Şentop, partisince bir otelde düzenlenen Seçim İşleri Başkanlığı Diyarbakır Bölge Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 2001 yılında hazırladığı parti programında bölge ile ilgili maddelere yer verildiğini hatırlatarak, çözüm süreci ile ilgili atılan adımların AK Parti'nin kurulduğu gün temel perspektif kabul edildiğini söyledi.
HDP ve ondan önceki o çizgiden gelen siyasi partilerin çözüm sürecinin kendi gayretleriyle oluştuğunu iddia ettiğini ifade eden Şentop, "AK Parti ise kurulduğu gün bunu partinin temel perspektifi olarak ortaya koyuyor" diye konuştu.
- "Bu hazırlık, milletin derdini dert etme meselesidir"
"1990 yıllarda HDP'nin öncesindeki partiler, o dönemdeki diğer partilerle niye böyle bir milli birlik, beraberlik projesi, çözüm süreci benzeri bir süreci başlatmadılar?" diyen Şentop, çözüm sürecinin AK Parti'nin Türkiye siyasetinde var olmasından, partinin iktidar olmasından kaynaklandığını belirtti.
Şentop, şöyle dedi:
"1990'lı yıllarda HDP çizgisinde de diğer siyasi partiler de vardı. 1990 yıllarda terör de vardı, silahlar da. 1990 yıllarda o dönemdeki diğer partilerle niye böyle bir milli birlik, beraberlik projesi, çözüm süreci benzeri bir süreci başlatmadılar? Tek bir faktör bu süreci yaşanabilir hale getirdi. O da AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesidir. Parti programında olan ve yapılan bu hazırlık, milletin derdini dert etme meselesidir. O dönem parti programında çözümle ilgili bir çok öneri vardı. Ama bunlardan birincisi bölgede normalleşmenin sağlanması ve olağanüstü halin kaldırılmasıydı. 28 Kasım 2002'de hükümet güven oyu alıyor ve 30 Kasım 2002'de de olağanüstü hal kaldırılıyor."
AK Parti hükümetinin normalleşme yönünde birçok adım attığına işaret eden Şentop, çözüm sürecinde atılacak adımların toplumun her kesimince kabul edilmesinin önemine değindi.
- "Seçimlerden önce somut adımlar atılacağını ümit ediyoruz"
Şentop, 6-7 Ekim'de yaşanan olayları hatırlatarak, sıkıntı yaşayan esnaf da dahil vatandaşların çözüm sürecinin devamından yana olduklarını belirttiğini, kamu düzeninin sağlanması yönündeki taleplerini kararlılıkla ifade ettiklerini dile getirdi.
"Arzu edilen çözüm sürecinin en önemli unsuru olan silahların kalıcı olarak terk edilmesidir. Seçimlerden önce bu noktada somut adımlar atılacağını ümit ediyoruz" ifadelerini kullanan Şentop, bu konudaki gelişmelerin en kısa zamanda görüleceğini, yapılan açıklamalara bakarak, itibar ederek ifade ettiklerini kaydetti.
- "Milletimize 'Ver 400 milletvekilini, al yeni anayasayı' diyeceğiz"
Şentop, Türkiye'de AK Parti'yi devre dışı bırakmak, zayıflatmak isteyen odakların olduğunu, bu odakların arka arkaya gelen seçim süreçlerini fırsat olarak gördüklerini savunarak, "Millet 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde gereken cevabı verdi. Bunları anlayamayanlara 7 Haziran'da da bir daha seslerini çıkaramayacakları şekilde nihai cevabı halk verecektir" şeklinde konuştu.
7 Haziran'daki seçimlerin en önemli konusunun yeni anayasa olacağını vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:
"Yeni anayasa yeni Türkiye'nin teminatıdır. Bu seçimde milletimize 'Ver 400 milletvekilini, al yeni anayasayı' diyeceğiz. Yeni anayasa ile eski Türkiye'yi bütünüyle tasfiye edecek bir ortam bu seçimle oluşacak. İnsan odaklı bir anayasa ile çok önemli olan devlet sisteminin de değişmesi gerekir. Zira devletin teşkilatı yanlış düzenlenmiş ise temel hak ve hürriyetleri ne kadar düzgün yazarsanız yazın hiçbir kıymeti yoktur. Temel haklarla Türkiye'deki siyasi sistemin revize edilerek, yeniden ele alınmasını, yeni bir sistem kurulmasını öneriyoruz. Bu da başkanlık sistemidir."
Şentop, "Parlamentoyu da hükümeti de seçeceğiz. Hükümet başkanı ve başkanın kuracağı kabineyi de doğrudan millet seçecek. Başkanın ve yürütmenin doğrudan millet tarafından seçilmesi, vesayetçilerin tesiri altında kalma ihtimalini içinde barındırmıyor" diye konuştu.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.
