Davutoğlu, partisinin Hasan Güngör Spor Salonu'nda yapılan Denizli 5. Olağan İl Kongresi'ndeki, konuşmasına efelere, zeybeklere selam vererek başladı.
Kenti "ilmin, irfanın diyarı" olarak nitelendiren Başbakan Davutoğlu, tek tek isimlerini saydığı Denizli'nin ilçelerine selamlarını iletti.
Hava muhalefeti nedeniyle kente uçak ya da helikopterle gelemediklerini, karayoluyla gelmek zorunda kaldıklarını dile getiren Davutoğlu, kendisini bekleyenlerden haklarını helal etmelerini istedi.
"Yola çıkarken şundan emindik, Denizlili karar verdi mi, bir söz verdi mi bulunduğu mevziyi, meydanı, doldurduğu salonu terk etmez. Denizli, Uhud'un okçuları gibidir, tepeyi terk etmez" diyen Davutoğlu, hep yanlarında olan kente minnet, teşekkür borçlu olduklarını söyledi.
Kendisini salonun içinde ve dışında bekleyenleri hiç unutmayacağını vurgulayan Davutoğlu, salondakilerin "dik dur eğilme, AK Gençlik seninle" sloganlarına, "Eğilmek bizim için mümkün mü? Hep Denizli'nin sembol horozu gibi başımız her zaman diktir, hiç eğilmez" karşılığını verdi.
Kent için kullanılan "Denizli'nin evlatları, bizim için elimizin asasıdır, gönlümüzün tasasıdır, evlerin yakacağı, çorbamızın kaşığıdır" ifadelerini hatırlatan Davutoğlu, o güzel lehçesiyle Denizlili'nin konuştuğunda cümle alemin susup, kente selam durduğunu söyledi.
Denizli'nin sembolünün horoz olduğunu anımsatan Davutoğlu, "Denizlililer öyledir ki güneş doğmadan uyanırlar, güneşi haber eder Denizli. Üzerinde güneş doğmayacak kadar çalışkan ve güneşi haber eden Denizlililer, sizler AK Parti güneşinin habercileri oldunuz" diye konuştu.
- "Madem ki hazinemiz boşaltılmış...."
Kentin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, AK Parti'nin genel başkanı olduğu dönemden itibaren sahip çıktığını, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de onu yalnız bırakmadığını belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"15 Mayıs 1919 düşman askeri İzmir'e ayak bastı. Memleket bir var olma, beka mücadelesinin eşiğindeydi. İzmir'den bir yiğit çıktı, Hasan Tahsin. İlk mermiyi sürdü, 'teslim olmayız' dedi. Aynı gün Denizli'de kahraman bir ses Müftü Ahmet Hulusi Efendi ve yanında belediye başkanı ile bir fetva okudu. Dedi ki, 'İşgal altına düşüldüğünde her Müslüman için cihat, her Müslüman için gayret, farz-ı ayndır. Herkesin üzerine istiklal mücadelesi vermek farzdır."
Salondakilerin sloganlarına "Allah, tarih ve millet bizden yanadır" diye karşılık veren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"İstiklal mücadelesine çıkan yiğitler, Denizli'nin efeleri, tekbir bu semalardan hiç dinmesin diye çıktı. Ahmet Hulusi Efendi yayınladığı fetvada şunu diyordu: 'Silahınızın olmaması mazeret değildir, elinizde hiçbir şey yoksa üç çakıl taşı alacaksınız ve düşman ordusuna atacaksınız'. İşte aynı ruh ve bilinçle 2001'de bir kervan yola çıktı. Afyon'da 1 Ağustos 2001'de aynı aşkla, sevdayla AK Parti yiğitleri, kurucu genel başkanımızın başkanlığında aynı şeyi söylediler: 'Madem ki hazinemiz boşaltılmış, madem ki savunma sanayimizde mecalimiz kalmamış. Tank yapamadığımız gibi hibe bile alamaz duruma düşmüşüz. Madem ki esnaflar başbakanlığın önünde yazarkasa kırar hale gelmiş. Bu hal üzereyken bir millete durmak yakışmaz. Madem ki IMF memurları ülkeye talimat verir hale gelmiş, işte istiklal mücadelesini başlatma vakti gelmiştir' dedik. Tarih 1 Ağustos 2001, aynen 15 Mayıs 1919'da Denizli'den yükselen ses gibi bir istiklal mücadelesine çıktık. Hem siyasi istiklal ki demokrasiyle taçlanacak, hem ekonomik istiklal ki ekonomik kalkınmayla taçlanacak, hem de dünyada itibarlı bir konum almak üzere AK Parti kadroları harekete geçti."
Davutoğlu, "Elinizde hiç imkan olmasa dahi, üç çakıl taşı olsa, o çakıl taşları üst üste koyacaksınız ve bu milletin, devletin yeniden inşasına katkıda bulunacaksınız. Buna hazır mısınız" demesi üzerine salondakiler hep birlikte "Evet" yanıtı verdi.
Başbakan Davutoğlu, gençlerden bu istikbal mücadelesinde aşkla çalışmalarını istedi.
(Sürecek)