir lüks değil, zarurettir. Bu anahtarı millete devretmektir.

Bugün bu siyasi kadro var, bugün bu siyasi parti var, yarın hepimiz ölüp gideceğiz, belki AK Parti kurumsal kimliği başka bir şey olacak, bunları bilmiyoruz ama Türkiye bu sistem değişikliğini sağlamak mecburiyetindedir. İşte biz bunu özellikle Başkanlık Sistemi'ni bunun için istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı istiyor diye değil, Tayyip Erdoğan'ın şahsı için Başkanlık Sistemi'ni Türkiye tartışıyor değil. Hele hele kimilerinin söylediği gibi bir diktatörlük hevesiyle bu söyleniliyor değil. Eğer diktatörlük hevesiyle idare edilse zaten mevcut 82 Anayasası askeri bir rejim. Şöyle dizayn edilmiş, yasama, yürütme ve yargıyı aslında birbirinden bağımsız ve ayrıştırmamış; parçalamış 82 Anayasası, parçalanmış iradelerin üzerinde. Bu siviller bu işi zaten yapamaz, başına da bir asker getirelim diye cumhurbaşkanını belirlemişler ve cumhurbaşkanına da öyle yetkiler vermişler ki... Mesela Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yurtdışına göndermek için Meclis'ten tezkere geçirmeniz lazım ama cumhurbaşkanı, isterse tek başına gönderebilir. Cumhurbaşkanı isterse parlamentoyu feshedebilir. Cumhurbaşkanı isterse Bakanlar Kurulu'nu, başbakanı görevden alabilir. Olağanüstü yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanlığı var. Dolayısıyla, eğer Tayyip Erdoğan, herhangi bir şekilde gücü daha fazla elinde bulundurmak istiyorsa aslında en uygun sistem mevcut bu yapıdır ama bu millete açık bir sistem değildir. Millete rağmen devleti millete karşı korumak için dizayn edilmiş bir cumhurbaşkanlığı mekanizmasıdır. Bu mekanizmanın değiştirilmesi için mutlaka Türkiye'nin seçilmiş Başkanlık Sistemi'ne gitmesi zarurettir."

(Bitti)

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara