Bakan Avcı, MEB Sakıp Sabancı Basın Merkezi'nde düzenlediği toplantıda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Avcı, öğretmen atamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, yönetmelikte dün yaptıkları değişiklikle öğretmen atamalarında "40 yaş" şartının kaldırıldığını anımsatarak, "Özellikle 28 Şubat döneminde öğretmen adaylarından hak kazandıkları halde bir bölümünün o günün koşullarıyla göreve başlatılmadığını ve bir mağduriyet oluştuğunu, o mağduriyetleri de giderecek bir düzenleme olması için yönetmelikten 40 yaş koşulunu kaldırdık. Böylece herkes müracaat edilebilecek" dedi.
Avcı, "Öğretmen eşleri aynı şehirde buluşturma formülü var. Bunun detayları nedir?" sorusuna karşılık da eş durumu yer değiştirmeleri için ellerinden geleni yaptıklarını, eşlerin çok büyük bir bölümünü birleştirdiklerini söyledi.
Bakan Avcı, geliştirmeye çalıştıkları formülü şu sözlerle anlattı:
"Diyelim ki ne karısının ne kocasının bulunduğu yerde, norm kadro müsait değilse ve dolayısıyla eşlerden birinin olduğu yerde onları birleştiremiyorsak, o zaman bakalım çevre illerde, il içinde de başka ilçelerde onları birleştireceğimiz bir üçüncü yer varsa, onlar da kendileri açısından bu çözümü uygun buluyorlarsa, o zaman üçüncü bir yerde birleştirelim diye bir çalışmamız var.
Biz boş yerleri ilan ediyoruz. Diyelim ki Nevşehir'de hem karısının hem kocasının branşında uygun kadro var. Biri Konya'da, Biri Samsun'da ise diyelim Nevşehir'de her ikisinin kadrosuna uygun bir imkan varsa, o zaman ikisi de Nevşehir için müracaat ederler ve biz de onları Nevşehir'de buluştururuz."
- "Eğitimin yazboz tahtasına döndüğü" yorumu
"Açıklamalarınız, bazı yayın organlarında 'eğitim yazboz tahtasına döndü' şeklinde yansıdı" sözleri üzerine, Bakan Avcı, zaman zaman açıklamalarında, bazen de esprili ifadelerle konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalıştığını belirterek, "Fakat görüyorum ki bazen bu açıklamaların içerisinden bir cümle cımbızla çekiliyor ve sonra onun üzerinden bir algı operasyonu inşa ediliyor" dedi.
Antalya'da Özel Okullar Birliği'nin düzenlediği "Geleceğin Öğretmeni" konulu bir sempozyumun açılışına katıldığını anımsatan Avcı, şöyle konuştu:
"Bu konuyu konuşurken, gelecek dediğimiz büyük bir belirsizlikten söz ettiğimizi, oysa özellikle eğitim alanında bütün dünyada çok ciddi değişiklikler olduğunu, teknolojilerin, eğitim süreçlerinin hızla değiştiğini ve bu değişim hızının gittikçe arttığını, o yüzden dünyada eğitim alanında pek çok yeni uygulamaların başladığını ve dolayısıyla her şeyin sürekli değiştiğini, bundan sonra daha da hızlı değişeceğini söyledikten sonra dedim ki, 'Hani hep bize söyleniyor Türkiye'de eğitim yazboz tahtasına döndü deniyor, bakın bütün dünyada bu böyle'. Yani Türkiye'de bize niye insanlar 'Eğitim yazboz tahtasına döndü' filan derken, neyi kastediyorlar eğitim alanında yapılan değişiklikleri kastediyorlar. Biz de ısrarla anlatmaya çalışıyoruz ki dünyada olup biten bütün değişiklikleri bizim yakından izlememiz gerekir eğitim sistemimizi onlarla uyumlu hale getirmemiz gerekir. Onun için de hiçbir şey sabit kalmaz sürekli bu değişiklikleri gözlemek zorundayız, görevimiz bu. Milli Eğitim Bakanlığı olarak da bu, başka kamu kuruluşlarında da değişiklikleri izlemek zorundasınız ve ona göre ülkenizin ihtiyaçlarını siz de en iyi nasıl karşılayabilirim ona uygun değişiklikleri yapmak zorundasınız. Bu, yazboz tahtası demek değildir."
Bakan Avcı, bugünkü konuşmasında da bütün dünyada da eğer bir yazboz tahtasından söz edilecekse eğitimin bütün dünyada yaş gruplarına, cinsiyetlere, eğitim süreçlerine, eğitim finansmanına yönelik modellerin sürekli değiştiğini ifade etti.
Avcı, "Eğer bir yazboz tahtasından söz edilecekse dünyadaki eğitimin bütününde bu manzarayı görüyoruz. Türkiye'de istisnai bir şey yok. Bunu yapmazsak biz görevimizi yerine getirmemiş oluruz" diye konuştu.
Başka bir konuşmasında da dizüstü bilgisayarların, ses kayıt cihazlarının, cep telefonlarının kullanılmasını örnek göstererek, "Hiçkimsenin 'iletişim yazboz tahtasına döndü, ne güzel eskiden 40 kiloluk kameralarla çalışıyorduk" demediğini, dile getiren Avcı, "Değişime siz de mesleğinizin gereği olarak elinizden geldiği kadar uymaya çalışıyorsunuz. Biz de eğitimde aynı şeyi yapıyoruz" ifadesini kullandı.
Bakan Avcı, eğitimde de yeni teknolojilerin eğitimde nasıl değerlendirebileceği, yeni eğitim modellerini farklı kurumlarda uygulanmasının, kademeler arası geçişin, müfredatın düzenlenmesinin, daha nitelikli öğretmen yetiştirmenin nasıl başarabileceğinin, uzaktan eğitim olanaklarından yararlanılmasının yazboz tahtası olmadığını vurguladı.
Eğitimde bu yeniliklerin yapılmamasının, görevlerini yapmamış olmaları anlamına geleceğini vurgulayan Avcı, "Bunlar hiç değişmesin, her şey olduğu gibi kalsın' demek, biz eğitimin mevcut halinden çok memnunuz, hiçbir şeye dokunmayın, hiçbir şeyi değiştirmeyin, her şey olduğu gibi gitsin, eskiden nasıl idiyse öyle sürsün demektir" diye konuştu.
Bakan Avcı, şunları kaydetti:
"Eğitim yazboz tahtasına dönmüş değil, kastedilen o değil ama özellikle belli bir kesimin medyasında, açıkça adını söylüyorum paralel medyada, bu konular cımbızla seçilerek ve bağlamından kopartılarak, saptırılarak, çarpıtılarak farklı biçimlere, farklı yönlere çekilmeye çalışılıyor. Eğitimde yaşanan en küçük bir olumsuzluk Van'da'ki bir köy okulunun penceresinin kırık olması, Nevşehir'deki bir okulumuzun bahçe duvarının yıkık olması yani yerinde çözülebilecek pekçok ufak tefek sorun bile 'Eğitimin içler acısı hali', 'Türk milli eğitimi çöktü' gibi sloganlar eşliğinde bir propaganda ve dezenformasyon malzemesi olarak kullanılıyor. Bunun özellikle son iki yıldır sistematik ve yoğun bir biçimde sürdürüldüğünü biz görüyoruz, biliyoruz.
Belli bir kesimin özellikle bunları Milli Eğitim Bakanlığını ve dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığında yapılan icraatı kötülemek, yanlış göstermek, çarpıtmak için özellikle kullandıklarını da biliyoruz. Bu da onlardan bir tanesi 'Milli Eğitim Bakanı itiraf etti, eğitim yazboz tahtası dedi'. Hayır öyle demedik, dediğimiz şu eğitimde bütün diğer sektörler gibi çok hızlı değişiyor, en hızlı değişen sektörlerden biri dolayısıyla bütün dünyada eğitim sürekli yapılıp yapılıp yeniden kurgulanıyor. Her değişiklik eğitimde bir yeni alan açıyor. Türkiye'de de böyle ve bundan sonra da böyle olacak. Bu işte meşhur misalde olduğu gibi 'Namaza yaklaşmayın' biçiminde yorumlanıyor, yani Milli Eğitim Bakanı, 'Öğretmen arkadaşlarımız hastayken okula gelmesinler' dese bu medya yapılanması bunu Milli Eğitim Bakanı öğretmenlere okula gelmeyin dedi' biçiminde yansıtacak kadar işi çığırından çıkarmış vaziyette."
Milli Eğitim Bakanlığından milletvekilli seçimlerinde aday adayı olacak bürokratların bulunup bulunmadığına ilişkin bir soruya karşılık da Bakan Avcı, "Bizde de siyasete atılmak isteyen, milletvekili olmak isteyen arkadaşlarımız var. Daha da olur. Dolayısıyla bir hareketlilik yaşanır" dedi.
Bakan Avcı, bir gazetecinin "Bakanlık içerisinde bir kan kaybınız olacak gibi gözüküyor" şeklindeki esprisine karşılık da "Kan kaybı değil de taze kan" esprisiyle yanıt verdi.
(bitti)