Çöğen bitkisini örnek gösteren Çelik, Berlin'deki Eczacılık Fakültesi ile birlikte üzerine çalıştıkları bitkinin ileride kanser ilaçlarının üretiminde önemli potansiyele sahip olmasını beklediklerini kaydetti.
Prof. Dr. Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yer altı zenginliklerinin yanı sıra yer üstündeki bitki örtüsünün de ülkelerin önemli doğal zenginliği olduğunu belirtti.
Ilıman iklim kuşağında yer alan Türkiye'nin coğrafi konumu, jeolojik yapısı ve ekolojik özellikleri ile bitki çeşitliliği açısından da önemli zenginliğe sahip olduğunu ifade eden Çelik, yapılan araştırmalarda yaklaşık 4 bin 200'ü yalnızca Türkiye'de yetişen 12 binin üzerinde bitki çeşidinin tespit edildiğini bu sayısının Avrupa kıtasındaki bitki çeşidine yakın olduğunu vurguladı.
Bu bitkilerin yurt dışına ham ithal edildiğine, başka ülkelerde işlenerek dünyaya dağıtıldığına işaret eden Prof.Dr. Çelik şöyle devam etti:
"Ülkemizde bu tıbbi ve aromatik bitkilerin ticari potansiyeli ancak ham droglar şeklinde. Defneyi yaprak, kekiği ham olarak ihraç ediyoruz. Bunların işlenip ihracatının yapılması gerekir.
Ülkemizde birçok doğal bitki türünden maalesef yeterince istifade edilemiyor. Mesela çöğen bitkisi. Şu anda Berlin'deki Eczacılık Fakültesi ile birlikte üzerinde çalışmalar yaptığımız çöğen, ileride kanser ilaçlarının üretiminde önemli potansiyele sahip olan bitkilerden bir tanesidir.
Doğu Karadeniz bölgesi de oldukça yüksek potansiyele sahip. Trabzon, Aydın'ın Kuşadası ilçesi ve çevrelerinde salep konusunda oldukça ümit verici ürünler var. Yaban mersini, keçi boynuzu, key eriği elması, yaban erikleri gibi birçok türün ülke ekonomimize önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz."
Bitki florasının çok daha düşük olmasına rağmen bu ürünlerden İspanya'nın 35, İtalya'nın 12, İran'ın ise 8 milyar dolar gelir sağladığına, Türkiye'nin gelirinin ise milyon dolarlar seviyelerinde kaldığına dikkati çeken Ali Çelik, tıbbi ve aromatik bitkilerin ülke ekonomisine gelir sağlayıcı hale getirilmesi gerektiğine değindi.
Çelik, "İspanya bizim kadar bir floraya sahip olmamasına rağmen yıllık 35 milyar dolarlık bir girdi sağlıyorsa, 12 bin bitki çeşidi olan ülkemizde yapılacak çalışmalar ve hedefli projelerle yaklaşık olarak 100 milyar dolar civarında yıllık gelir sağlanacağını düşünüyorum​" diye konuştu.
İzmir'de geçen yıl düzenlenen 5. İktisat Kongresinde doğal bitkilerin tarıma kazandırılması gerektiği yönünde sunum yaptığını, bu konuda hazırladıkları bir çalışmayı da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ilettiklerini aktaran Çelik, "Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne sunduğumuz keçiboynuzu üzerine projemiz destek gördü. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Ekonomik öneme sahip bitkilerin korunması, kültüre alınması, üretim standartlarının ortaya konması, üreticilere destek ve danışmanlık hizmeti verilmesi önemli konular" şeklinde konuştu.
Çelik, Denizli'de kurdukları Anadolu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Derneği (ANATAB) bünyesinde doğal bitkilerin tarıma kazandırılması konusunda maddi beklenti olmadan bilimsel destek sağladıklarını sözlerine ekledi.