Suriye Ulusal Çalışma Grubu Başkanı Mahmud Meri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gıda ve ilaç yardımlarının Suriye'deki tüm bölgelere ulaştırılması, tutukluların serbest bırakılması, ekonomik yaptırımların kaldırılmasının gerekliliği, siyasi çözüm için Cenevre-1 Konferansı'nın esas alınması, "yatıştırma politikasının" ülkedeki krizden çıkmak için tek çıkış yolu olduğu, "askeri gücün sadece Suriye ordusunun elinde olması" hususlarında anlaştıklarını belirtti.
Demokratik dönüşüm süreciyle ilgili de fikir birliği sağladıklarını ifade eden Meri, gelecekteki Suriye devletinin "sivil, çoğulcu, mensubiyet farkı ve mezhep ayrımı gözetmeyen, kanun önünde tüm vatandaşlara eşit haklar tanıyan bir devlet" olması konusunda mutabakata vardıklarını kaydetti.
-"Dış müdahale krizin süresini uzatır"-
Meri, toplantıda muhalifler arasındaki ihtilaflı konulara ilişkin ise "Anlaşmazlık, geçiş süreci ve silah kısıtlaması üzerinde yoğunlaşıyor. Büyük bir anlaşmazlık değil, aşılabilir. Silahların sadece orduda değil, devlet birimlerinin elinde de toplanması fikrini savunanlar var. Bir diğer konu da uluslararası güvenceler meselesi. Uluslararası ve bölgesel tarafların rolünün olmadığı, Suriye-Suriye çözümü konusunda ısrarcıyız. Çünkü herhangi bir dış müdahalenin krizin süresini uzatacağı düşüncesindeyiz" dedi.
Teröre karşı tek saf olduklarını, El-Kaide ve IŞİD terörüne karşı yönetimdeki ve muhalefetteki Suriyelilerin çabalarının birleşmeye ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Meri, "Tüm yabancı güçlerin Suriye'den çıkmasını talep ediyoruz ancak halihazırda önceliğimiz, El-Kaide ve IŞİD'e karşı mücadele. Bunlar Hizbullah ve İranlılardan daha tehlikeli" diye konuştu.
Beşşar Esed'in akıbetinin konuşulmadığını çünkü bunun yönetimle muhalefetin müzakeresi değil, istişare toplantısı olduğunu belirten Meri, taraflar arasındaki ortak noktalar üzerinde durmak, anlaşmazlık bulunan hususlardan ise kaçınmak istediklerini, bu hususları sonraki toplantılarda ele almayı düşündüklerini söyledi.
-"SMDK'nın, katılıp katılmamasının bir farkı yok"
Muhalefetin, Suriye halkının içinde bulunduğu zor durumun farkında olduğuna ve onların sıkıntılarını yüklenerek çözüm bulmaya çalıştığına işaret eden Meri, görüşmelere başta Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) olmak üzere diğer muhalif grupların katılmamasına ilişkin, "SMDK, Suriye halkını temsil iddiasıyla Cenevre-2'ye katıldı ancak başarısız oldu. Bu yüzden katılıp katılmamasının bir farkı yok. Suriyeli muhalif grupların çoğu burada ve hepsi, vatanın sıkıntılarını yüklenebilecek durumda" değerlendirmesinde bulundu.
Hükümet yetkilileriyle görüşmelerde sunulacak uzlaşı belgesinde yer alan maddeler ise şöyle:
"Sivillere zarar veren rastgele saldırıların durdurulması. Düşünce suçlusu, barışçıl aktivistler, kadın ve çocuk tutukluların serbest bırakılması, kaçırılanların kurtarılması. Suriye'deki tüm bölgelere gıda ve ilaç girişinin sağlanması. Medyanın bir kişinin tekelinde bulunmaması ve tüm Suriyelilere kapılarını açması. Suriye İnsan Hakları Komisyonu oluşturulması ve hakların ihlali konusunda doğrudan müdahale yetkisinin bulunması. Söz konusu adımların atılabilmesi için ortak komiteler oluşturulması. Ekonomik yaptırımlar ve Suriye halkına yönelik ablukanın kaldırılması için çabalamak. Eski tutukluluk dosyasının iptali, silahın sadece gelecekteki Suriye devletinin elinde bulunması sonucuna götürecek siyasi bir sürecin gerekliliği."
Moskova'da 26 Ocak'ta başlayan Suriye görüşmelerine SMDK Başkanı Halid Hoca ve Koalisyon üyeleri ile Rusya tarafından davet edilen Muaz el-Hatip, Hadi el-Bahra, Abdulbasit Seyda, Bedir Camus gibi birçok isim katılmazken, muhalif sanatçı Cemal Süleyman, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, muhalif Halk İradesi Partisi Genel Başkanı Kadri Cemil, Yönetmen Süheyr Sermini, Ulusal Çağrı Platformu Başkanı Semir el-Ayta'nın da arasında bulunduğu 34 isim toplantılara iştirak ediyor.
Suriye'de hükümet ile muhalefet arasında 2011'den bu yana yaşanan çatışmalarda BM verilerine göre, 191 bin 300 kişi hayatını kaybetti, 5 milyondan fazla kişi göç etmek zorunda kaldı.