Ala, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Bugün bazı gazetelerde, 'polis memurlarının girdiği sınavlar için, Polis Akademisi'nce hazırlanıp bakanlığa satılan soruların bazılarının hatalı olduğu ve bunlarla üst üste sınav yapıldığı' iddiaları var. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Ala, "Bu konu yeni olduğu için bir bilgiye sahip değilim. Kasıt yoksa, hatalı durum tespit edilir soruşturma sonunda. Yok kasıtlı olarak öyle verilmişse, o da tespit edilir. Soruşturmanın sonucunu beklemek lazım" yanıtını verdi.
- "Bu casusluktur, vatana ihanettir"
MİT tırlarının durdurulmasına değinen Ala, Türkiye'nin terörle ilişkilendirilmeye çalışılmasını "ihanet" olarak nitelendirdi. Türkiye'nin, Suriye politikasının önemli argümanlarından birisinin Bayır-Bucak Türkmenleri olduğunu belirten Ala, şöyle devam etti:
"Oraya biz yardım gönderirken, aynı yapı tarafından tır durduruluyor, kanunlara, geleneklere, devlet anlayışına aykırı. Türkiye'yi güya oradaki teröristlere yardım ediyor anlayışıyla, bunu yayarak Türkiye'yi zor duruma düşürmek amaçlanıyor. Bu bir ihanettir. Terör uygulayan Esed değil de oradaki Bayır-Bucak Türkmenleri mi? Bu mu vatan-millet? Bu nasıl bir ihanettir? Onun için devlet de gereğini yapıyor. Orada, o işi yapanlar da görevden alındı, soruşturmalar açıldı, davası da devam ediyor, ihanetten. Bu casusluktur, vatana ihanettir. Soruşturma sonucunda da hepsi ortaya çıkıyor, çıkacak."
- Gülen hakkındaki yakalama kararı
"Fethullah Gülen hakkındaki yakalama kararının, henüz Adalet Bakanlığına ulaşmadığı belirtiliyor. Kırmızı bülten öncesi, difüzyon dosyası hazırlanacağı haberleri var. Gülen'le ilgili kırmızı bülten ve iade işlemleriyle ilgili yürüyecek süreç konusunda bilgi verir misiniz?" sorusu üzerine Ala, bu konuyla ilgili iç ve uluslararası mevzuatın, Amerika Birleşik Devletlerinin kendi uygulamasının olduğunu, bunların hepsinin dikkate alındığı bir sürecin yürütüldüğünü söyledi.
Ala, Gülen'le ilgili kararın, Adalet Bakanlığından sonra İçişleri Bakanlığına geleceğini, kendilerinin de prosedür, kanunlar ve mevzuatın gerektirdiği süreci devam ettireceklerini belirtti.
- "Belgeler gerçeği yansıtmıyor"
"Fethullah Gülen'in 1990'da aldığı yeşil pasaport, Erzurum Valiliği tarafından yalan beyan ve usulsüz yöntemlerle alındığı tespitiyle iptal edilmişti. Dışişleri Bakanlığı da pasaport iptalinin 26 Ocak'ta ABD makamlarına iletildiğini açıkladı. Amerikalı hukukçular, Gülen için benzer bir durumun, yeşil kart sürecinde de yaşanmış olması halinde, kartın geri alınması ve sınır dışı sürecinin başlatılabileceğini belirtiyor. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusu üzerine Ala, pasaportun, çeşitli belgeler uydurularak alındığını tespit eden Danıştayın, Valiliğin kararını doğru bulduğunu kaydetti.
Yeşil pasaport için belli memuriyet derecesi gerektiğini hatırlatan Ala, "İlkokul mezunu Gülen, 1,5 sene okumuş, sonra dışarıdan vermiş ilkokulu. Memuriyetten mi emekli olmuş, işçilikten mi emekli olmuş bunlar tartışılmış kararda. Memuriyetten istifa etmiş, işçilikten emekli olmuş ama orada memuriyetten emekli olmuş gibi gözüküyor. Çünkü işçilikten emekli olunca zaten alamaz. Memuriyetten emekli olunca da üçüncü dereceye inebilmesi için belli bir eğitim seviyesinde olması lazım, o eğitim seviyesi de yok" diye konuştu.
Pasaporta ilişkin belgelerin, kurumda nüshasının bulunmadığını belirten Efkan Ala, bu haliyle belgelerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Yeşil kart konusunda da ilgili bakanlıkların, bir hukuksuzluk varsa aynı şekilde prosedürü işleteceğini anlatan Ala, bir yanlışlık varsa gereğinin yapılacağını dile getirdi.
- "İstihbarat örgütü müsün sen?"
Ala, "Gizli tanıkların paralel yapıya bağlı polislerce yönlendirildiğine ilişkin haberler var. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Zaman zaman bu tür şikayet dilekçeleri geliyor, soruşturma açılıyor. O soruşturmalar sonucunda ortaya gerçeğin çıkması önemli. O gerçek ortaya çıkınca, gereği yapılıyor. Adliyeye gönderilecekse gönderilir, idari ceza verilecekse veriliyor. Bu tür soruşturmalar da var, gizli tanıklara yönlendirme yapıldığına yönelik. Ama soruşturmanın sonucu belirleyecek ne kadarı gerçek, ne kadarı değil."
Efkan Ala, "Kamu görevlileri arasında, paralel yapıyla ilgili itirafçı pozisyonunda olan var mı? Bunlarla ilgili bir pişmanlık düzenlemesi yapılacak mı?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Var tabii, başvuruda bulunuyorlar. Bunların bir kısmı neyin, nasıl bir yapının içerisinde olduğunu sonradan fark ediyor. Dikkat ederseniz taban da şaşkın vaziyette izliyor, 'Ne oluyor', bir kısmı en azından... Bir yapının -cemaat diye tanımlarsanız- eğer örgüte dönüşmemişse dinlemeyle ne işi olur dinlemeyle, Başbakanla, MİT'i dinlemeyle? Oslo görüşmelerini başka ülkenin istihbaratı buraya veriyor, burası sızdırıyor. Çözüm Süreci'ni engellemeyle ne işi olabilir? İnsanlardan şantajla para toplamayla ne işi olabilir? Böyle bir şeyler olamaz. Tırı durdurmayla, dinlemeyle, MİT'le, istihbaratla... İstihbarat örgütü müsün sen? Senin istihbaratla falan ne işin olur? Zaten millet buna şaşırdı. Böyle bir şey görülmüş değil. Onun için bu başka bir şey, kendilerine anlatılandan başka bir şey olduğu orada da tartışmaya başlandı.
Gerçekten bu işten haberdar olmayan, bulaşmamış olanların hiç olmazsa oralardan ayrılmasını sağlayacak bir dil kullanıldığında, topyekun saldırıya geçiyorlar, üstteki o grup. 'Aman kimse buradan gitmesin' diye. İyi niyetlerle, gerçekten yardım yapayım, memlekete faydam olsun diye burada bulunmuş olanlara söylüyorum, vakit geçirmeksizin, behemehal bu tür şeylerden ayrılın, kendinize dönün. Artık görelim, olup biteni görmemek mümkün değil. Hiç başka gerekçeye gerek yok. Ne işi olabilir bu tür işlerle? Bu konularla ne işiniz olur sizin? O soruyu sorsalar yeterli."
- Erdoğan'ın ofisinin dinlenmesi
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, ofisinde dinlenmesiyle ilgili 'böcek' davasının ikinci duruşması bugün yapılıyor. Hakkında yakalama kararı bulunan beş emniyet görevlisi ile ilgili son durum nedir? Yurt dışına kaçtıkları ifade ediliyor, bu konuda bir kırmızı bülten çalışması var mı?" sorusu üzerine, Ala, şu yanıtı verdi:
"Var tabii. Hem kırmızı bülten çalışması var hem de yurt dışına gittiklerine dair bilgimiz de var. Daha ötesi nerede olduklarına dair de var. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nden bahsediyoruz. Bir sorunu ciddiyetle ele aldığı zaman çözüm kapasitesi Allah'ın izniyle birçok sorunun üstesinden gelmeye yeter. Hele hele milletin desteğini de almışsa bir yönetim, o birçok sorunu çözer. Onlar artık tespitlidir. Buralarda kararlar oluşturulur, ondan sonra da onlar bulunur, getirilir. Nereye kaçılacak ilanihaye. Sonuçta yeryüzü küresindeyiz."
(Sürecek)