Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulunca (BTTADK) Gümülcine'de Türk Gençler Birliğinde düzenlenen etkinliğe Rodop ili Radikal Sol İttifak partisi (SYRIZA) milletvekilleri Ayhan Karayusuf ve Mustafa Mustafa, Gümülcine ve İskeçe seçilmiş müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete, Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi (DEB) Başkanı Mustafa Aliçavuş ile azınlığın çeşitli kesimlerinin temsilcileri ve soydaşlar katıldı.
SYRIZA Milletvekilleri Karayusuf ve Mustafa, etkinlikle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamalarında, partilerinin kapatılan Türk dernekleriyle ilgili pozitif bir tavır içerisinde bulunduğunu belirterek, bunda herhangi bir değişiklik olmadığını söyledi. Karayusuf, 29 Ocak'la ilgili düzenlenen etkinliğin 25 Ocak seçimlerinin hemen sonrasına denk geldiğine işaret ederek, "25 Ocak seçimlerinde oluşan güzel tablonun ışığında Batı Trakya Türk azınlığının demokratik hak arama mücadelesinin anma törenindeyiz. Bu hak arama mücadelesinin devamını diliyorum. Çünkü kitleler hareketlenmeden bireysel girişimlerle bir yere varılmıyor" dedi.
Batı Trakya toplumunun bir kesimi için yapılan hak arama mücadelesine diğer kesimin de katkısı olması gerektiğini ifade eden Karayusuf, bu konudaki mücadelenin birlikte yapıldığı zaman arzu edilen olumlu sonucun elde edilebileceğini kaydetti. SYRIZA Milletvekili Karayusuf, şunları söyledi:
"Unutmayalım ki Martin Luther King'in yürüyüşlerinde yanlarında beyazlar da vardı. Bizim partimizin bu konudaki tavrı belli. SYRIZA olarak, bunda herhangi bir değişiklik olmadan azınlığımızın çözülmemiş sorunlarının çözümü için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarının uygulanması için elimizden geleni yapacağız. Bizler azınlık mensubu milletvekilleri olarak, belki de Doğu Makedonya ve Trakya eyaletindeki 11 milletvekiliyle birlikte bu mücadeleyi devam ettirip sonuç alacağız."
-Olaylarla yüzleşme vurgusu-
Mustafa Mustafa ise SYRIZA milletvekilleri olarak 29 Ocak 1988 eylemine ve 1990'da yaşanan olaylara büyük önem verdiklerini belirterek, "29 Ocak yürüyüşü, toplumların kimliklerinin, inançlarının idari tedbirlerle ya da mahkeme kararlarıyla engellenemeyeceğinin ifadesidir" dedi. Gümülcine'de, 29 Ocak 1990'da yaşanan olayların, saldırılara maruz kalanlar kadar, saldıranların da vicdanlarında, toplumsal bünyesinde derin yaralar açtığını ifade eden Mustafa, bu tür olayların anılmasının herkes için tarihle yüzleşmeye yönelik olması gerektiğini kaydetti.
Mustafa, şunları belirtti:
"Yaşanan olaylarla yüzleşmedikçe, konuşulmadıkça bu yara kangrene döner, geleceği ve bir arada yaşamayı zehirler. Bu tür olayların yıl dönümlerini anımsama tarihle yüzleşmeye yönelik olmalı. Tarihte yaşanan hatalardan ders çıkarmayı, yapılan hataların tekrarlanmamasını amaçlamalıdır. Bu anma törenleri kendi içimizde bir ağlamaya, sızlanmaya dönüşmemeli. Kine ve nefrete, düşmanlığa yol açmamalı, toplumlar arasına duvar örmemeli."
Batı Trakya'da geçmişte yaşanan acı olaylarla ilgili düzenlenen etkinliklerde kendi özeleştirilerini yapmaları için devlet yetkililerinin de yer alması gerektiğini dile getiren Mustafa, ancak bu şekilde yüreklerin yumuşayacağını ve ortak bir gelecek inşa edilebileceğini anlatarak şunları ifade etti:
"Bu yıl yeni bir dönemin başında bulunduğumuza inanıyorum. Bizler 29 Ocakları, kendi özeleştirilerini yapmaları için devlet yetkilileriyle, araştırmacı ve bilim adamlarıyla anmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde tüm toplumu kapsayacak dersler çıkarılabilir, yürekler yumuşar göz göze birbirimizin yüzüne bakabilir ve ortak bir gelecek inşa edebiliriz. Gelecek sene 29 Ocakları bu doğrultuda, böyle bir çerçevede anacağımıza inanıyorum."
Bu arada, Türk kuruluşlarınca yayımlanan bildirilerde, "29 Ocak direnişinin üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen, Batı Trakya Türk azınlığının Türk kimliğinin hala inkar edildiği ve temel hak ve özgürlüklerinin engellendiği" belirtildi.
-"Toplu direniş"-
Batı Trakya'da, isimlerinde "Türk" kelimesi bulunan derneklerin Yunanistan'da Türk bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararıyla kapatılmak istenmesi üzerine Türk azınlık, Gümülcine'de 29 Ocak 1988'de toplu direniş olarak adlandırılan büyük bir yürüyüş gerçekleştirmişti. Bu tepkilerin ikinci yıl dönümü olan 29 Ocak 1990'da ise fanatik Yunan gruplar tarafından Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı toplu saldırılar düzenlenmişti. Yunan polisinin müsamahası nedeniyle iki gün süren saldırılarda, Türklere ait 500'ün üzerinde dükkan ve işyeri tahrip edilerek yağmalanmış, aralarında merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile dönemin bağımsız milletvekili Ahmet Faikoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda Türk darbedilmişti.