Erdoğan, Türkiye Adalet Akademisini ziyaret etti. Ziyarette konuşan Erdoğan, adli ve idari yargı hakim ve savcıların yetiştirilmesi amacıyla kurulan akademiyi ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Akademinin bugüne kadar yetiştirdiği, mesleki gelişimine katkı sağladığı hakim ve savcılarla, bilimsel yayınlarıyla ve kendi alanındaki diğer çalışmalarıyla takdire şayan bir performans ortaya koyduğunu bildiren Erdoğan, akademi çalışmalarına katkı sağlayan, emeği geçen herkese teşekkür etti, halen akademide eğitim gören hakim ve savcılara da başarı diledi.
Adalet kavramının, tarihi insanlıkla birlikte başlayan ve her dönemde üzerinde düşünülen, konuşulan, tartışılan bir kavram olduğunu dile getiren Erdoğan, adaletin egemen olduğu bir toplum, devlet ve dünya idealinin daima insanlığın temel hedeflerinden biri olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün dünya üzerinde geçerliliği olan tüm yönetim sistemleri, adaletin ne olduğu ve nasıl uygulanması gerektiği tartışmaları çerçevesinde şekillenmiştir. Siyaset felsefesinin temel meselesinin de adalet ve onunla birlikte ahlak, hukuk, din ve iktisat gibi konular olduğunu görüyoruz. Günümüz dünya düzenine yönelik en sert, en can alıcı, en geçerli eleştiriler yine adalet kavramı üzerinde ifade ediliyor" diye konuştu.
BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların çalışmalarına yönelik eleştirilerinin temelinde adalet kavramının yattığının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya 5'ten büyüktür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto hakkı olan 5 devletin yol açtığı adaletsizlikleri, haksızlıkları ifade ediyoruz. Evet beşten büyüktür dünya. Çünkü 5 tane ülkeye siz 196 ülkeyi mahkum edemezsiniz. Hatta 5 tane ülke de değil. Bu 5 daimi üyenin içinden bir tane üyenin iki dudağı arasına siz tüm dünyayı mahkum edemezsiniz. Ama ne yazık ki şu anda dünya, bu 5 daimi üyenin beşine veya bir tanesine mahkum. Buna kimsenin hakkı yok. Öyleyse biz bu dünyada adalet var diyemeyiz. Kaldı ki oradaki temsile baktığımız zaman, 3 kıtayı görürsünüz. Din olarak baktığımız zaman İslam'ın dışında hangileri varsa orada o var. Yani Müslümanlar yok, gayrimüslim veya diğerleri... Onlar orada var. Peki bu adalet mi? Değil. Kıtalara baktığımız zaman Avrupa var, Asya var, Amerika var. Afrika niye yok? Diğerleri niye yok? Bunu sorgulamak adalet adına bizim hakkımız değil mi? İnsanlık adına, vicdan adına bizim hakkımız değil mi?"
-"Orhan Baba soruyor ama başkaları sormuyor"
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan şartların bugün artık egemen kılınamayacağını, bunun aşılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Bunun için de dünyanın beşten büyük olduğunu iddia edenlerin sayısının artması ve kusura bakmayın gelin bakalım şu Birleşmiş Milletleri bir gözden geçirelim. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde şu anda 5 tane daimi üye var. Siz 10 tane geçici üyeyi oraya işte böyle laf ola beri gele koyuyorsunuz. Hiçbir yetkileri var mı? Yok. Dostlar alışverişte görsün diye onların da şöyle bir düşüncelerini alırlar. Ama sonuca müdahale etme noktasında en ufak bir tesirleri söz konusu değil. Öyleyse bunun değişmesi lazım" diye konuştu.
Buna bir ülkenin müsaade etmeyeceğini, çünkü yakaladıkları saltanatın ellerinden gitmesini istemediklerini bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu anda Suriye'de 350 bin insan öldürülmüş vaziyette. 7 milyon insan evinden barkından, her şeyinden uzak. Fakat 2 ülke bağlıyor işi. Neresi? Çin ve Rusya. Defaatle konuşmamıza rağmen iş çözülemiyor. Nerede adalet? 350 bin insan ölüyor, hala müdahaleniz yok. 7 milyon insan evinden barkından kopmuş durumda müdahale yok. Hani İnsan Hakları Evrensel Beyennamesi, lafta. Ülkemde 1 milyon 700 bin insan şu anda sığınmacı. Bizim ülkemizdeki kadar Lübnan'da sığınmacı var. 1 milyona yakın Ürdün'de sığınmacı var. Şimdi bizim burada adaleti aramak hakkımız değil mi? 5,5 milyar dolar ülkemizde şuanda yapmış olduğumuz harcama. Avrupa'da ne kadar var? 130 bin. Peki Türkiye'ye gelen bir destek yardım var mı? Şuana kadar 250 milyon dolar. Yaptığımız harcama 5,5 milyar dolar. Sormazlar mı insana, Adaletin bu mu dünya? Şimdi bu konuda Orhan Baba soruyor ama bak başkaları sormuyor. Bunları çözmemiz lazım. Suriye'de, Irak'da, Mısır'da ve dünyanın diğer pek çok bölgesinde yaşanan olaylara ilişkin eleştirilerimizin temelinde de oradaki insanların maruz kaldığı adaletsizlikler ve zulümler yatıyor."
-"Türkiye'de bazıları bunu hazmedemiyor"
Etiyopya, Cibuti ve Somali ziyaretlerini anımsatan Erdoğan, oradaki insanların yaşam koşullarını gördüğü zaman ciğerinin paramparça olduğunu söyledi. Erdoğan, "Teneke barakaların içinde yaşayan insanlar. Bakıyorsunuz şöyle ağaç dallarını falan birleştirmişler, üzerini naylonlarla örtmüşler, onların içinde yaşayan insanlar. Ne hastane var, ne şu var, ne bu var..." diye konuştu.
Bu ülkelere yönelik Türkiye'nin 2011'den sonra adım attığını ve sivil toplum kuruluşlarının bölgede bazı ufak hastaneler yaptığını aktaran Erdoğan, Türkiye'nin 200 yataklı muhteşem bir hastane inşa ettiğini, 450 hemşireye hitap edecek eğitim kurumu kurduğunu ve bazı okullar yaptığını anımsattı. Erdoğan, şunları söyledi:
"Şu anda projeye dayalı büyükelçilik binasını biz yapıyoruz. Bu yıl sonu inşallah 10 bin metrekarelik bir büyükelçilik binamız olacak. Kapalı alan itibarıyla ama 80 bin metrekarelik bir arazi içinde. Şimdi bu insanlara elini uzatırsan adilsin. İşte onun için 'Kenarı Dicle'de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adli ilahi sorar Ömer'den onu' diyerek, biz Somali'deki kardeşlerimize de elimizi uzatalım diyoruz ama Türkiye'de bazıları mesela bunu hazmedemiyor.
Şimdi orada ilk etapta 10 bin konut yapma girişimi içinde olalım dedik. İnşallah 45, 65 ve 85 metrekarelik konutlarla orada bir insani yaşam imkanını sağlayalım. Havalimanını sağolsun bizden bir müteahhit firmamız cesur davrandı ve yaptı. Onun terminal binasının açılışını yaptık. Bir duble yol, şehir merkezine yine aynı şekilde oradaki Türk firması cesur davrandı üstlendi, o yaptı. Mogadişu Limanı'nı yine aynı şekilde bir Türk firması şu anda işletmesini aldı hem Somali devletine oradan belli bir imkan her ay sağlanıyor hem de kendisi kazanıyor.
Terörün estiği bir yerde bu icraatı yapmak adalete inanmış insanların işidir. Adalet o kadar önemli. Çünkü zulmün alternatifi nedir, adalettir. Olay bu kadar basit. Adaletin düşmanı nedir, zulüm. Onun içinde bu işin üzerine üzerine hep birlikte gitmek durumundayız"
(Sürecek)