Ala, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek "İç Güvenlik Paketi"nin vatandaşların yaşamını nasıl etkileyeceğine" ilişkin soru üzerine Ala, paketin bir güvenlik reform paketi olduğuna işaret ederek, reform için ne zaman adım atılsa statüko ve müttefiklerinin alışılagelmiş klişe sözleri ve direnciyle karşılaşıldığını söyledi.
Pakete yönelik eleştiriler dikkate alındığında paketin ne kadar doğru olduğunun görüleceğini ifade eden Ala, halkın reel ihtiyaçlarının karşılanması için paketin hazırlandığını dile getirdi. Ala, "Kafelerde oturup ya da üç beş kişinin üst düzeyde muhalefet anlayışıyla ortaya koydukları teorik problemlere ya da teorik tartışmalara çözüm üretmek için biz bu paketi hazırlamadık. Vatandaşın sahada karşılaştığı problemleri çözmek için hazırladık" diye konuştu.
AB İlerleme Raporlarında her yıl sivil iradenin, halk adına ülkeyi yönetme yetkisini sandıktan alanların devlet mekanizmaları, özellikle güvenlik birimleri üzerindeki etkilerini artıracak düzenlemelerin yapılmamasının eleştirildiğini anımsatan Ala, pakette bu eleştirilerin önüne geçecek düzenlemeler yer aldığını kaydetti. Ala, "Sivil otoritenin jandarma ve sahil güvenlik üzerinde etki ve yetkisinin olması lazım. Çünkü onların gördüğü işlerden sorumlu mekanizma halka karşı siyaset. Siyasetin etkili olmadığı yer hesabı nasıl verecek? Çünkü halk sandıkta siyasete hesap sorabiliyor" dedi.
Paketteki düzenlemeyle pasaport ve ehliyet verme yetkisinin polis idarelerinden nüfus idarelerine geçeceğine dikkati çeken Ala, "Ehliyet ve pasaport, nüfus cüzdanından daha mı önemli? Hepsinin kaynağı nüfus cüzdanı. Onu veren yer neden bunları vermesin" diye sordu. Yeni düzenlemeyle vatandaşın daha sivil bir ortamda ehliyet ve pasaportunu alacağını, görev devriyle kazanılacak, güvenlik eğitimi almış 5 bin polisin de sahada güvenlik hizmetinde istihdam edileceğini ifade etti.
Bir mahalleden başka bir mahalleye taşınan vatandaşın adres değişikliğini bildirmesi zorunluluğunun kalkacağını dile getiren Ala, vatandaş yeni taşındığı yer için herhangi bir abonelik başvurusu yaptığında, başvurulan yer tarafından adres değişikliğinin nüfus idaresine bildirileceğini anlattı.
Paketteki bir başka düzenlemeyle, ad ve soyad değişikliği için artık dava açmak gerekmeyeceğine, nüfus idarelerine verilecek dilekçeyle değişikliklerin yapılabileceğine dikkati çeken Ala, geçen aylarda yayımlanan genelgeyle hayata geçen "yerinde ifade verme" uygulamasının da paketteki düzenlemeyle yasal zemine kavuşturulacağını söyledi. Bugüne kadar 86 bin kişinin bu düzenlemeden yararlandığını, şikayetçi, mağdur veya ifadesine başvurulacak kişilerin isteklerine bağlı olarak evlerinde, iş yerlerinde ifadelerinin alındığını belirten Ala, "Karakol gel, orada ifade ver" yerine, evinde, iş yerinde hırsızlık olan bir kişiye "Arzu ederseniz biz gelelim, ifadenizi evinizde, iş yerinizde alalım" denileceğinin altını çizdi.
Ala, sözlerine şöyle devam etti:
"Yasal zemine kavuşturduğumuz zaman, lütuf değil hak olur vatandaş için. Bakanın lütfu değil çünkü biz vatandaşlara hizmet ediyoruz, onların hakkıdır, hak haline getirmenin yolu da yasal düzenlemedir. Vatandaş rahat edecek. Bir de köyler var, köylere jandarmamız hizmet veriyor. Onları da seyyar karakol halinde düzenledik. Onu da buraya koyduk. Seyyar karakol biniyor minibüse, içinde bilgisayarı var, gidiyor ve orada soruyor. Orada vatandaşın ifadesine, bilgisine başvuruyor. Yahut vatandaş mağdur değil de bilgisine başvurulacak ama hasta veya engelli. Onun başına gidilip, orada ifade alınıyor."
-"Verdikleri örneklerin tamamı gerçek dışı"
Muhalefetin, pakette yer alan "polisin silah kullanım yetkisinde değişiklik, eylemlerde yüzleri kapatanlara 5 yıla kadar hapis cezası, havai fişek, molotof, demir bilye ve sapan kullananlara yönelik cezalar, şahıs ve araç aramaları" gibi bölümlere yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, Bakan Ala şöyle konuştu:
"Bazen genel başkanların bu yasayı topyekun okuma fırsatları olmayabilir. Ben şunu söyleyeyim, muhalefetin sözcülerinin de ya kurnazlıkla ya kasıtla bu yasaya topyekun eleştiriler getirdiklerini görüyoruz. Eleştirilerine spesifik örneklerle destek olmaya çalışıyorlar, verdikleri örneklere bakıyoruz, örneklerin tamamı gerçek dışı. Genel değerlendirme yapıyor, onu desteklemek için örnek veriyor, dayanak ortaya koyuyor, o çürük. Onu çektiğiniz zaman önerme de düşüyor aşağıya. Bu, böyle olmamalı. Biz, 78 milyonun ve yurtdışındaki vatandaşlarımızla beraber milyonlarca vatandaşımızın reel hayatta derdine deva olacak düzenlemeler yapıyoruz. Eleştireceksiniz bile onu doğru dürüst araştırmanız lazım."
-"Bir ters yüz etme çabası var ama edilemez"
Tasarının komisyondan iki-üç günde geçtiğine vurgu yapan Ala, muhalefet temsilcilerine "Var mı olumlu eleştirileriniz, yapın, değiştirelim" dediklerini, teklif edilen küçük dokunuşların da değerlendirildiğini anlattı.
Suç işlememiş olanlara garanti sağlayan, onların mal ve can güvenliklerini koruyan düzenlemeler içerdiği için paketin komisyondan kolay geçtiğini ifade eden Ala, sözlerine şöyle devam etti:
"Vatandaş esnaf, dükkanında oturuyor, bir gün dükkanına molotof kokteyli atılacak ve dükkanı yanacak. Biz buna razı mı olacağız? Molotofla gösteri mi yapsınlar? Bilyeleri kurşun gibi, o büyük mancınıklara takıp atsınlar mı? Neye karşılar? Kesici, delici, boğucu aletlerle -şu anda da yasak- toplantı, gösteri mi yapsınlar? Bunların hiçbirisini yapmayan, toplantı ve gösteriye karışan insanlara bir şey demiyoruz.
Anamuhalefet Partisinin Genel Başkanı, 'Söz veriyorum o gençlerin en önünde ben olacağım' demiş. Molotof taşımayacaksa, kuralların belirlediği güzergahta yürüyecekse, elinde sapan, demir bilye olmayacaksa, yüzünü suç işlemek üzere kapatıp elinde de kanun dışı birtakım enstrümanlar olmayacaksa ve kalabalıkların arkasından polisimize, milletimize karşı yaralayıcı, bereleyici şeyler atmayacaksan, yürü. Biz de senin güvenliğini sağlayalım. Burada bir ters yüz etme çabası var ama edilemez. Çünkü vatandaşımız bunu görüyor, araştırmalar yapıyoruz yüzde 80 destek ver. Bu pakete yüzde 80 destek var."
-"Gösteriye katılmayan esnafın hakkından bahsetmeliler"
Gösterilerden, yüzü kapalı ve kanun dışı materyal kullananlara ilişkin fotoğraflar gösteren Ala, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Vatandaşımızın can ve mal güvenliğini, hiç buralara karışmamış, toplantı ve gösteriyle alakası olmayan, evinde oturan, sokağında, mahallesinde gezinen, dükkanında oturan, satan ya da alan milyonlarca insanı bu tür saçma sapan şeylere karşı korumak zorundayız. Kimsenin onları rahatsız etme, onların hayatını tehlikeye düşürme, geleceğini karartma hak ve yetkisi olamaz. Bu, düpedüz saldırıdır. Saldırıya karşı da devlet onları korumak zorundadır.
Birilerinin gösteri hakkından bahsedenler, molotof, bu tür rezaletler olunca o gösteriye hiç katılmamış esnafın da yaşam hakkından bahsetmeliler. Onu korumaktan hiç bahseden var mı? Esnafın ticaret hakkı, vatandaşın evinde oturma ve huzur içinde yaşama hakkı, gençlerin okuluna gitme hakkı, insanların sokaklarda dolaşma hakkı ve özgürlüğünden bahseden var mı muhalefet? Nerede bunlar? Böyle yaparsanız insanlar nasıl sokağa çıkacak? Biz bunları kaç kez gördük, Gezi olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında gördük. Binlerce, yüzbinlerce, onbinlerce yer yakıldı, yıkıldı. Hala 'Ben bunların önünde yürüyeceğim'. Hayırlı, uğurlu olsun. Onun da hem millet hem de herkes ne anlama geldiğini bilir. Bir düzenden yana olur, muhalefetin milletin lehine alternatif politikaları olur. Yoksa milletin bütün mal varlığını, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren bir avuç hukuk dışı, kanun dışı saldırı içerisinde olanların hem savunucusu hem de önünde gideceğim cümlesi kullanılamaz. Savunucusu da olunamaz."
(Sürecek)