Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Araştırmaları Merkezi tarafından üniversitenin Haliç yerleşkesinde düzenlenen panelde, Yunanistan'da seçimleri kazanan Radikal Sol İttfak'ın (SYRIZA) Bağımsız Yunanlar Partisi (ANEL) ile oluşturduğu koalisyon hükümeti Yunan akademisyenlerce tartışıldı.
Panelde konuşan Dimitrios Triantaphyllou, Yunanistan'ı iflasın eşiğinde bir ülke olarak nitelendirerek, "Bunlar normal zamanlar değil. Geçen hafta iktidara ucu ucuna gelmiş bu hükümet de henüz programını bile parlamentoya sunabilmiş değil" dedi.
- "Her üç oydan sadece birini aldı"
SYRIZA ve zaferi hakkında pek çok şey duyduklarını kaydeden Triantaphyllou, Türkiye'de ve dünyada SYRIZA'nın bir değişim rüzgarı olup olmadığı sorusunun sorulduğuna işaret etti.
Triantaphyllou, bu soruya kendi cevabının "Hayır" olduğunu vurgulayarak, "SYRIZA ülkedeki her üç oydan sadece birini aldı. Üstelik, Yunan halkının yüzde 34'ünün de sandığa gitmediğini hatırlamak zorundayız" diye konuştu.
SYRIZA'nın sol bir parti mi popülist bir parti mi olduğunun tartışıldığını belirten Triantaphyllou, "Bence popülist bir parti. SYRIZA, reformların halkın yaşam standartlarını zorunlu olarak daha iyi duruma getirmediğini gören herkese pek çok şey vaat ederek seçimi kazandı" dedi.
Triantaphyllou, SYRIZA'nın Yunanistan'daki diğer iktidar partilerinden köklü bir farklılığı olmadığını savunarak, "SYRIZA da Yeni Demokrasi ve PASOK partileri gibi devletçi. Yeni Demokrasi ve PASOK Yunanistan'da çöken hantal devletin yaratıcılarıydı. Nitekim SYRIZA'ya kimlerin oy verdiğini görmek için bu iki partinin çöküşüne bakmak lazım" görüşünü dile getirdi.
SYRIZA'nın önemli bir oy kaynağının da ülkedeki işsizler olduğuna dikkati çeken Triantaphyllou, işsizliğin yüzde 25'in üzerinde olduğu ülkede gençler arasında işsizliğin de yüzde 50'yi geçtiğini söyledi.
SYRIZA'nın "yeni bir umut" olarak nitelendirilebileceğini belirten Triantaphyllou, "Ancak bu bir imaj. Gerçek ise SYRIZA'nın normal koşullarda değil, bir kriz ortamında iktidara gelmiş olması" dedi.
"Her gün dayak yemiş gibi hisseden bir seçmen kitlesi"nin SYRIZA'yı seçtiğini anlatan Triantaphyllou, "Yunanistan'dan söz ederken aslında kendisini marjinalleştirilmiş, cezalandırılmış hisseden bir ülkeden söz ediyoruz. Böyle bir ortam da popülizm revaç bulur. Bunun sol veya sağ olmayla ilgisi yok" diye konuştu.
- "Sorunun özü değişmedi"
Triantaphyllou, "Retorik ve tavırlar değişti, herkes rock star görünümlü yeni maliye bakanıyla ve kravat takmayan siyasetçilerle heyecanlandı ama ülkenin durumu, sorunun özü değişmedi. Yunanistan'ın gerçek durumu bu" değerlendirmesini yaptı.
Yunanistan'da "dünyaya tek başına karşı koyan ülke" söyleminin ortaya çıktığına dikkati çeken Triantaphyllou, "Peki biz kimiz? 10,5 milyon nüfuslu bir ülke. Dünya nüfusunun yüzde 0,3'ünü teşkil eden bir ülke. Dünyadaki tüm gelirin 0,303'üne sahip bir ülke, ki bu düzeye de AB üyesi olduğumuz için ulaştık, bir üye olmasak nerede olabileceğimizi düşünün. Bu halimizle mi dünyaya karşı duracağız? İşte popülizmin tehlikesi burada" diye konuştu.
- "Öncelik dış politikada değil"
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi gazeteci Ariana Ferentinou da Yunanistan'daki krizin kişisel yaşamı üzerinden bir örnekle anlatarak, 2013'te Türkiye'de Yunan Devlet Televizyonu ERT'yi temsilen bulunduğu sırada dönemin hükümetinin kurumu kapatma kararı aldığını söyledi.
Hükümetin bu kararıyla kendisinin de aralarında olduğu binlerce kişinin bir anda işsiz kaldığını anlatan Ferentinou, "Bu benim de meslektaşlarımın da hayatları boyunca unutamayacağı bir deneyim. Bu kararın üzerinden geçen iki sene içinde ölenler, intihara sürüklenenler oldu" dedi.
Ferentinou, seçmenin son seçimdeki tercihlerini değerlendirirken buna benzer deneyimlerin de hesaba katılması gerektiğini vurguladı.
Yeni hükümetin Yunanistan ile Türkiye'nin ilişkilerindeki etkilerine değinen Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kostas Ifantis de "Yeni Dışişleri Bakanı 'şahin' gibi görünse de, iki ülkenin ilişkilerinden dikkate değer bir değişiklik beklemiyorum. Seçim kampanyasında dış politika gündemde de değildi, tartışılmadı. Öncelik dış politikada değil" dedi.
Panele Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hakan Yılmaz ile Dr. Vangelis Kechriotis de katıldı.