Erdoğan, Atatürk Caddesi'nde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Neymiş efendim, başkanlık sistemi padişahlık getirirmiş. Bugün dünyada başkanlık sisteminin uygulandığı pek çok ülke var. Hangisi padişahlığa, krallığa, imparatorluğa dönüşmüş de Türkiye bu tarafa gitsin?" diye sordu.
"Seçilmişlerin boynunda tokmağın başkalarının elinde olduğu sürekli vesayet odaklarına kapı açan bu sistemde ısrar etmenin, direnmenin ülkeye de millete bir faydası yoktur" ifadelerini kullanan Erdoğan, başkanlık sistemini keyif için, kendilerine paye çıkarmak için gündeme getirmediklerini söyledi.
Milletin kendilerine her türlü payeyi zaten layık gördüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstanbul gibi bir dünya şehrinin Belediye Başkanlığı payesini vermiş, Başbakanlık vermiş, Cumhurbaşkanlığı vermiş elhamdülillah, daha ne olsun? Bu kardeşiniz, Türkiye için, milletimiz için, geleceğimiz için başkanlık sistemi diyorum, bunun için mücadele ediyorum. Başkanlık sistemine geçildiğinde o yetkileri cebimize alıp da herhalde öbür tarafa götürecek halimiz yok. Kefenin de cebi yok. Yaşarken bu dünyaya sığmayanlara ölünce 2 metreküplük yer dahi büyük geliyor. Bu meseleyi şahsıma indirgeyenler, sadece benim üzerimden tartışanlar kusura bakmasınlar, dünyaya at gözlüğüyle bakıyorlar demektir. Aslında bunlar milletten korkuyor, bunlar milli iradeden korkuyor, kendilerine güvenmiyorlar, inanmıyorlar. Mevcut sistemde iyi kötü bir konum elde etmişler, istiyorlar ki böyle sürüp gitsin. İyi de bu gidiş milletin faydasına değil, memleketin yararına değil."
Millete bedel ödetecek, onun aleyhine olacak bir işin içinde bugüne kadar olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bizim geçmişimiz, geleceğimizin teminatıdır" ifadesini kullandı.
Gelecek seçimlerin bu konuda Türkiye için bir dönüm noktası teşkil edeceğini belirten Erdoğan, seçimlerin yeni Türkiye'nin, yeni anayasanın, yeni yönetim sisteminin kapısını açacak şekilde sonuçlanmasını özellikle temenni ettiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte olduğu gibi bu defa da milletin meseleye el koyacağını, kendisinin ve evlatlarının geleceği için en doğru kararı vereceğini, buna yürekten inandığını söyledi.
-"Açık söylüyorum, hayatımızı ortaya koyduk"
Bursa'nın gelişmenin, büyümenin, kalkınmanın manasını çok iyi bildiğini dile getiren Erdoğan, Bursalıların huzurun, barışın, kardeşliğin, istikrarın kıymetini gayet iyi bildiğini belirtti.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması, arkasından 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirmesi için tüm bunları kalıcı hale getirmeleri, güçlendirmeleri gerektiğini aktaran Erdoğan, bunun için önlerinde çözmeleri gereken sorunlar, aşmaları gereken engeller bulunduğunu ifade etti.
Her şeyden önce çözüm sürecini kararlılıkla sürdürüp bu meseleyi ilelebet geride bırakmak mecburiyetinde olduklarını anlatan Erdoğan, "Bunun için ailece, açık söylüyorum, hayatımızı ortaya koyduk. Bunun zorlu bir yol olduğunu, sabır isteyen, inanç isteyen, dirayet isteyen bir iş olduğunu biliyorduk. İçeride ve dışarıda çözüm sürecini engellemek, tersine çevirmek, Türkiye'yi yeniden geçmişin o karanlık, o acı günlerine döndürmek isteyenler elbette boş durmuyor. Tüm provokasyonlara, tüm sabotajlara rağmen hamd olsun süreci bugüne kadar getirdik" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bakıyorsunuz, Amerika'nın bir gazetesinde Pensilvanya'daki zat makale yazıyor. Niçin yazıyor? Türkiye'deki bir katılım bankasıyla alakalı. Ya sen hoca mısın yoksa banka patronu musun nesin? Hale bak. Ve sırtını nereye dayıyor, işte o malum New York Times gazetesine. Peki bunun patronajı nerede? Onu da siz araştıracaksınız. Acaba bu gazetenin patronları kim, acaba nasıl burada yazdırıyorlar? Hesap başka. Bilesiniz ki içeriden ve dışarıdan güçlü Türkiye istenmiyor ve bunun için her taraf ayağa kalkmış durumda. Bir yandan çözüm sürecini devam ettirirken, diğer yandan kamu düzenini, toplum huzurunu, halkın devlete güvenini de korumak durumundayız. Güvenlik, özgürlük dengesinden taviz vermeden bu meseleyi sonuca kavuşturmak durumundayız."
-"Dünyanın 4. en büyük açıklığı olan köprü"
İstanbul-İzmir otoyolu, Bursa-İstanbul Körfez Köprüsünün Mart 2016'da trafiğe açılacağına işaret eden Erdoğan, Bursa-İstanbul arasının 45 dakikaya ineceğini, Körfez Köprüsü geçişinin de 5 dakikaya düşeceğini anlattı.
İzmit geçişindeki kule ve yapımına değinen Erdoğan, "Kuleler arası açıklık bin 550 metre. Dünyanın 4. en büyük açıklığı olan köprü. Böyle bir noktadayız. Şu anda kılavuz halatları çekildi ve adına 'kedi yolu' dedikleri imalat şu anda yapılıyor. İnşallah martta tamamlanacak ve taşıyıcı kablolar da ondan sonra çekilmeye başlanacak. Köprü tabliyeleri inşallah mayısta başlıyor ve 2015 aralık ayı, köprü açılıyor" şeklindeki bilgileri paylaştı.
-"Bu insanlar sömürülmesin"
Sadece milletin desteği ve teşvikiyle yola devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suriye'de ve Irak'ta yaşanan bütün hadiseler maalesef çözüm sürecini zorlaştıran, süreci sabote etmek isteyenlere fırsat veren bir maiyet aldı. Bizim Suriye ve Irak'taki olaylar konusunda yaptıklarımız ortada. Ülkemize kaçarak gelen şu anda ben biliyorum ki Suriye'den Bursa'ya gelen insan sayısı 51 bin. Sizin bu 51 bin Suriyeli'ye, bu sığınmacıya gösterdiğiniz ev sahipliğinden dolayı sizlere şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Sizler bir ensar görevi gördünüz. Muhacire bunu gösterdiniz. Tabii şimdi de başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, hükümetimiz süratle burada kayıt dışı bir emek, çalışma, çalıştırma olmasın diye bir düzenlemeyi Başbakanlık döneminde başlatmıştık. Ama bunu süratle bitirmemiz lazım. Süratle bitirelim ki bunun da önünü alalım. Bu insanlar sömürülmesin. Çünkü tarih boyunca bizim sergilediğimiz bir anlayış var, alicenaplığımız var. Bir kez daha milletimiz bunu gösterdi. Ülkesinden, yurdundan, evinden koparak, topraklarımıza sığınan kardeşlerine sahip çıktı."
Erdoğan, devlet ve millet olarak hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak tüm imkanları seferber ettiklerini, mazlumları, boynu bükükleri ortada bırakmadıklarını bildirdi.
-"Türkiye'yi ateş çemberinin içine sokmak için uğraş veriyorlar"
"Kardeşlerimize sırtımızı dönmedik. Ama bu ülkelerdeki kaos ortamından faydalanan kimi çevreler meseleyi Türkiye'ye taşımaya, Türkiye'yi karıştırmaya çalıştılar" diyen Erdoğan, "DAİŞ terör örgütünden en büyük zararı biz gördüğümüz halde bu örgütü bahane ederek farklı cephelerden, farklı argümanlarla, farklı ithamlarla Türkiye'yi sıkıntıya sokmak istiyorlar. Bir yandan bölücü örgüt mensupları bir yandan paralel yapının ihanet şebekeleri içeride ve dışarıda Türkiye'yi bir ateş çemberinin içine sokmak için uğraş veriyorlar" şeklinde konuştu.
Mazlumun, mağdurun ve garibin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kardeşliği güçlendirmek, huzuru kalıcı kılmak için çalışmayı sürdüreceklerini aktardı.
-"Sabırla ekşi koruk helva olur"
Allah'ın izni ve milletin desteğiyle çözüm sürecini başarıyla sonuçlandıracaklarına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
"Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de, Libya'da hangi isim altında olursa olsun o masum insanları katleden, onlara zulmeden zalimlerin yıkılıp gittiği günleri de göreceğiz. Mısır'da masum insanları idama mahkum edenlerin de yıkılıp gittiğini göreceğiz. Sabırla ekşi koruk helva olur. Böyle bir atasözümüz var. Biz bugüne kadar sabırla, azimle çalışarak ne sorunların üstesinden geldik, ne sıkıntıları geride bıraktık. İnşallah bunları da aşacağız. İşte o gün tüm bu coğrafyada, tüm dünyada, milletimiz, ülkemiz, mazlumun, mağdurun yanındaki bu kararlı ve fedakar tavrıyla çok farklı bir yere, çok farklı bir konuma gelecek. 12 yıl önce mazlumlara yaptığımız yardım 45 milyon dolardı. Şimdi 4,5 milyar dolar. Bakınız, nereden nereye. Bu ne demek, bire yüz. Veren el, alan elden hayırlıdır, üstündür. Çalışacağız, çok çalışacağız ve tevekkül edeceğiz. Allah'ın inayetiyle inşallah başaracağız."
-Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve diğer ilgililerle kurdele keserek temsili açılışları gerçekleştirdi.
Bu arada, Erdoğan'ı başbakan olduğu dönemde, 2011 yılında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ankara'da ziyaret eden ve okuluna spor salonu yapılmasını isteyen Hatice Kübra Önder, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çiçek takdim etti. Açılışı gerçekleştirilen eserler arasında Vahide Aktuğ Ortaokulunun spor salonunun da olduğunu belirten Gönder, "Bir çocuğun isteğini arka planda bırakmayan bir cumhurbaşkanına sahibiz. Allah onu başımızdan eksik etmesin" diyerek teşekkür etti.
Gönder'in, Mihraplı Abdülkadir Can Anadolu İmam Hatip Lisesi 3. sınıf öğrencisi olduğunu belirtmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben de başarılar diliyorum. Bir imam hatipli cumhurbaşkanı olarak kendileriyle ayrıca iftihar ediyorum" dedi.
(Bitti)