Mahkeme, Reyhanlı'daki bombalı saldırılara dair gizli belgeleri sızdırdığı öne sürülen Er Utku Kalı hakkında açılan dava dosyası ile Niğde Ulukışla'da 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili 3 yabancı hakkında açılan dava dosyalarının incelenmek üzere istenmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını kararlaştırdı.
Duruşmaya tutuksuz sanıklar Ali Düzel, İsmail Gürbüz, Ferdi Gazel, Nebil Kabasakal, İlhan Küçükdüvekin, Süleyman Okur, Mehmet Gümüşlü, Ali Ekşi ve Muhammet Gümüş ile müştekiler, müdahiller ve taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanıklar Fikret Nazik, Mehmet Genç, Nasır Eskiocak, Ergin Ördek, Yusuf Büyükkasım, Doğan Özdemir, Mehmet Kılıç, Ahmet Mansuroğlu ve Süleyman Evet ise bulundukları Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan görüntülü olarak duruşmaya bağlandı.
Teknik araçlarla kayıt altına alınan duruşmada, hakkında yakalama emri bulunan sanıklar Aykan Hamurcu, Yusuf Nazik, Ercan Bayat, Temir Dükancı, Omar Alkhatıp, Mihraç Ural, Cengiz Sertel ve Mohammad Dip Korali hakkında çıkarılan yakalama emirlerinin infaz edilemediği tutanağa geçirildi, müdahillik talepleri dinlendi.
-"Milletin babalarına 'Baba' diyor"
Müşteki Yaşar Alyar, saldırıda eşini kaybettiğini, 2 yaşında kızının olduğunu anlattı ve faillerin "en büyük cezayı almalarını" istedi.
Saldırıda oğlu Halil Erdemci'yi kaybeden Medine Erdemci de "Ben onlara ceza değil, patlama yerinde darağacı kurulmasını, asılmalarını istiyorum" dedi.
Eşi Yusuf İşgör'ü saldırıya kurban veren Canan İşgör ise sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirerek, "Çocuklarım babasız kaldı. Babasız büyüyen biri olarak sonuna kadar şikayetçiyim. Benim bir oğlum 8 aylık diğeri 7 yaşındaydı. Oğlum 2,5 yaşına geldi. 'Babam nerede' diyor, milletin babalarına 'Baba' diyor. Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın, suçlular sonuna kadar cezalandırılsın" diye konuştu.
Patlamada ölen Mehmet Koray Cunedioğlu'nun babası Saraç Cunedioğlu da "Ben 21 aydır yatamıyorum. Çünkü gözümün önünden gitmiyor. Sonuna kadar adalete inanıyorum. Asıl faillerin bulunmasını istiyorum. Benim çocuğum kara toprağa gittiyse, bu kötü emellere sahip insanlar her kimse, babam da deseler, abim de deseler, patlamanın tam yerinde, darağacında asılmasını istiyorum" dedi.
Saldırıda ölen Oğulcan Tuna'nın babası Ahmet Tuna da "Bu olayı ateist bile yapmaz. Neyin kini, neyin nefreti? Biz bunu hak ettik mi? Çocuklarımızın katillerinin mutlaka yargılanmalarını istiyoruz. İçimiz yanıyor, yaşayan ölüyüz. Sayın hakim, siz bize analık yapın, siz bize babalık yapın. İnsanca yaşamak varken bu niye?" diye konuştu.
-Müdahil avukatları
Müdahil avukatlarından Deniz Özbilgin, saldırı öncesinde ihbarlar olduğunu ileri sürdü. Bu durumda, ihbara ilişkin bazı kurumların ihmali olduğunu savunan Özbilgin, açılmış idari ve cezai soruşturma olup olmadığının Başbakanlık, Hatay Valiliği, Reyhanlı Kaymakamlığı ve kolluk birimlerinden sorulmasını, varsa bunların getirtilmesini istedi.
Niğde Ulukışla'da, 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin ölümü, 7'si asker 8 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan ve Suriye'de IŞİD'e bağlı kampta 9-10 ay kaldıkları bildirilen yabancı 3 kişi hakkındaki dava ile Reyhanlı davası arasında ilişki bulunduğunu iddia eden Özbilgin, bu dosyanın da getirtilmesini talep etti.
Sanık avukatlarından Özay Arıkan da Reyhanlı'dan önce Cilvegözü'nde bombalı saldırı olduğunu hatırlatarak, "Dolayısıyla ihbar ve istihbarat hat safhadaydı. Jandarma, MİT ve Emniyet teşkilatının, olaydan en az iki yıl öncesine ait ihbar ve istihbarat kayıtlarının dosyaya kazandırılmasını talep ediyorum" dedi.
Cumhuriyet Savcısı İbrahim Şahin, katılma taleplerinin kabulünü, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını ve yakalamalı sanıkların yakalanmalarının beklenmesini istedi.
-Sanık avukatları
Sanıklardan Ergin Ördek'in avukatı Murat Savul, Reyhanlı'daki patlamalarla bağlantılı belgeleri sızdırdığı iddiasıyla Er Utku Kalı hakkında Samsun'da dava açıldığına işaret ederek, bu dosyanın getirtilmesi talebinde bulundu.
Savun, patlamayla ilgili "delil karartma durumu olduğunu" öne sürerek, "MOBESE kayıtları bozuk. Peki bankaların, işyerlerinin, kuyumcuların, gümrüğün kamera kaydı yok mu?" diye sordu.
Tutuklu sanık Mehmet Kılıç'ın avukatı Reşat İpek Bayrak ise "Bu patlama, Obama'nın 'El Nusra'ya yardımı kesin' çağrısının üzerine geldi. Bu şekilde kargaşa çıkartılmak ve Suriye'ye müdahale bahanesi yapılmak istendiği kanaatindeyiz" dedi.
Diğer sanıkların avukatları da müvekkillerinin olaydan haberleri olmadığını söylediler. Tutuklu sanıkların avukatları, müvekkillerinin tutukluluklarının 2 yıla yaklaştığını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
Görüntüyle bağlantı kurulan tutuklu sanıklar tahliyelerini istediler.
Tutuklu sanık Nasır Eskiocak, "Bu terör örgütünün adını bile bilmiyorum. Hiçbir terör örgütüne bağlı değilim. Bizim araçlara bomba değil, uyuşturucu yüklenmişti. Bunun detaylı şekilde incelenmesini istiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Doğan Özdemir de suçlamaları reddederek, "Benim yeğenlerim o gün Reyhanlı'daydı, eniştem Reyhanlılı'dır. Her şeyimi kaybettim. Araçta patlayıcı olduğunu bilseydim, içine binecek cesareti bulamazdım. En ufak ilgim varsa, idama razıyım. Kaçak sigara ve içki almaya gittik. Maddi, manevi çökmüşüm, bitmişim" diye konuştu.
Tutuklu sanık Eskiocak, soru üzerine Özdemir'in otomobildeki kaçak mallara ilişkin "zula"dan haberdar olmadığını söyledi.
-Ara kararlar
Mahkeme heyeti, 8 sanık hakkındaki yakalama emirlerinin devamına, bunların infazlarının beklenmesine karar verdi.
Müdahillik taleplerini kabul eden mahkeme, Reyhanlı'daki bombalı saldırılara dair gizli belgeleri sızdırdığı öne sürülen Er Utku Kalı hakkında, Niğde Ulukışla'da 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili 3 yabancı hakkında ve dava konusu olayla bağlantılı olduğu bildirilen Hatay 7. Asliye Ceza Mahkemesinde bazı güvenlik görevlileri hakkında açılan dava dosyalarının incelenmek üzere istenmesini kararlaştırdı.
MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından, saldırı öncesinde ihbar olup olmadığı, olduysa ne işlem yapıldığının ayrıntılı olarak sorulmasına ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
-Davanın geçmişi
İddianamede 2'si Suriyeli 33 sanıktan 19'u hakkında "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüsten" ağırlaştırılmış müebbet hapis, 52 kişinin ölümüne sebep olmaktan 52'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.
Sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak ve yardım etmek", "öldürmeye teşebbüs etmek", "patlayıcı madde bulundurmak", "mala zarar vermek", "kasten yaralama" ve "suçluyu kayırma" suçları da yöneltiliyor.
"130 kişiyi öldürmeye teşebbüs", "terör örgütü üyesi olmak, örgüte yardım etmek" suçlamaları yöneltiliyor.
Davanın görülmesine Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmış, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli mahkeme ve savcılıkların kaldırılmasının ardından dava Hatay Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkeme ise güvenlik gerekçesiyle dosyanın naklini istemişti. Talebi değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi, davayı Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesine nakletmişti.
Buna ilişkin kararda, "yargılamanın adil, etkili ve tarafların katılımına açık bir şekilde esas yetkili mahkemesinde yapılması gerektiği, ancak güvenlik önlemleri alınsa bile toplumsal olaylar çıkabileceği" belirtilerek, "kamu güvenliği" için davanın nakline karar verildiği ifade edilmişti.